ALPER kardeşim 11 Nisan'da bir görüşmeyi yazdı. Dönüp birkaç kez üzüntü ve öfkeyle okudum. Görüşmeyi yaptığı kişi Alanya'da bir otelci. Turizmdeki sıkıntıları abartarak anlatmış. **** Alper Kutay üzülerek soruyor:...
ALPER
kardeşim 11 Nisan'da bir görüşmeyi yazdı.
Dönüp birkaç kez üzüntü ve öfkeyle okudum.
Görüşmeyi yaptığı kişi Alanya'da bir otelci.
Turizmdeki sıkıntıları abartarak anlatmış.
****
Alper Kutay üzülerek soruyor:
"Ne yani geçen sene çalıştırdığınız personeli bu
sene işe almayacak mısınız?"
Turizmci zat cevaplıyor:
"Geçen senenin personelini bu sene istihdam
edersek biz batarız."
Ve turizmci lafazanlığa devam ediyor:
"Misal, yemek daveti vereceksin ve eşini arıyorsun,
akşam misafirimiz var, yemek hazırlar mısın deyip
telefonu kapatıyorsun. Kaç kişi gelecek. Bunlar,
ne yiyip, ne içecek, söylemiyorsun. Bizimki o hesap.
****
Verilen cevapları okudukça kahroldum.
Kapitalizmin tipik emek sömürme anlayışı.
Paraya olan bağlanışın üst noktası.
İnsan unsurunu yok sayma düşünce biçimi.
Emekçilerin ailelerini umursamaz bir tavır ve anlayış.
Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın besini.
****
1994 ve 2001 krizlerinde Vergi Dairesi müdürüydüm.
Bir tane işçi çıkarmayan fabrikalar ve esnaflar gördüm.
Şu anda bir çoğuyla hala görüşüyorum, konuşuyorum.
O krizlerden işçi ile birlikte çıktılar ve daha güçlüler.
Krizde "Ne yapacaksınız?" diye onlara sormuştum.
"Bu işçi ile kazandık, bu işçi ile kaybederiz" demişlerdi.
Özel varlıklarını satarak sermaye yapmışlardı.
Paraya değil insanlığa odaklanmışlardı.
İşçilerin yüzlerce ailesi vardı, kendilerinin bir tane.
****
Alanya'da 10 yıl Vergi Dairesi müdürlüğü yaptım.
Turizmden kazandıkları ile yeni oteller açanlara şahidim.
Kazandıklarını yurt içinde ve yurt dışında lüksle,
eğlenceyle ve sefahat içinde harcayanlara tanık oldum.
Malına mal katıp çoğaltmakla meşguldular.
Bir evde 3-4 lüks araba bile onlara yetersiz kalıyordu.
O gün bu kazançlarını aynı işçilerle yapmışlardı.
O zaman bu işçilere iki kat maaş vermemişlerdi.
****
Kapitalizm çaresiz emekçileri "Misafir" örneğiyle anlatıyor.
"Teşbihde hata olmaz" deyip ben de affınıza sığınıyorum.
"Ailenin şımarık çocuğu sevmek için yavru köpek alıyor.
Bir süre sonra hevesi geçiyor ve sokağa atıyor.
Kendini eğlendiren zavallı hayvanın akibetini düşünmüyor.
Yüzlerce yıldır kapitalizmin düşüncesi budur.
Paranın eksileceğini anladığında "Emekçi" kapı dışarı.
Maalesef kapitalist "Kârdan zarar etmeyi" göze almıyor.
Onun yerine insanlığından feragat etmeyi yeğliyor.