Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, benim yaşadığım Alanya'yı teşrif etmişler. İlçe protokolü ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle kahvaltıda bir araya gelmiş. Bu münasebetle her nedense aklıma, dilimin ucuna Aşık...

Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, benim yaşadığım Alanya’yı teşrif etmişler. İlçe protokolü ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle kahvaltıda bir araya gelmiş. Bu münasebetle her nedense aklıma, dilimin ucuna Aşık Veysel’i dörtlüğü geldi: “Ben melanet hırkasını kendim giydim kime ne / Arı namus şişesini taşa çaldım kime ne.”
***
Sayın Arınç, önce "Dersim İsyanı"nın yıllardır hep tartışıldığını belirterek, “Âlemde hiçbir gerçek gizli kalmamalı. Dersim gerçeği ortaya çıkarılmalı ve tarihimizle yüzleşmeliyiz" buyurmuşlar.
***
Son yıllarda, tarihimizle bazılarının deyimiyle "resmi tarihle yüzleşmek" moda oldu; tarihin dolaplarındaki iskeletleri çıkarmak, “nekrofilya” illetine duçar olduk. Ne var ki, “iskeletlerden” teşhis olanaksız. Çürümüş yok olmuş, yozlaşmış! Ama ne gam: Asıl maksat doğrudan vuramadıkları Mustafa Kemal’e vasıtalı vurmak. Zaman geçtikçe bu da kolaylaşıyor…
Arınç, Dersim konusunda "Hiçbir şey gizli kalmamalı" diyor: "O günleri yaşayanların ifadesiyle insanlar sığındıkları yerde bombalanmak suretiyle, Sabiha Gökçen’in de içinde bulunduğu uçaktan atılan bombalarla fareler gibi öldürüldüklerini ve toplu olarak katliam yaşanmış. Şüphesiz Atatürk hayattadır ve İsmet Paşa Başbakan’dır ve sorumlu bir hükümet de vardır, Cumhuriyet Halk Partisi hükümetidir… Dersim’in bütün gerçekleri açıklanmalı ve bu konu gerek o zamanki siyasetçilerin varsa yanlışları, varsa doğruları, halka karşı ne yapıldığı, isyanın ana sebepleri, isyana karışanların kimlikleri ve isyandan sonra yaşananlar, bir tarih süzgecinden geçirilerek ortaya konulmalıdır. Bununla ilgili olarak Meclis’te bir araştırma komisyonu dahi kurulabilir."
Yani Arınç'a göre de “soykırımın” baş sorumluları Atatürk, İsmet Paşa ve CHP’dir ve Atatürk, İsmet Paşa, Fevzi Çakmak ve Bayar, "post modern" yargılanmalılar!
***
Bundan sonra Arınç, Rahmetli Mustafa Muğlalı Paşa'nın Van'daki kışladan adının kaldırılmasından çok mutlu. Bunun da ataerkil bir sebebi vardır herhalde. Malum Mustafa Muğlalı Paşa, Manisa'nın Menemen ilçesinde “şeriat isteriz” diye ayaklanıp, Asteğmen Kubilay'ın başını kesen Şeyh Mehmet ve avenesini mahkeme edip idama mahkum eden, asileri oracıkta astıran Divanı Harp’in başkanıydı. Adının kaldırılması Arınç'ı özellikle sevindirmiş.
***
Fakat Arınç'ın nekrofilya illeti devam ediyor: “Tarihimizle yüzleşmemiz gereken konular şeyler sadece Dersim’den de ibaret değil. Mesela İskilipli Atıf Hoca konusu da üzerinde durulması gereken bir konudur. Merhum İskilipli Atıf Hoca’nın neyle suçlandığı, niçin idama mahkum edildiği ve ona karşı yöneltilen adeta zulmü Türkiye’nin de artık konuşması lazım.”
Burada benim de babamdan dolayı İskilipli Atıf Hoca konusunda söz hakkım var. Babam Kılıç Ali, bu adamı yargılayan, idama mahkum eden ve astıran Ankara İstiklal Mahkemesi'nin üyesi idi. İskilipli Atıf Hoca, Anadolu hareketine karşı çıkmış, bu harekete karşı çıkarılan Aznavur’un Hilafet Ordusu'na destek vermiş, halkı, Kuvâ-yı Milliye’ye katılmamaya teşvik etmiş, bu yoldaki fetvaları, beyannameleri, Yunan uçaklarından mevziler üzerine atılmıştı. O şeriat isteyenlerin, Kurtuluş Savaşı'na karşı çıkanların kahramanıdır. Hakkında ağıtlar yakılır, filmler yapılır ve zaman zaman böyle hortlatılır. Birkaç ay önce Başbakan Erdoğan, Atıf Hoca'nın memleketi Çorum’da, hocayı, "Kahraman, devrim mağduru" olarak andı. Onu idama mahkûm eden İstiklâl Mahkemesi Başkanı merhum Ali Çetinkaya’dan, “Kel Ali-Cellât Ali” diye söz etti. Merhum Ali Çetinkaya'nın adının bir caddeden kaldırılmasını ve buna karşılık, Çorum'da heykelinin dikilmesini önermişti!
**
Ben Alanya'da yaşıyorum ama Arınç sohbetine ben çağrılmadım. Eğer orada olsaydım sohbet esnasında kendilerine, söyledikleri hakkında sorular sorar ve özellikle memleketi olan Menemen'deki Şeyh Mehmet başkaldırısı olayı hakkında yüz yüze, bazı sorular sormak isterdim. Eğer hiçbir şey gizli, kalmayacaksa Menemen olayının ve faillerini, soy ve soplarının da araştırılması ve ortaya çıkarılması gerekmez mi? Tarihimizle yüzleşmek adına!
***
“Tarihle yüzleşmek” furyası başladı ya ne idüğü öteden beri malum eski gazeteci, AKP milletvekili Mehmet Metiner, Dersim isyanına, Atatürk'ün tabancası ve dualarıyla savaş pilotu olarak katılan Sabiha Gökçe'nin adının da İstanbul'daki havaalanından kaldırılmasını bir kanun teklifiyle Mecliste talep edecekmiş. Ha gayret! Atatürk'ün adı da, sadece havaalanından değil bütün Türkiye’den kaldırılsın! Heykelleri, ANITKABİRİ yıkılsın… Gidiş o gidiştir!