HER evin okulun, her sokağın mahallenin, her şehrin, hatta ülkenin bir abisi, bir hamisi vardır. Kimi bariz ortadadır, kimi gölge gibi takip eder, tehlike anında çıkar ortaya. Misal, raconu sadece o keser. Yaşadığı küçük ormanın aslan kralı...
HER
evin okulun, her sokağın mahallenin, her şehrin, hatta ülkenin bir abisi, bir hamisi vardır.
Kimi bariz ortadadır, kimi gölge gibi takip eder, tehlike anında çıkar ortaya.
Misal, raconu sadece o keser.
Yaşadığı küçük ormanın aslan kralı odur.Pek çoğu, kendisi tarafından görünmez kalemle kayıt altına alınmış yazılı olmayan kuralların yılmaz bekçisidir.
***
Osmanlı’daki kadı sistemi misali, taraflar arasında çıkacak muhtemel anlaşmazlıklarda ortayı sadece o bulur, hak edene, layığı ne ise, şeriat neyi emrediyorsa, “yasal olarak mümkün değilse bile bir kılıf uydurup” gereken cezayı o verir.
Sizin anlayacağınız, kuralı yazan kalem de onun elindedir, yağlı urganın mahkûmun boynuna geçirilmesi için kırılan kalem de.
***
Sadece bağ bahçe, para pul olarak güçlü olması yetmez.
En fazla parası olan, yani maddi gücü olan tercih sebebi gibi gözükebilir ama esas kriter yürek ve bilek gücüdür.
Bu ikisine sahip olan daha makbuldür.
***
O’ndan korkulur ama bu nefretten değil, tamamen saygıdandır.
Çünkü bir elinde adalet terazisi, diğerinde kılıçla dolaşır, ferman buyururken gözleri kapalıdır.
Garibanın dostu, hamisi, kol kanat gerenidir.
Zalimle çarpışacak, gerektiğinde ona ‘Dur’ diyecek bilgi birikimine, cesarete sahip olandır.
Ki sırf bu özelliklerinden dolayı, sınavla mınavla değil, yaşayarak, test edilerek “okulun, sokağın, mahallenin, şehrin, ülkenin abisi” unvanını almıştır.
***
Buraya kadar anlaşılmayan bir durum yoksa şimdi 10 puanlık bir uzman sorusu geliyor.
Alanya’nın, yani bu “Şehrin Abisi” kimdir?a) Alanyalı Dışişleri Bakanı mı?b) Alanya Kaymakamı mı?c) Alanya Belediye Başkanı mı?d) Ticaret Odası Başkanı mı?e) Yoksa nasıl bir güç olduklarını 30 Mart’ta bir kez daha ortaya koyan Cemaat mi?
***
“Şehirde rütbece ve yaşça en büyük olan kişi, yani Alanya Kaymakamı” diyenleri duyar gibiyim.
Peki, ikinci soruyu soruyorum.
“İzmir’e atanan Sayın Erhan Özdemir mi?
Yoksa, Yatağan’dan gelip daha bugün resmen mesaiye başlayacak olan, Alanya’yı tanıması için görevde en az bir yılını doldurması gereken Sayın Hasan Tanrıseven mi?”
***
Gelin, senaryosu tamamen bana ait olan enteresan bir komplo teorisinin peşine birlikte düşelim.
***
Durup dururken (!) aniden tayini çıkan Erhan Özdemir, 2012’nin Eylül ayında Alanya’da mesaiye başladığında, “Bana üç ay müsaade edin, önce şehri bir analiz edeyim, sonra konuşmaya başlayacağım” demiş ve bu süre zarfında “Şehrin Abisi”nin kim olduğunu hemen çözüvermişti.
O dönem Şehrin Abisi, Alanya’nın Şehri Emini olan kişi, yani Belediye Reisi Hasan Sipahioğlu idi.
***
Çünkü…
En başta siyaseti iyi biliyordu.
Kentin hem yerlisiydi, hem Beyaz Alanyalılara, hem de Siyah Alanyalılara yakın duran, otelci olduğu için turizmi de bilen “Avukat” Hasan Sipahioğlu, şehrin tüm dinamiklerini, yasal yetkilerini de kullanarak adeta avucunun içine almıştı.
Misal, “Batı Girişi kapanacak” diyordu, şak kapatıyordu.
Misal, “Balıkçı Barınağı’nı hükümet bitiremiyorsa ben bitiririm” diyordu, tak bitiriyordu.
“Kaldırım yapacağım, su borusu döşeyeceğim, pamuk eller cebe” diyordu, adeta efsunlanmış gibi bütün şehir pamuk ellerini ceplerinden çıkaramıyordu.
***
Alanya’nın 15 yıldır “Şehrin Abisi” olma yolunda önemli bir mesafe kat eden, fakat bu zorlu yolculuk sırasında zaman zaman sert kayalara çarpan, son olarak 2009’da seçimi kazandığında, Alanya Belediye Meclisi’ndeki AKP’lilerin sayısal üstünlüğünden dolayı “Şehrin Abisi” unvanının zedeleneceğini hissettiği anda AKP’ye transfer olduğu iddia edilen Hasan Sipahioğlu, her yönüyle “Şehrin Abisi” unvanını hak ediyordu.
***
Buna mukabil…
2012’de Alanya’da mesaiye başlayan, “Şehrin Abisi” olma rolünü Sipahioğlu’ndan almaya bir an olsun yeltenmeyen ve adeta köşesine çekilip rutin işlerine dalan Erhan Özdemir, “Şehrin Abisi” olmaya 1 Nisan 2014 sabahı karar verdi.
***
Çünkü…
Şehrin 15 yıllık “abisi” Hasan Sipahioğlu, büyük umutlarla girdiği yerel seçimi kaybetmiş, böylece şehirde bir ritim bozukluğu yaşanma endişesi baş göstermişti.
Alanya Belediyesi’nin yeni reisi Adem Murat Yücel’in Kestel Belediyesi’nden 10 yıllık bir deneyimi vardı ama hem çok gençti, hem seçime girdiği partisi MHP ülke siyasetinde muhalefette olduğu için mali ve siyasi gücü arkasında bulabilme, hissetme olasılığı zayıftı, hem Alanya'nın coğrafyası "beldelerin de katılımıyla" Sipahioğlu'na bile nazaran tam 16 kat büyümüştü, hem de şehrin "underground" polit bürolarında “Bu Kestelli çocuk mu yönetecek bizi?” homurdanmaları çoktan başlamıştı.
(DEVAMI YARIN)