Önümüzdeki 2 Eylül günü yeni adli yıl açılış törenleri yapılacak. O meşhur 10 Mayıs 2014 Danıştay'ın kuruluş yılı konuşmasından bu yana törenlere TBB (Türkiye Barolar Birliği) çağrılmıyordu. Beş yıl aradan sonra...

Önümüzdeki 2 Eylül günü yeni adli yıl açılış törenleri yapılacak. O meşhur 10 Mayıs 2014 Danıştay'ın kuruluş yılı konuşmasından bu yana törenlere TBB (Türkiye Barolar Birliği) çağrılmıyordu. Beş yıl aradan sonra Barolar Birliği'nin davet edilmesi üzerine TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun toplantıya katılacağını açıklaması üzerine bazı aklı evvellerin durumdan vazife çıkararak fırsatçılık yapmaları son derece yanlış ve bir o kadar da yakışıksızdır.

     Bir kere şunu belirtelim. Evet bu toplantı yerinin sarayda olması yanlıştır. Ayrıca toplantıya Devlet Başkanının bir siyasi parti genel başkanı sıfatı ile ev sahipliği yapması da yanlıştır. Bunu kabul edelim ama konuya lütfen aklıselim ve sağduyu ile bakalım. İstesek de istemesek de toplantı yeri ve başkanlık edecek olanın değişmesi mümkün değil. O halde davet edilmiş sayın Feyzioğlu bu toplantıya katılacağını açıklamakla, en doğru, hem de dosdoğru bir karar almıştır. Burada benim için en önemli olan ise kendilerine ayrılan 15 dakikalık konuşma süresince ne söyleyeceğidir. Kendisine insafsızca ve sorumsuzca saldıran fırsatçılara benim asıl söyleyeceğim işte budur sevgili dostlarım.
     Geçenlerde Sözcü Gazetesi'nde sayın Rahmi Turan, baroları ad ederek "Sen de mi Brütüs?" diyor. Ben de buradan Rahmi Turan'a "Asıl sen de mi Brütüs" diyorum. Bu hafta başında köşesinde bir de yakışıksız karikatür yer aldı. Malum gazetede konu ile ilgili Deniz Zeyrek Bey'in de alakasız bir makalesi yer aldı, katılmak ve tasvip etmek mümkün değil. Sözcü Gazetesi'nden sayın Saygı Öztürk'ün makalesi daha yapıcı ve sağduyu ile kaleme alınmıştır. Kendilerini kutluyorum.
     Sadete gelecek olursak. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sanırım üç yıl önceydi, mezarı başında anma törenleri yapıldı. Törene katılan herkesin ismi ve statüleri tek tek Sözcü Gazetesi'nin ilk sayfasında verilirken, 100 bin avukatın temsilcisi TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu görmezden gelinerek bilinçli olarak ve kasten ismi zikredilmedi. Ama "Allah'ın parmağı yok ki gözüne soksun" misali Sayın Feyzioğlu uzun boylu olduğu için resimde çıkmıştı. Bu örnekler daha çoğaltılabilir. Lütfen bu verdiğim basit örneğin üzerinde bırazcık düşünürsek olay kendiliğinden çözülür. Nedir lütfen bu Feyzioğlu'na tahammülsüzlüğünüz? Gelin hiç yapmadığınız bir şeyi yapınız, sizlerde zerre kadar vicdan kırıntısı varsa, Feyzioğlu toplantıya katılmasa eğer ona bakışınız değişecek miydi? Ben hiç sanmıyorum ama olay başka, hem de bambaşkadır sevgili dostlar.
İstiyorlar ki Sayın Feyzioğlu parti militanı gibi konuşsun ve davransın. Olabilir mi öyle bir şey?
      Sayın Feyzioğlu bu toplantıya icabet etmekle en doğrusunu yapmıştır. Davete içabet etmek hem dinimizde hem de geleneklerimizde vardır. Ülkemizin bu çok kritik dönemde kavgaya değil uzlaşmaya ihtiyacı vardır. Benim için toplantının yeri ve kimin başkanlığında yapılacağı değil, zat-ı alilerine ayrılan 15 dakikalık sürede ne söyleyeceğidir. Asıl söyleyeceklerimi de 2 Eylül sonrasına bırakıyorum. Yalnız şu kadarını belirteyim ki tanıdığım Feyzioğlu'nun herkese bir güzel hukuk dersi vereceği konusunda eminim. Bu konuda sizleri temin ederim. Şimdiden belirteyim.