Alanya o kadar büyüleyici bir şehirdir ki, kiminle karşılaşacağınızı asla bilemezsiniz. Sokaklarında dolaşırken ünlülere, sanatçılara, politikacılara ve hatta tarihi figürlere rastlayabilirsiniz. Kendinizi ünlü bir yazarla aynı masayı paylaşırken, bir film yıldızıyla özçekim yaparken ya da bir efsanenin hikayelerini dinlerken bulabilirsiniz

ÖZEL RÖPORTAJ/YASİN KINAY

ALANYA sürprizler ve mucizelerle dolu, sürekli bir maceranın içinde olmak gibidir.

Yine böyle bir günde, kendimi Gazipaşa Alanya Havalimanı’na doğru Akdeniz’in üzerinde gün çoktan batmışken, ilerlerken buluyorum. Yaşamın örgüsü bu sefer beni “Türk Dünyası” tarihinde eşi ve emsali henüz olmayan, yaşadığımız dünyanın dışında yerin ve göğün sınırlarına meydan okuyan ve bir kişiyle tanıştıracak…

TRT Avaz’da belgeselini izlediğim, yaşayan “gerçek bir kahramanla” tanışma ihtimali gerçek oluyor…

Toktar Ongarbayuly Aubakirov.

Onun hikayesi, tam olarak “Kararlılık, azim ve cesaret” hikayesi…

Aubakirov sadece uzaya giden ilk Kazak değil, aynı zamanda Sovyetler Birliği'nin son kozmonotu. Yıldızlara doğru yaptığı yolculuk, ülkesi için tarihi bir an ve adanmışlığının gerçek bir kanıtı…

“Uzay'da İlk Türk” adlı belgesel şu cümlelerle başlıyor.

-      Üç yaşam üç kader Gagarin üssünden uzaya doğru giden bu yolda birleşiyor. Ukrayna’dan Alexander Volkov, Kazakistan’ın Karağandı ilinin, Karkaral köyünden Toktar Aubakirov ve Avusturyalı Franz Viechbockh.

Henüz iki kutuplu dünya ve soğuk savaş dönemi bitmiş değil, Perestroyka ve Glasnost yaşanmamış Sovyetler birliği tek parça halinde…

Mürettebat komutanı, Albay Volkov yapılan resmî törende onları uzaya uğurlamak üzere düzenlenen törende, Rus Korgenerali “Yoldaş” diye selamlayarak söze başlıyor. Daha sonra Kazak Türkü Toktar Aubekirov, Kazakça, törende hazır bulunan Almatı ilinin, Çemolgan kasabasında doğmuş olan ve bambaşka bir “Kararlılık, azim, cesaret ve başarı” hikayesine sahip olan, Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’i i selamlıyor:

-      Kazak Cumhurbaşkanım, Kazakistan halkından gökyüzüne uçacak olan kozmonot Aubekirov, uzayda çalışmaya hazır bulunmaktadır.

Bağımsız Kazakistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in yüzünde, sükunetli bir gurur ifadesi okunabiliyor ve başıyla sakince Aubekirov’u selamlıyor.

Törenin ardından onları yörüngeye çıkartacak olan rokete doğru hareket ediyorlar ve “Soyuz-12” uzay gemisi ile “Mir Uzay İstasyonuna” çıkaracak olan roket ardından ateşler çıkararak uzaya doğru yol almaya başlıyor.

***

Aubekirov’un hikayesi sıra dışı başarılarla dolu. Tramplinle ilk defa uçan, kuzey kutuplarına Ruslar ve Amerikalılardan önce ilk uçuşu gerçekleştiren de Aubekirov…

O dönem Sovyet uçuş okullarına, hem başka milletlerden olanların, hem de Müslüman olanların girebilmenin imkansıza yakın olduğu çok zor bir dönem.

Fakat, Karkaral doğumlu, Aubekirov hayatında ilk defa bir uçak gördüğü an’da gelecekte pilot olacağına dair oluşan “tutkuyu” izlemeye karar vermiş ve bütün hayatı sıra dışı bir biçimde, çoktan yazılmaya başlanmış.

Kendi sözleriyle başarısının altında yatan yegâne gerçeği, şu şekilde ifade ediyor.

-      “Maksadımı hiç satmadım, kendimi bir maksatta tuttum”

Bu azim hikayesinde yolculuğu, zorluklarla dolu olsa bile, yılmadan, uçuş okulundan 1. sınıf savaş pilotu olarak mezun oluyor ve test pilotu olmak için başvuruda bulunuyor.

Aubekirov’ un yaşam hikayesinin bu kısmı, “sınırları zorlama ve üstün cesaret” gerektiren yeni bir sayfa.

Görevin zorluğu ve tehlikeleri en üst seviyede, Aubekirov bu dönemde de 50’den fazla test uçuşunu başarıyla tamamlayarak bir başka rekorun daha sahibi oluyor.

Test pilotluğu süresince kontrolden çıkan uçaklardan atlaması için kendisine tam 3 defa, “kendini kurtar, uçaktan atla” emri geliyor.

Aubekirov o sırada aklından şöyle geçiriyor:

-      Başka bir milletin insanı terk edebilir, ama ben başka milletin adamıyım, ben Müslümanım, eğer o emre uyarak ilk seferinde uçaktan atlayacak olursam bana, işte Müslümanlar böyledir, diyecekler. Aubekirov bütün zorlu zamanlarda uçağı hep yere başarı ile indiriyor.

Test pilotu olarak sürdürdüğü hayatı ve kaderi, Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in gazetelere verdiği bir demeçten sonra, yön değiştirerek Aubekirov’u uzaya taşıyacak olan bir yolculuğun başlangıcı oluyor.

Nazarbayev demeçte Kazakistan’dan iki kozmonotun uzaya gönderileceğini söylüyor.

Bu sırada hali hazırda test pilotu olarak çalışan Aubekirov, bu görevinden dolayı,

uzaya gidemeyeceğini söylediğinde, Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in cevabı tarihe geçecek bir cevap:

“Bana değil, sana değil, halkımıza gerek.”

Bu olaydan sonra, küçük bir çocukken peşine düştüğü “uçmak” sevdası, ülkesinin, Kazak halkının ve Cumhurbaşkanı’nın talebi ile Aubekirov’u uzaya giden kapıyı açıyor.

Bu sayede Almatı Bilimler Akademisinde görev alan bilim adamları ile hazırlanan Kazak- uzay programı da uzaya taşımış oluyor.

***

O sıralarda, uzayda geçirilen 144 gün içinde dünyada da çok büyük değişimler oluyor.

9 Kasım 1989'da yıkılan Berlin duvarının ardından, 26 Aralık 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği de yıkılıyor.

Ve uzaya bir Sovyet vatandaşı olarak çıkan Aubekirov, yeryüzüne Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, bağımsızlığını aynı gün, 16 Aralık 1991 tanıdığı, Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşı bir halk kahramanı olarak dünyaya dönüyor.

***

İşte sürprizler ve mucizelerle dolu Alanya’da hayat beni böyle bir kahramanla karşılaştırıyor.

Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) 3. Küresel Medya Buluşması’nda takdim edilecek Bilim Ödülü’nü almaya gelen Kazakistan ve Türk Dünyası Halk Kahramanı Toktar Aubekirov’u, bu yazıdan önce röportaj yaptığım Türk Dünyasının kıymetli ismi, Düsen Kaseinov ile birlikte karşılıyoruz.

Nihayet kapıda gülen yüzüyle görünüyorlar.

Gerçek bir halk kahramanının “Kararlılık azim ve cesaret’in” vücut bulmuş hali ile el sıkışıyorum.

Sevgiyle kalın.