Alanya Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Turan Sağer, akademik kariyer yolculuğunu, üniversitenin gelişim sürecini ve Alanya halkından beklentilerini Yeni Alanya'ya anlattı. Sağer, “Bu okul bir vakıf üniversitesi olsa da özünde halkın üniversitesi. Maddi destek kadar manevi destek de şart” dedi
İLK açıklamalarını Yeni Alanya'ya yapan Prof. Dr. Turan Sağer ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbetin satır başları şu şekilde:
– Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Turan Sağer kimdir?
Ben Kahramanmaraş doğumluyum. İlkokul ve ortaokulun ardından İnönü Üniversitesi Müzik Bölümü’ne girdim ve orayı birincilikle tamamladım. Ardından Gazi Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora yaptım. 2002-2003 öğretim yılında İnönü Üniversitesi’ne yardımcı doçent olarak döndüm. 2005 yılında doçent unvanını aldım; kendi alanımda Türkiye'de o dönemin en genç doçentiydim. 2010 yılında yine alanımda en genç profesör oldum ve aynı yıl dekanlık görevine başladım.
2010’da YÖK bursuyla Amerika’ya gittim. Döndükten sonra tekrar İnönü Üniversitesi'nde çalışmalarıma devam ettim. 2014 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi'nde doğrudan dekan olarak göreve başladım ve burada kesintisiz 11 yıl dekanlık yaptım.
2019 yılında, YÖK görevlendirmesiyle Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’ni kurduk. Ben de kurucularından biriydim. Aynı yıl Üniversitelerarası Kurul Sanat Dalları Konseyi Başkanı seçildim ve 2023’e kadar bu görevi sürdürdüm. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’na danışmanlık yaptım, orkestralar yönettim, birçok sanatçıyla Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinde konserler verdik.
Bilimsel anlamda da aktifim. 70’e yakın uluslararası makale yayınladım, 30-40 civarında ulusal ve uluslararası proje yürüttüm. Ayrıca yetiştirdiğim yaklaşık 30 doktora öğrencim var; çoğu şu anda doçent ya da profesör oldu. Şimdi ise Alanya Üniversitesi'nde görev yapıyorum.

– Üniversiteye başlarken akademik kariyer yapacağınızı düşünüyor muydunuz?
Hayır, başlangıçta sadece müzik öğretmeni olmayı hedefliyordum. Ailem düşük gelirliydi, devlet güvencesi olan bir meslek istiyordum. Akşamları otellerde müzik yapar, hayatımı öyle sürdürürüm diye düşünüyordum. Ancak üniversiteye girdikten sonra derslerim iyi gitti, hocalarım da akademiye yönlendirdi.
Üniversiteyi birincilikle bitirdim ve Milli Eğitim’den öğretmen bursu kazandım. Mezun olunca Sivas’a tayinim çıktı, fakat aynı anda asistanlık sınavını da kazandım. Bu nedenle öğretmenliğe başlamadan akademiye geçtim. Sanatsal çalışmaları ise hiçbir zaman bırakmadım. Bizim alanımız uygulamalı olduğu için sahnede de olmamız gerekiyor; tıpkı bir mühendisin sanayiyle iç içe olması gibi.
– Hangi enstrümanları çalıyorsunuz?
Üniversitedeki uzmanlık alanım piyano ve viyola. Ancak ilkokul birinci sınıftan beri bateri çalıyorum. Dışarıda en çok bateri çalarım ve orkestra yönetirim. Kendi yaptığım düzenlemelerle büyük konserlerde sahne alıyorum.

– Alanya Üniversitesi şehrin ilk ve tek vakıf üniversitesi. Geldiğinizden bu yana şehirden beklediğiniz ilgiyi gördünüz mü?
Alanya’da inanılmaz bir birlik ve beraberlik var. Ne siyasete, ne etnik kimliğe, ne dile bakılıyor; çok samimi bir ortam var. Kaymakamımızdan belediye başkanımıza, ticaret odası başkanından diğer üniversite yöneticilerine kadar herkes destek oluyor. Bu beni hem şaşırttı hem çok mutlu etti.
Türkiye’deki diğer vakıf üniversitelerinden farklı olarak, Alanya Üniversitesi halkın kurduğu ve devletin desteklediği bir kurum. Bu yönüyle, aslında bir devlet üniversitesi gibi görüyorum. Önceki rektörümüz de çok güzel bir temel atmış; biz de üzerine koyarak devam etmeye çalışıyoruz.

– Üniversite olarak şehirden beklentiniz nedir?
Alanya’da üniversitenin bir şirkete devredildiği gibi yanlış bir algı var. Bu doğru değil. Şirket, sadece Mevlüt Bey’in yönlendirmesiyle eğitim bağışı yapmak amacıyla destek sağlıyor. Okulun bütçesi, kendi gelirleriyle sadece yüzde 25 oranında karşılanabiliyor. Ayakta durabilmesi için en az 3 bin öğrenciye ihtiyacımız var, şu anda bu sayı bin civarında.
Alanya halkından sadece maddi değil, manevi destek de bekliyoruz. Moral ve motivasyon çok önemlidir. Etkinliklere katılmak, hocalarla, öğrencilerle iletişim kurmak aidiyet duygusunu güçlendirir. Akademik anlamda en iyi kadroyu oluşturabilirim ama manevi destek olmazsa ilerleme sağlanamaz.
– Kaledeki yeni yerleşke açıldıktan sonra öğrenci sayısında artış oldu mu?
Evet, her yıl öğrenci sayısı artıyor. Geçtiğimiz yıl 250, bu yıl ise 300 yeni öğrenci alımı planlandı. Bu artış devam ederse birkaç yıl içinde öğrenci sayısı 2-3 bine ulaşabilir.
Kaledeki yerleşkede iktisat, turizm, halkla ilişkiler, yabancılara Türkçe öğretimi gibi bölümlerimiz var. Yabancı dil hazırlık okulu ve sürekli eğitim merkezi de burada. Spor salonumuzu devreye soktuk, voleybol turnuvaları yapılıyor. Yazdan itibaren tenis kortları ve açık basketbol sahalarını da açacağız.
Ayrıca eski jandarma binasının bulunduğu alan da yakında bize devredilecek.
– Bilimsel projelerinizden bahseder misiniz?
Yeni akademik kadromuza yılda belirli sayıda yayın ve proje üreten öğretim üyeleri katıldı. Önümüzdeki yıl uluslararası yayınlarda Q1-Q2 kategorilerinde ciddi bir sıçrama hedefliyoruz. Avrupa Birliği projelerine başvurularımız var.
Ayrıca Tarım İlçe Müdürlüğü ve Ticaret Odası ile birlikte bir laboratuvar projemiz var. Laboratuvar daha önce kurulmuş ama tam kapasiteye ulaşmamış. Şimdi eksikleri tamamlayıp, yılda 10-12 milyon gelir getirecek analiz laboratuvarını tekrar aktif hale getiriyoruz. Bu laboratuvar, tarım ürünleri analizlerinde bölgeye büyük katkı sağlayacak.
– Yabancı öğrenci sayınız nedir?
Şu anda yaklaşık 250 yabancı öğrencimiz var, bu da toplam öğrenci sayımızın yüzde 25’ine denk geliyor. Türkiye ortalamasına göre bu oldukça yüksek bir oran ve üniversitemizin güçlü yönlerinden biri.
– Yabancı öğrenciler neden Alanya Üniversitesi’ni tercih etmeli?
Alanya, öğrenci yaşamı açısından oldukça cazip bir yer. Sosyal etkinlikler, tiyatrolar, festivaller oldukça yoğun. Her hafta farklı bir etkinlik var.
Ayrıca konaklama sorunu yok. Okul sezonu ile turizm sezonu çakışmadığı için öğrenciler kolaylıkla konaklama bulabiliyor. Güvenlik açısından da oldukça sakin bir ilçe. Yerleşik 50 bine yakın yabancı bulunması, uluslararası öğrenciler için de önemli bir avantaj.
– Son olarak ne eklemek istersiniz?
Alanya halkının üniversitemizden elini çekmemesini istiyorum. Maddi destek elbette önemli ama manevi destek çok daha kıymetli. Etkinliklere katılsınlar, öğrencilerimizle iletişim kursunlar. Eleştirilerini, önerilerini bizimle paylaşsınlar. Dışarıdan nasıl göründüğümüzü bilmek bizim için çok değerli.