BİLADER foraz ölür, gözü çöplügde galır derler. Beniki de o hesab. Dün gene o esgiler geldi aglıma. Ben çocukana bizim evin iki yanı beledan ağaçlarıylan, zinemid pürlerile gaplııdı. İki yanımızda gonu, gomşu yoodu. İki gadlı esgi...
BİLADER
foraz ölür, gözü çöplügde galır derler. Beniki de o hesab. Dün gene o esgiler geldi aglıma. Ben çocukana bizim evin iki yanı beledan ağaçlarıylan, zinemid pürlerile gaplııdı. İki yanımızda gonu, gomşu yoodu. İki gadlı esgi Alanya eviydi. Gedeyinde davallar, inegler varıdı. Kümesde 50 aadar tavıg olurudu her zaman. İşin doorusu çocukana irezil böyüdüg. Benim çocugluum bi de gıdlıg günlerine deggeldi. Yeeceg egmevi zor bulurdug. Anam sofraya oturdduğunda, "Yavrım, zeytini dörd sefir ısırın, yufga egmegden bolcaa yen de gannızı doyurun. Zeytin bitivermesin" derdi. Benim böyüg abim az pisboğazıdı. Zeytini dört sefir deel, anam bize su mu gatıverirkene bi sefirde gatıverirdi. Anam bi deggetirib, gördüünde de, "Canalıcı meccigli yeyesice deyusun enii! Murad garın doyurmag deemi a yer yudasıca?" deyi çırınır, baarınırdı. Çocukana hindiki çocuglar gibi kireşlerde yadmazıdıg. Anamızın, bobamızın yanda, baccada bağda çalışırdıg eşşeg gibi. Ekin çekiyemedin mi, pür kesemedin mi, ot yolamadın mı, beledan gazallarını ayıtlaab dibine iki evleg güz fasillesi ekemedin mi? Neler neler? Bi de bunulan bunun aaanda hemene çalışırıdıg, bi gün bi saad oyun oynamaya geddiimizde de nar şıpgınııla dayaa yeridig. Emme gene de gözel günleridi o günler. Heç unudulmaayoru. Enginleri hindikinler de bilsinler de, hallarına şükür edsinler deyi annadıverdim.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.