ALANYA’DA uzun yıllardır simit satarak geçimini sağlayan Mustafa Bodur, artan hayat pahalılığını “simit hesabı” üzerinden anlatarak ekonomik tabloya dikkat çekti. Temel gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının dar gelirli vatandaşın alım gücünü ciddi biçimde düşürdüğünü söyleyen Bodur, “7 yıl önce 200 liraya 220 simit alabiliyordum, şimdi aynı paraya sadece 13 simit alıyorum” ifadeleriyle yaşanan değişimi özetledi. Türkiye genelinde olduğu gibi Alanya’da da özellikle son yıllarda ekmek, unlu mamuller ve içecek fiyatlarında yaşanan artış, günlük yaşamın en sade tüketim alışkanlıklarını bile etkiler hale geldi. Bodur, “Dört kişilik bir ailenin sadece çay ve simitle geçinmeye çalışması bile artık asgari ücretin yarısına denk geliyor” diyerek tabloyu somut bir örnekle ortaya koydu.
‘7 YILDA 200 LİRALIK SİMİT 220’DEN 13’E DÜŞTÜ’
Yedi yıl önce simidin tanesinin 90 kuruş olduğunu belirten Bodur, “7 yıl önce simidin tanesi 90 kuruştu. O zaman 200 liraya yaklaşık 220 simit satabiliyordum. Şimdi ise aynı paraya sadece 13 simit satıyorum. Yani arada 199 simit kaybolmuş durumda. Simidin tanesi neredeyse 15 kat artmış. Bu dar gelirli vatandaş için oldukça pahalı hale geldi. Zaten lokantada yemek yemeleri artık mümkün değil. Evde yapılan bir yemeğin maliyeti bile yüksek. Bugün bir çorba 120 lira. Asgari ücretle geçinen bir aile dışarıda yemek yiyemez hale geldi. Günlük 750 lira kazanan biri, eşiyle birlikte bir lokantaya oturup yemek yiyemiyor” dedi.
‘TAMAMEN DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİK’
Ekonomik gidişatı anlamakta zorlandığını ifade eden Bodur, “Ekonomiyi anlamakta zorlanıyorum. Pandemiden sonra birçok şeyin hesabını yapamaz oldum. Cumhurbaşkanımız zamanında “simit hesabı” yapmıştı ya; bugün o hesabı tekrar yapsak sonucu kimse görmek istemez. Bu sadece bugünün meselesi değil; zamanında Tansu Çiller de, Mesut Yılmaz da, Turgut Özal da aynı hesabı yapmıştı. Ama ekonomimiz nereye gidiyor, nasıl toparlanacak belli değil. Ekonomimiz artık bizim ekonomimiz değil; tamamen dışa bağımlı hale geldik. Amerika, İsrail, İngiltere gibi ülkelerin ekonomik sistemlerine bağlı olduğumuz sürece güçlü bir kalkınmadan bahsetmek mümkün değil. Bugün Türkiye’deki 10 büyük bankanın 7’si yabancı. Herkesin cebinde kredi kartı var ve bu kartlar aracılığıyla faiz sistemiyle millet sömürülüyor” diye konuştu.
‘4 KİŞİLİK BİR AİLE 3 ÖĞÜN ÇAY-SİMİT YESE AYDA 10 BİN 800 TL GEREKİYOR’
Bir simidin maliyetinden yola çıkarak genel yaşam giderlerine değinen Bodur, “Bir simidin maliyetini hesaplarsak, 4 kişilik bir aile günlük 3 öğün sadece çay ve simit yese 15 lira simit, 15 lira çay aylık 10 bin 800 TL. Yani asgari ücretin yarısına denk geliyor. İnsanlar geçimini nasıl sağlayacak? Kış geliyor; yakacak, elektrik, su, gıda derken herkes kara kara düşünüyor. Telefon faturasını bile hesaba katmıyorum artık” dedi.
‘SİMİT SATIŞLARI YILDAN YILA BARİZ ŞEKİLDE DÜŞÜYOR’
Simit satışlarının son yıllarda önemli ölçüde azaldığını vurgulayan Bodur, “Simit satışları yıldan yıla bariz şekilde düşüyor. Yerli halk gezmeye çıkamıyor. Çıksa bile, üç çocuk ve iki yetişkin bir dondurma alsa bin liradan aşağıya çıkmıyor. Bu yüzden insanlar artık dışarı çıkmamayı tercih ediyor. Yazın satışlar biraz artıyor, ama o da yabancı turistler sayesinde. Kışın 50-60 simit satarken, yazın 200 civarına çıkıyor. Yani satışların yüzde 60’ı yabancılardan geliyor. Onlar için bir euroya 4 simit almak sorun değil. Bizim bir zamanlar deste deste saydığımız dolarlar, şimdi 40 lira oldu. Artık bir simidin bile hesabını yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.




