12 Eylül 1980 Askeri 'Müdahalesinin”, hayatta kalan Komutanları, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın,

12 Eylül 1980 Askeri “Müdahalesinin”, hayatta kalan Komutanları, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın, "özel yetkili" Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, “darbe” suçundan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmaları 4 Nisan’da başlayacak. Evren ve Şahinkaya, "mazeretsiz" duruşmaya gelmedikleri taktirde zorla getirilecekler! Olayın esası, ayrıntılar hakkında söylenecek çok şey var.
Kurbanlık koyunlar yere yatınca bıçaklarını bileyenler çok olur. Özellikle ordu düşmanları... İki eski komutanı yargılamakla sanki Türk Ordusunu yargılamak ve asıl darbeyi "Ordunun onuruna" yapmak istiyorlar!
Öncelikle “terimleri” ve o günlerin şartlarını doğru tespit etmek gerek; “12 Eylül”, terminolojik olarak, bir "Cunta Darbesi" değildi. TSK’nin “emir ve komuta zinciri” içinde gerçekleştirdiği bir "müdahale" idi.
Bu müdahale gerekli miydi? Genç kuşaklar belki bilmezler, hafızaları “nisyanla malul olanlar” da hatırlatmak istemezler. O fırtınalı yıllarda Türkiye sathında, terör kol geziyor ve bütün yurtta her gün onlarca genç çatışmalarda ölüyor, öldürülüyordu… Günün iktidarı, maalesef bu durumda aciz kalmış. İktidar ve muhalefet, uyarılara rağmen, bu duruma son vermek için birlik olamamıştı. Evren televizyon ve radyoda “müdahaleyi” açıklayınca herkes derin nefes aldı ve halk sevinçle tankların üzerine çıkıp onu ve komutanları alkışlamıştı. Bunlar o günlerin kayıtlarıyla ve gazeteleriyle sabit!
Bu gerçeği tespit ettikten sonra "Müdahaleden" sonra aşırılıklar gelince; tabii ki bunları savunmak güç. Ne var ki, bu hususta da, mülahazat hanesini açık bırakmak, abartmaları, şimdiki duygusal ve kasıtlı “hatıraları”, en azından ihtiyat kaydıyla dikkate almak gerek.
***
Hasan Cemal, Kenan Evren'e “Sanık ayağa kalk” diye yazmış… Eski bir komutana böyle demek ne büyük keyif! Fakat, aslında, yakın tarihimizin bütün “sanıklarının" ve bu arada, kendi itirafıyla, Aydınlık terör örgütünün “bombacısı” ve “kan temizleyici" üyesi olarak, Hasan'ın da sanık olarak "ayağa kalkması" gerekiyor. Onun gibi nicelerinin, ülkenin kimyasının ve mayasının bozulmasına sebep olan "cuntacıların" ve siyasilerin, sözde aydınların dolduruşuna gelen gençlerin, genç subayların da!
Bozulmanın miladı "27 Mayıs 1960". Şimdi bazılarının çifte ölçüleriyle unutturdukları bu gerçek “darbeden”, cadı kazanından bugüne kadar kurtulamadığımız belalar, PKK da çıktı. O darbenin canlı tanığı ve mağduru olarak, eski Genelkurmay Başkanı'nın, Kuvvet Komutanlarının hatta göğsü madalyalı eşinin tekmelerle dövüldüklerini gördüm… Ama orduma saygım ve sevginden bunları unutmak isterim.
Yassıada'daki yargılamalar sanki bugünkü Silivri'nin ve davaların habercisiydi. Kısacası sanık aranıyorsa hepimiz suçluyuz ve Evren ve Şahinkaya'dan önce ayağa kalkmaları gerekeler var. Bazıları da herhalde "Mahkemeyi Kübra"da yargılanıyorlardır.
Bir yerde hepimiz suçlu ve sanığız ama şimdi bütün eski, birikmiş suçların hesabını Evren ve Şahinkaya verecekler. Allah onlara kuvvet ve sabır versin!