HÜSEYİN Güney, dün akşam saat 18.20 itibariyle AKP Genel Merkezi'nce yeniden 'İlçe Başkanı” olarak atanırken, Güney'den 20 dakika önce de 'yeni dönemde görev alacak ekibin önünü açmak için” mevcut İlçe Başkanı...

HÜSEYİN Güney, dün akşam saat 18.20 itibariyle AKP Genel Merkezi’nce yeniden “İlçe Başkanı” olarak atanırken, Güney’den 20 dakika önce de “yeni dönemde görev alacak ekibin önünü açmak için” mevcut İlçe Başkanı Menderes Haymanalı ve ekibi istifa etti.
Güney’in bana göre siyasetteki hakiki “profesyonellik” dönemi bugün başlıyor.
Parti büyüklerince “Alanya’nın Belediye Başkan Adayı sensin, git çalış” denilip aday yapılmadığı iddia edilen Güney bence geçmişe sünger çekip dün olduğu gibi bugün ve yarın da AKP’nin başarısı için var gücüyle çalışacaktır.
Tıpkı, 1994’te Anavatan Partisi’nden (ANAP) Alanya Belediye Başkan Adayı olup seçilemeyince siyasetten kopmayan ve kendisini hemen ANAP İlçe Başkanı olarak seçtirip yerel siyaseti yeniden dizayn ettiği ileri sürülen mevcut Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu gibi, artık Güney’in de önünde muhteşem bir hareket alanı var.
***
Peki, Güney’in dönüşü parti içi dengeleri nasıl değiştirir?
Örneğin Sipahioğlu bu duruma ne der?
Dün sabah, daha bu atama yapılmadan saatler önce, gazetecileri makamında ağırlayan Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nun, “Hüseyin Bey dönecek ve kendi ekibini kuracak” cümlesi, dün Ankara’da İl Başkanı Mustafa Köse, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel ve Hüseyin Güney’in katıldığı “Göreve Dön Zirvesi”nden zaten Sipahioğlu’nun haberinin olduğunu gösteriyor.
Bu durumda, “Sipahioğlu onay verdi ve Güney öyle döndü” diye bir çıkarım yapmak ne derece doğru olur, inanın tam kestiremiyorum.
***
Buna mukabil…
Güney’in partiye küsmemesi, aksine, eski görevine dönüp hayli mesafe kat ettiği siyasete dört elle sarılması gerektiğini 17 Ocak’taki köşe yazımda bakın nasıl ifade etmiştim: “…Başta, AKP İlçe Başkanı Menderes Haymanalı olmak üzere, Hüseyin Güney ve kemik ekibi asla küsüp köşesine çekilmemeli, özellikle meclis listesi yazılırken dominant olmalı, ne yazık ki adaylık süreci konusunda sergileyemedikleri “teşkilatın gücünü” ve “ağırlığını” gerek Ankara’ya gerekse Sipahioğlu’na hissettirmelidir…”
Bu saatten sonra olacak olan da budur.
***
Artık Güney’in önünde bir iki değil, pek çok seçenek vardır.
BİRİNCİSİ: 2009’da Kerim Kılınç’la çıktığı yolda seçim kaybeden bir ilçe başkanı olmasına rağmen parti tabanında, şehir merkezinde, belde ve köylerde çok sevilmesinden dolayı Ankara düzeyinde kredisi hep taze olan Güney, 30 Mart seçimlerini bu kez AKP için kazanmalı, yeni kuracağı ekibini de bu hedefe göre şekillendirmelidir.
İKİNCİSİ: Güney’in dönüşü, sadece ‘Güney’in dönemi bitti. Kral öldü, yaşasın yeni kral’ diyen parti içi hizipçilerin hevesini kursağında bırakmamıştır. Bu geri dönüş aynı zamanda diğer partilerin de Güney’in istifasından ve Sipahioğlu’nun aday olarak açıklanmasından sonra çizdikleri yeni rotayı gözden geçirmelerine neden olacaktır.
ÜÇÜNCÜSÜ: Bence Güney’in önündeki en önemli seçenek bu olacaktır. 2007’den 2009’un Temmuz ayına kadar ANAP-AKP çekişmesi yaşadığı, 2009’dan günümüze ise “anlaşamadığı”, üstelik son dönemeçte “adaylık konusunda kendisini ekarte ettiği” Hasan Sipahioğlu ile vitrinde değil de hakikaten gönülden uyumlu çalışacak mı, yoksa çevresindeki üç beş ismin etkisiyle sürtüşmeye devam mı edecek?
***
Onca yıldır Hasan Sipahioğlu’nu ve bunca yıldır Hüseyin Güney’i tanıyan, siyaset anlayışlarını az buçuk bilen bir kardeşi olarak, Hüseyin Güney’e naçizane şöyle bir tavsiyem olacak.
Bence Hasan Sipahioğlu ile çatışmak yerine, geçmişe koca bir çizgi çekmeli, çatışmak yerine, “hakiki siyaseti” Sipahioğlu’ndan öğrenmelidir.
AKP Genel Merkezi “Adayımız Sipahioğlu” dediğine, daha doğrusu Sipahioğlu bunu dedirttiğine göre, Hasan Sipahioğlu bu işin Alanya’da artık piri olmuş kurt bir siyasetçidir.
Güney’in görevine dönüyor olması, kısa vadede AKP’ye, uzun vadede Güney’e birçok artı getirecektir.
1999’da, 2004’te ve 2009’da seçimi nasıl kazandığını, hangi dinamiklerin, toplumun hangi kılcal damarlarının seçimlerde etkili olduğunun ipuçlarını Sipahioğlu’ndan kapmalı, kendisini bir sonraki yerel, ya da hedefi daha büyükse genel seçimlere hazırlamalıdır.
***
Dün, Güney’in dönüşü konusunda görüş aldığımız isimlerden biri olan ve AKP’yi 2004 seçimlerine taşıyan eski İlçe Başkanı Ali Taşar’ın da dediği gibi…
Güney eğer 30 Mart’tan zaferle çıkarsa, bu durumun Ankara nezdinde ödüllendirileceğini düşünenlerdenim.
Güney’in bugün tam manasıyla başlayacağına inandığım “hakiki profesyonellik dönemi” kendisine, partisine ve en önemlisi böylesine düzgün, ismi şaibeye bulaşmamış, taban ve halk tarafından çok sevilen bir ismi yeniden kazandığı için Alanya’ya hayırlı uğurlu olsun.