21.07.2016 tarihli Olağanüstü Hal Kanunu ile OHAL ilan edilmesi sonrası çıkarılan 31.07.2016 tarihli ve 669 sayılı KHK'nin 4. Maddesi 'Olağanüstü halin devamı süresince, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 179'uncu...
21.07.2016 tarihli Olağanüstü Hal Kanunu ile OHAL ilan edilmesi sonrası çıkarılan 31.07.2016 tarihli ve 669 sayılı KHK’nin 4. Maddesi “
Olağanüstü halin devamı süresince, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 179’uncu maddesi uyarınca sermaye şirketleri ile kooperatifler tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunulamaz; bu yönde yapılan talepler mahkemelerce reddedilir.”
hükmü ile iflas erteleme sürecini durdurmuştur. Bu nedenle de
15.03.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7101 sayılı yasa ile İcra ve İflas Kanunu’nun bir çok maddesinde değişiklik yapılmış olup, en önemli değişikliklerden birisi de
“iflas ertelemesinin”
kaldırılarak yerine yeniden düzenlenmiş olan
“konkordato”
hükümlerinin getirilmesi olmuştur.
Konkordato, borçlu olanın vadesi dolduğu halde borçlarını ödeyemediği, yani temerrüd haline düştüğü veya düşeceği endişe ve görüşüne sahip olması halinde, alacaklılardan yeni vade düzenlemeleri yapmak veya borçlarında tenzilat, indirim yapmak suretiyle borçlarını ödeyebileceği talebinde bulunması, böylelikle muhtemel bir
iflastan kurtulmak istemesi
olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca konkordato, borçların yeniden yapılandırılması suretiyle iflasa tabi borçluların mali durumunun düzeltilerek iflastan kurtulmasını, diğer borçluların ise mali durumunun düzeltilmesini amaçlayan, alacaklıların da belirli bir tenzilatta veya vadede alacağına kavuşmasını sağlayan ve mahkemenin tasdikiyle taraflar açısından bağlayıcı hale gelen
bir uzlaşma
şeklinde de tanımlanmaktadır.
Bununla birlikte konkordato, bir bakıma yumuşatılmış
borç tasfiyesi
niteliğinde bir işlemdir. İflasın tasfiyesi, borçlunun hacze konu mallarının tamamı iflas dairesi tarafından paraya çevrilerek alacaklılara eşitlik ilkesi çerçevesinde paylaştırılmasını kapsamaktadır. Alacaklarını elde edemeyen alacaklılara ise ayrıca aciz belgesi verilmektedir. Böylece, iflasın kapanmasından sonra borçlu yeni mal iktisap etmesi durumunda, alacaklılar elinde bulunan aciz belgesine dayanarak alacağına takip başlatabilmektedir. Buna karşılık, konkordatoda durum iflasa kıyasla oldukça farklıdır. Konkordatoda mali durumu bozulan ve vadesi gelmiş borçlarını ödeme yeteneğinden yoksun bulunan borçlu, iflasa tabi olsun ya da olmasın alacaklılarının çoğunluğunun ve mahkemenin ödeme teklifini kabul etmesi sonucunda, borçlu, mallarının başında kalarak işletme faaliyetini ve istihdam olanağını sürdürerek ödeme teklifinin öngörüldüğü sürede yapılmasını tamamlayarak borçlarının ifasını içerir. Bu bakımdan konkordato, borçların ödenmesinde işletmenin yeniden yapılandırılmasını sağlayan bir rehabilitasyon müessesesi fonksiyonu işlevi görmektedir. Bu nedenle de konkordato, vadesi gelen bütün borçlarını tamamen ödeyemeyecek durumda olan dürüst borçluya belirli şartlarla tanınmış
bir imkan
olarak görülmektedir.
Kimler, nasıl konkordato talebinde bulunabilirler?
İcra ve İflas Kanunu’nun 285.maddesine göre; borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen, vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, konkordato talebinde bulunabilmektedir. Bununla birlikte, iflas talebinde bulunabilecek her alacaklı da borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilmektedir. Yine 285.maddeye göre; borcun vadesinin uzatılması, borçtan indirim yapılmasının istenmesi veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için tüm taraflar konkordato talebinde bulunabilirler.
Konkordato talebinde bulunacak kişi ise gerekçeli nedenlerini içeren bir dilekçeyi hazırlayarak;
İflâsa tabi olan borçlu için muamele merkezinin bulunduğu, merkezi yurt dışında ise merkez şubesinin bulunduğu yerdeki,
İflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki, asliye ticaret mahkemesine sunması gerekmektedir. Böylece konkordato başvurusu yapılmış olmaktadır.
Konkordato başvurusunu yapan kişi dilekçesine aşağıdaki
bilgi ve belgeleri de
eklemek zorundadır;
Konkordato ön projesini,
Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeleri (en fazla 45 gün öncesine ait olan),
Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi,
Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu,
Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanaklarını(Küçük İşletmelerin bu belgeyi almaları zorunlu tutulmamıştır).
Yukarıda belirtilen bilgi ve belgelerin
eksik hazırlanması ve sunulması
halinde mahkeme başvuruyu reddeder. Fakat, bilgi ve belgelerin tam olarak mahkemeye sunulması halinde ise ilgili mahkeme, derhâl
geçici mühlet kararı verir
ve borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. Bu esnada borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz.