İnsana verilen güzel şeylere şükretmek kolaydır. Bazen daha ileri gider de kendine basit bir iyilik yapana kul köle olmaya bile kalkar. Dünya zevki, mal ve para herkese hoş gelir. Güzel giyinmek, yemek, içmek, sağlıklı ve mutlu yaşamak, para...

İnsana

verilen güzel şeylere şükretmek kolaydır. Bazen daha ileri gider de kendine basit bir iyilik yapana kul köle olmaya bile kalkar. Dünya zevki, mal ve para herkese hoş gelir. Güzel giyinmek, yemek, içmek, sağlıklı ve mutlu yaşamak, para ve iktidar gücüyle gösterişte bulunmak insan egosunun arzuladığı hazlardandır. Bu durum nefsin de en çok sevdiği bir haldir. Nefs bunlara düşkün olunca ruh ve beden de onların kölesi haline gelir. Bir daha bunlardan feragat etmek istemez. Onlardan ayrılmak onun için zulümdür ve ayrılmasına sebep olan da zalimdir. Bilmelidir ki, zalim olan böyle kişilerdir. Bilmelidir ki, iyinin de, kötünün de, mülkün de sahibi Allah'dır (CC). Veren de odur alan da. Mülkün ve dahi her şeyin sahibinin Allah (CC) olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır. "Ne yücedir O ki, mülk onun elinde ve O her şeye kadirdir. (Mülk suresi/1. ayet).

Ne yazık ki insan denilen mahluk başına gelen her iyi şeyi kendinden bilir de kötü şeyleri ya şeytana ya da Allah'a mal eder. Oysa hayır da şer de Allah'tandır. Bunların tamamı ise sadece ahiret hayatı için bir imtihandır. "Ve iyi bilin ki, mallarınız, evlatlarınız bir fitneden (imtihan vesilesi) ibarettir. (Enfal suresi/28. ayet). "Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. (Muhammed suresi/36. ayet). "Eğer de babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, hısımlarınız, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, kesata uğramasından korktuğunuz bir ticaret, hoşunuza giden meskenler, size Allah ve Resulünden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah öyle fasıklar güruhunu hidayete erdirmez. (Tevbe suresi/24. ayet)"

Dünya yaşamındaki her şey insanın istediği gibi olursa imtihan bunun neresinde olur. Kaldı ki dünya yaşamı çekicidir ve bu çekiciliği artıran ise mal, mülk ve para sahibi olup, bunların sağladığı imkanlardır. Sahip oldukları bu tür şeyleri doğru kullanmayı bilen insanlar bir nebze de olsa hayır sahibi olur ama başlarına gelen ilk belada isyana düşerlerse gerçek belayı ahiret yurdunda görmeleri Allah (CC) vaadidir. Veren de alan da Allah'dır (CC) diyerek ihlasla şükredenler ise O'nun vaat ettiği büyük ödüle kavuşacak olanlardır.

Allah (CC) aşığı büyük veli Beyazıt-ı Bistami der ki; "Cümle alem yerine beni ateşte yaksalar ve ben de sabretsem, onun mahabbetini dava edinmiş biri olarak henüz hiçbir şey yapmış olmam! (Feridüddin Attar/Evliya tezkireleri)

Velilerden Ebu Ali Şakik'e sormuşlar "Kulun Hak Tealaya güvendiği neyle bilinir?" diye. O da cevap vermiş: "Dünyalık bir şeyi elinden kaçırdığında, bunu ganimet sayar."

- DEVAM EDECEK -