ASPERGER Sendromu, çocukluk döneminde başlayan ve sosyal etkileşimi, iletişimi zorlaştıran bir sorundur. İçe kapanıklık, iletişim sorunu ve beceri zayıflığı dikkat çekecek düzeyde ve çocuğun sosyal hayatını olumsuz etkiliyorsa belirti...

ASPERGER

Sendromu, çocukluk döneminde başlayan ve sosyal etkileşimi, iletişimi zorlaştıran bir sorundur. İçe kapanıklık, iletişim sorunu ve beceri zayıflığı dikkat çekecek düzeyde ve çocuğun sosyal hayatını olumsuz etkiliyorsa belirti olarak gözükür. Genel özellikleri itibarı ile otizme benzer. Tıpkı otizm gibi, asperger sendromu da nedeni tam olarak bilinmeyen ve bir ömür yaşamı etkileyen bir rahatsızlıktır. Otizmden farklı olarak dil ve konuşma becerisinde gelişim geriliği yoktur. Asperger sendromunun belirtileri, diğer otizm bozukluklarından farklı olarak genellikle kendini daha büyük çocuklarda göstermektedir. Genellikle 4-11 yaşları arasında Asperger sendromu tanısı konulmakta olup, sosyal etkileşimde bozukluk, tekrarlayıcı davranışlar, bilişsel gelişim eksikliği ve aşırı içe kapanıklık aranır. Çocuklar farklı ortamlarda gözlemlenir ve öğrenme tarzı, motor gelişim, güçlü ve güçsüz yanları ve bağımsız yaşam becerilerine bakılır. Yetişkinlere Asperger tanısı koymak daha zordur. Otizmde olduğu gibi Asperger sendromunda da erken tanı çok önemlidir.

Yaşam boyu devam eden etkileri ile Asperger sendromu çocuk, genç ve yetişkinleri etkilemektedir. Rutini seven, sosyal becerilerinde zayıf olan Asperger sendromlu çocuklar genellikle konuşmaya başlarlar. Bu özelliği ile de otizmden ayrılır. Konuşabilmelerine rağmen sohbeti başlatma ve sürdürmede zorluk yaşarlar. Aşırı derecede içine kapanıktırlar. Asperger sendromu yaşam boyu sürse de uygun ve etkili tedaviler ile belirtileri büyük oranda azaltılır. Çocuğun diğer çocuklar ile etkileşimlerini artırma hedefinde yapılan eğitimler, çocukların kendilerine yetmesini sağlayarak toplumda etkin bir şekilde rol almasına yardımcı olur. Asperger sendromu için uygulanan tedavi, sosyal vasıfları ve iletişimi geliştirmek ile davranış yönetimlerinden oluşmaktadır. Çocuğun gelişimine paralel olarak sürekli ayarlanan eğitim programı okulda sürdüğü kadar evde de devam ettirilmelidir. Unutmamak gerekir ki her çocuk özeldir.