Alanya'nın 2013 Tanıtım Filmi'ni izledim, sanal ortamda. Harika olmuş. Önceki yılların tanıtım filmleri de güzeldi ama sanki buna daha bi özen gösterilmiş sanki... Yapanın, yaptıranın, emeği geçenin; eline, koluna, beynine, yüreğine...

Alanya’nın 2013 Tanıtım Filmi’ni izledim, sanal ortamda.
Harika olmuş.
Önceki yılların tanıtım filmleri de güzeldi ama sanki buna daha bi özen gösterilmiş sanki...
Yapanın, yaptıranın, emeği geçenin; eline, koluna, beynine, yüreğine sağlık.
Henüz yeni olduğu için, beğeni ve paylaşım sayısını yetersiz buldum ama olsun; zamanla hedefleri tek tek bulur ve vurur bu video.
Alanya’nın bu tür etkinliklere, bu tür reklamlara gereksinimi var.
Bu tür olanakları daha çok kullanmalıyız.
* * *
Ancak dillendirmek istediğim konu bu değil, buradan bir başka yere gelmek istiyorum.
… …
Ağız ve diş yapısı bozuk insanlar vardır hani; biriyle konuşurken, elleriyle sürekli ağızlarını kaparlar. Elleri ağızlarında gezer, elleri ağızlarında gülerler.
Hatta gülmemeye, tebessüm etmemeye özen gösterirler.
Bu tür insanlar, özellikle de hanımlar için biriyle sohbet etmek, gülmek, gülümsemek işkencedir. Onulmaz bir aşağılık kompleksi içersindedirler…
… …
Alanya’nın 2013 tanıtım filmini izlerken, bunlar geldi aklıma.
Garibim kameraman, Alanya’nın ucube çatılarını, kişiliksiz/kimliksiz binalarını görüntü dışı bırakmak için olağanüstü bir çaba sarf etmiş.
Görüntüde, belirgin konut olarak, sadece Kale Mahallesi (Tophane Mahallesi) evleri var.
Çünkü burası sit alanı. Yoksa şimdiye kadar çoktaaan buranın da anası bellenmişti.
Artık Alanya’da, görsel amaçlı geniş bir kadraj içersine utanmadan, sıkılmadan sokulabilecek “düzgün çatılı/kişilikli/kimlikli konutlar”, sadece bu yörede kaldı.
Diğerlerinin her biri utanç abidesi.
Çatılar ayrı bir rezalet, dış cepheler ayrı bir rezalet.
Ehil olmayan eller, Alanya’yı, Alanya olmaktan çıkarıp, “Betonya” yaptı… Sağa dön beton, sola dön beton…
Her fırsatta söylüyor, yazıyoruz; bu görüntüler, Allah’ın bizlere bahşettiği doğal güzelliklerin de önüne geçti; onları gölgeliyor, öldürüyor, yok ediyor.

* * *
Garip bir toplumun garip bireyleriyiz.
Garibiz, çünkü bu durumdan herkes rahatsız. Herkes suçunu, kabahatini biliyor.
Biliyor ama yapmadan, yaptırmadan da duramıyor.
Bu tanıtım filmini ya Belediye akçalamıştır ya da ALTİD, bir olasılık da ALTAV…
Belli ki onlar da rahatsız.
Rahatsız ki, filmi çeken kameramana, “Aman kardeş, bizim şapşal çatılı, şapşal binaları görüntüye sokma…” diye sıkı sıkı tembih etmişler.
Ne kadar acı, ne kadar komik değil mi?
* * *

Zorla, zorlamayla belediyecilik olmaz.
Belediyecilik yürek işidir, gönül işidir.
Dostlar alışverişte görsün mantığıyla belediyecilik yapılmaz.
Oysa bu ülkede, bu coğrafyada, bu mantıkla belediyecilik yapılıyor, bu mantıkla koltuklar işgal ediliyor.
Bu ülkede yerel yönetim koltuklarına; “hizmet aşkı” için değil, “güçlü olma aşkı” için talip olunuyor.
Seçilmişler, “Görev sürem içersinde, ne verdim bu kente?” diye; seçilmek için yanıp, tutuşanlar, “Ne bilgim, ne birikimim, ne yeteneğim var da bu koltuklara talibim?...” diye; bunları seçenler; “Ülen ben bu adamlara oy veriyorum da, bunlar bu kente ne verebilir?” diye sormuyor kendi kendine…
Alanya, hep bu zihniyetin yüzünden, Ortadoğu kenti görünümünden kurtulamıyor.
Alanya, hep bu nedenle çarpıldıkça, çarpılıyor.
Alanya hep bu nedenle betonlaştıkça, betonlaşıyor.
Alanya’ya hep bu nedenle, “aman bi beton da ben dökeyim…” diye, ülkenin dört bir yanından akın akın insanlar geliyor.
* * *
Geçtiğimiz ay içersinde Alanya İmar Komisyonu, “Yeni Çatı Standardı Yönetmeliği” yapıp, yürürlüğe soktu.
Sorduk; “Bu yönetmelik, yeni yapılacak konutlar için; eski konutlar ne olacak?
Tıs yok!
* * *
Yine soruyorum.
Önceki dönem belediyecilerine de soruyorum, şimdikilere de…
Alanya’nın 2013 Tanıtım Filmi kadrajına sokmaktan utandığınız, Alanya binalarının ucube çatıları için bugüne kadar ne yaptınız, ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Yanıtınız yoksa o koltukları işgal etme hakkınız da yok, kalkın o koltuklardan…