BİR tabir vardır

BİR

tabir vardır "Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor" diye. İşte bu deyime tam uygun bir yağış ve soğuk rüzgarla kaplı Oba Stadyumu. Son haftalarda çıkışını sürdüren Alanyaspor'u izlemeye giden, kalbinde Alanyaspor sevgisi yatan 4-5 bin civarında insan topluluğu. Yazıma bugün sizlerin bu takıma olan sevginize hayran olarak başladım ve yürekten binlerce teşekkür ediyorum. Ve de insanları coşturmak için çalışan Alanyasporlular ve Şimşekler grubu, bu kötü hava şartlarında Antalya’dan gelerek destek veren arkadaşlarımız, sizlere de ayrıca teşekkür ederim. Çarkların tekrar işlediğini görmek hepimize ayrı bir mutluluk veriyor.

Maça geçecek olursak, bu maçta teknik, taktiklerden daha ziyade su savaşları, sahada kazanma adına mücadele eden 22 futbolcu konuşulması gerekir. Bir de verdiği ve vermediği kararlar ile maçın önüne geçen hakem. Maçın hakemini ayrıca değerlendireceğim ama maç öncesi aşırı yağan yağmur bu havaya alışık Karabükspor'a yararken, Alanyaspor için dezavantaj oldu. Bu kadar ağır sahada üstelik 45 dakika eksik oynayan bir takım direnç gösteriyorsa sadece alkışlanır. Maç sonunda bu kadar güzel şeyler olurken maçın önüne geçen Ümit Öztürk konusuna detaylı bakmak gerekir. Her ne kadar taraf da olsak mümkün olduğunca objektif olmaya çalışacağım.

Urfa maçında olduğu gibi Karabük maçını da MHK Başkanı izledi. Urfa maçında kazandığımız için dikkat çekmedi ama hakem Halil Umut Meler inanılmaz bir şekilde gözünün önündeki pozisyonu es geçti. Bu hafta kendisine maç verilmedi. Karabük maçında MHK Başkanı'nın yanına UEFA Hakem Komite Üyesi oturunca, maçın hakemi sahada ama beyni onlardaydı. Böylesine olağan üstü şartlarda olan müsabakada hakemler de ona göre hazırlanmalı. Pozisyon gereği neyse yapacaksın ama "Ben MHK Başkanı'nın şehrinin takımını kayırmıyorum" havası verirsen, beynin de başka yerde olursa kartlarda standardı kaybedersin. Hakemin görevi sahada mümkün olduğunca oyuncuyu tutmaktır. Ahmet Kesim’e gösterdiğin ilk sarı kartı bırak, pozisyon tartışılır. Deniz’in pozisyonu bana göre penaltı değil ama gösterdiğin sarı kart beynindeki yanlış düşüyorsa kart gerektirirden ibarettir. Maçın önüne geçmen son dakikada penaltı pozisyonu değil, beyninin tribünde kalarak aynı pozisyonlara farklı kart uygulamandan dolayıdır. Eğer nerdeyse sahada sizi dövecek olan Zenke ve Gökhan’a da aynı tarifeyi uygulasaydın bu kadar tepki olmazdı. Daha da vahimi Timuçin’e yapılan bir çift dalma var ki oyunu kesmedin. Sonra top taca çıkınca ağır bir kart beklerken dedim ya beynin tribünde, pozisyonu unuttun Sayın Ümit Öztürk. Bu taraftarı çileden çıkaran uygulamaların yüzünden tepki gösterenler sizin şahsi geleceğiniz uğruna ceza alırsa bunun müsebbibi kim olacak?

Buradan MHK Başkanı'na sesleniyorum. Sizin gençlere verdiğiniz önemi biliyor ve destekliyorum ama böyle eyyamcı gençlerle bu işler yürümez. Altınordu maçında 3-1 yenildik ve bu beyefendi maçın hakemi idi. Hiç eleştirmedik. Şimdi ise bu hakemin ağır ceza almasını istiyoruz. Yapılanlar hakem hatası değildir. Bu sizin üzerinizden Alanya’ya zarar vermektir. Bunu en iyi siz bilirsiniz ve gereğinin yapılmasını istiyoruz. Siz Alanyalı olduğunuz için ayrıcalık istemiyoruz. Bu şehrin emeğini çalmaya teşebbüs edenlere "Dur" denilmesini bekliyoruz. Yanlış kartlar yüzünden haftaya yenilirsek bunun sorumlusu tekrar maç alamaz. Konunun da takipçisi olacağız.

TRT spikeri Hayri Ülgen, eğer siz Tayfun’u geçen sezon bu takımın kadrosunda sanıyorsanız sizi eleştirmeye bile gerek görmüyorum. O kadar çok pot kırdınız ki anlatılmaz. En azından maç öncesi Alanya’yı gezeceğinize biraz bilgi alın.