Eskiden bir Yılmaz Güney filmi izlemiştim. Film, sokaklarda yaşayan iki arkadaşı anlatıyordu. Sabah uyandıklarında Yılmaz Güney ile arkadaşı arasında bir diyalog geçiyor. Arkadaşı Yılmaz Güney‘e "Sabah oldu mu abi?" diye soruyor. Güney "Hangi sabah?" diyerek soruya soruyla karşılık veriyor. Arkadaşı, "Sabahın kaç çeşidi olur abi? Sabah işte" deyince, Güney "Olmaz mı oğlum, çarsambanın sabahı var, perşembenin sabahı var, sen hangi sabahı soruyorsun?" diyor.
Tıpkı bu filmdeki gibi artık sabahları bile karıştırıyoruz. "Bugün hangi gün?" diye sormayan çok az insan vardır. Çünkü markete gitsek soyuluyoruz. Kasap, manav, pazar öyle. Benzinlik de aynı. Hele bir de otomobiliniz arıza verirse yandınız. Sanayi öyle bir yer olmuş ki, 10 bin liralık bir parçaya 5 bin TL işçilik ücreti alıyorlar. Alanya Sanayi Sitesi, Türkiye’deki bütün şehirlerden daha pahalı. Konya ve Antalya sanayilerinde hem işçilik, hem de parça fiyatları Alanya Sanayi Sitesi'nden 10 kat, 5 kat daha ucuz. Herkes kafasına göre tarife uyguluyor. Zaten tamir diye bişey yok. Dokunmadan "Değişecek" diyorlar. Bir de isim yapmış bazı oto elektrikçileri var. Gittiğiniz anda binlerce lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Sanayinin oda başkanına bir çağrıda bulunmak istiyorum. Diğer şehirlerdeki sanayi sitelerinde uygulanan fiyatları bir araştırsınlar. Alanya’da neden böyle astronomik fiyatlar var? Makul bir tarife olamıyor mu?