DÜN, bugüne dek girdiği hiçbir seçimde yasal limiti dolana dek aday olup olmayacağını açıklamayıp rengini belli etmeyen Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'nun, yerel seçime iki buçuk yıl olmasına karşın neden gittiği her yerde,...

DÜN, bugüne dek girdiği hiçbir seçimde yasal limiti dolana dek aday olup olmayacağını açıklamayıp rengini belli etmeyen Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nun, yerel seçime iki buçuk yıl olmasına karşın neden gittiği her yerde, “Yeniden adayım” demesinin altında yatan sebepleri analiz etmiştim.
Bu analizlere ve yorumlara çok sayıda olumlu tepki aldığımı söylemek isterim. Ancak, dünkü yazımda neden hiç Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan söz etmediğimi soran pek çok okuyucuya, o konuda bugün yazacağımı söylediğimi de belirtmekte yarar var.
Çavuşoğlu, 2002’den beri tek başına iktidarda olan ve öyle görünüyor ki uzun süre daha iktidarı kimseye kaptırmayacak olan AK Parti’nin kurucular kurulu üyesi. Yani başkaları gibi sonradan gelme kiracı değil, evin gerçek sahibi.
Ancak tıpkı Başbakan Erdoğan ve pek çok üst düzey AK Partili yönetici, bakan ve milletvekilini bekleyen tüzük tehlikesi, Çavuşoğlu’na da isabet ediyor. 2002, 2007 ve 2011 genel seçimlerinde milletvekili adayı olup seçilen Çavuşoğlu’nun siyasete AK Parti’de devam ettiği sürece bir kez daha seçilebilme şansı yok.
Peki, önümüzdeki ilk genel seçimlerin yapılacağı tarihte 45 yaşında, deneyimli, bir zamanlar Avrupa Konseyi’nin en üst düzey isimlerinden biri olan Çavuşoğlu siyasete ara mı verecek?
Bu konuda da çeşitli senaryolar üretiliyor.
Örneğin, 2014 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yapılacağı konuşulan Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın yerine Çavuşoğlu’nun dışarıdan atama yoluyla görevlendirileceği bile iddia ediliyor.
Fakat ben, Çavuşoğlu için üretilen bu senaryonun gerçekleşmeyeceğini, aksine, Çavuşoğlu’nun yerele daha fazla ilgi gösterip siyasete yerelde devam edeceğini düşünenlerin tarafındayım.
Şöyle ki…
Üç kez milletvekili seçilen ve bir kez daha TBMM’ye gidemeyeceğini iyi bilen Çavuşoğlu, son dönemde yerel siyasete daha fazla ağırlık vermeye başladı bile.
Örneğin AK Parti Alanya İlçe Teşkilatı ile daha içli dışlı bir profil sergileyen Çavuşoğlu’nun, 8 Ocak’ta yapılacak ilçe kongresine dahi müdahil olmayıp İlçe Başkanı Hüseyin Güney’in önünü açarak şimdiden kendisine yer yaptığı, teşkilatla geçmişte limoni olan ilişkilerini tamir sürecini çok önceden başlattığı bile konuşuluyor.
Buna mukabil, daha önceki yıllarda, yani yeniden seçilebilme şansının yüksek olduğu tarihlerde Alanya’ya geldiğinde dar ve kısıtlı bir çevreyle görüşen, kendisine yakın durup siyasi gücünden istifade etmek isteyen 10-15 kişilik bir grupla çay-kahve muhabbeti yaptıktan sonra Alanya’dan ayrıldığı belirtilen Çavuşoğlu, son dönemde her Alanya ziyaretinde köylere gidiyor, muhtarlarla toplantılar yapıyor.
Hatta seçimlerin kaderini tayin eden köylerin muhtarlarını Avrupa’lara davet edip ağırlıyor, teşkilatta sürekli toplantılar yapıyor, teşkilatla iyi ilişkiler içerisinde olan bir milletvekili görünümü veriyor.
Misal, Alanyaspor’a bugüne dek vermediği desteği veriyor, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ı bile elinden tuttuğu gibi Alanyaspor’a götürüp kentin spor kulübüne olan ilgisinin boyutlarını gözler önüne seren bir profil sergiliyor.
Peki, Çavuşoğlu bunları neden yapıyor?
Siyasi kulisler bu durum hakkında ne yorumlar yapıyor, size hemen onu da aktarayım.
Deniliyor ki: Çavuşoğlu, Ocak 2012’de bitecek AKPM Başkanlığı görevinin ardından hemen hemen her hafta, hem de haftanın üç dört gününü Alanya’da geçirecek. Çünkü Çavuşoğlu milletvekilliği bitince AKP’nin yedek kulübesinde oturmak istemiyor. Takımın kaptanı olarak sahaya çıkma arzusundan dolayı Alanya takımını derleyip toparlamak, kırgın ve küskünlere çeki düzen vermek için sık sık Alanya’da olacak. Çünkü Çavuşoğlu’nun hedefinde önce Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı, orası olmazsa Alanya Belediye Başkanlığı var. Antalya adaylığı için Çavuşoğlu’nun Antalya’daki hem siyaseten hem de ekonomik olarak güçlü arkadaşları şimdiden kulis yapmaya çoktan başladı bile. Menderes Türel ilk kez milletvekili seçildiği için yeniden başkanlığa döndürülmeyecek, bir sonraki dönem Ertuğrul Günay’ın yerine Kültür ve Turizm Bakanı yapılacak.
Bu nedenle Çavuşoğlu’nun gönlünde Antalya yatıyor. Buna mukabil AK Parti Antalya İl Teşkilatı’nın buna karşı çıktığı, fakat Çavuşoğlu’nun şu anki siyasi gücü nedeniyle şimdilik ses çıkarmadıkları konuşuluyor.
Peki, çarklar Çavuşoğlu lehine dönmez de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olamazsa ne olur? Çavuşoğlu gibi deneyimli, siyaseti iyi bilen ve yaşı Türk siyaseti için oldukça genç olan bir isim, yedek kulübesine oturur mu?
Bu aşamadan sonra Çavuşoğlu için geriye bir tek ihtimal kalıyor.
O da, tıpkı Sipahioğlu’nun talebiyle yapılan beş beldenin Alanya’ya bağlandığı gibi jet bir yasayla Okurcalar’dan Demirtaş’a dek birleştirilecek olan Büyük Alanya Belediyesi’nin başkanlığı olabilir.
Yoksa siz de, “Çavuşoğlu gibi Avrupalarda 800 milyonun başkanlığını yapan, üç kez milletvekili seçilen birisini Alanya Belediyesi kesmez” diyenlerden misiniz?
O halde “Ben de şimdilik sizin taraftayım” diyorum ama bunu söylerken bile aklımın bir köşesinde sürekli şu ses yankılanıyor:
“Burası Türkiye. Hiç belli olmaz.”