Ortalama eğitim düzeyi, 'üç buçuk öğretim yılı” olan bir toplumun bireyleriyiz. Her şeyimizi, buncacık düzeyimiz, buncacık kültürümüzle belirliyoruz. Olaylara buncacık kültürümüzle bakıyor, geleceğimizi buncacık kültürümüzle...

Ortalama eğitim düzeyi, “üç buçuk öğretim yılı” olan bir toplumun bireyleriyiz.
Her şeyimizi, buncacık düzeyimiz, buncacık kültürümüzle belirliyoruz.
Olaylara buncacık kültürümüzle bakıyor, geleceğimizi buncacık kültürümüzle biçimlendiriyoruz.
İşte bu buncacık kültür, buncacık vizyon, buncacık ufuk; bizlere olmadık işleri, olmadık konuşmaları yaptırıyor.
Daha önce de yazdım; satacak kadar bir bilgi birikimimiz olmayınca, konuşmuş olmak için konuşuyoruz.
* * *
Buna en güzel örnek; malum bir siyasi partimiz ilçe başkanının, konuşmaları…
Bu Sayın Başkanın demeç ve söylemlerini işittikçe; geriliyor, endişeleniyorum.
Sağ olsun Sayın Başkan, tek bir günü bile boş geçirmiyor, her gün yeni bir demeç sallıyor.
Bir ara çıktı; “Noel’e ilgi var, Ramazan’a yok…” dedi.
Ne alakası varsa; ardından; “Sipahioğlu, Noel ağacını diktiği yere, bir de Ramazan Çadırı diksin de görelim…” dedi.
Birkaç gün önce, “Alanya'daki eğitimciler, Öğretmenler Lokali’nde sabahtan akşama kumar oynuyorlar…” gibi öğretmenlerimizi incitecek ve son derece rencide edecek densiz bir söylemde bulundu.
* * *
Genç köşe yazarımız Oruç Dim, bu tür söylemleri eleştirmekten usandı; Sayın Başkan, bu tür söylemlerinden usanmıyor.
Sayın Başkanın son demeci de diğer demeçlerini aratmayacak cinsten!
Sayın Başkan diyor ki; “Atalarımızdan bize emanet olarak bırakılan, buram buram tarih kokan, bizlere İslam’ı hatırlatan güzelim Alanya evlerinin şimdi restore edilip; içinde her türlü içkinin servis yapıldığı, köşelerine barların açıldığı mekânlar haline gelmesi nedeniyle bu evlerin önünden geçtikçe içimiz kan ağlıyor. Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu buralara ruhsat verirken hiç mi yüreği sızlamaz, buralarda içki servisi yapılması atalarımıza büyük saygısızlıktır. Alanya bir turizm şehri diye bu tarihi değerlerimizi bu şekilde kullanmak kimsenin hakkı değildir. Benim bildiğim 5 ev şu an restoran olarak kullanılıyor, biri de CHP’li Şevki Türktaş’ın evidir…”
* * *
Sayın Başkanın bu ve buna benzer daha onlarca demeci, onlarca söylemi var.
Şimdi bunları söylemenin adı, siyaset yapmak mı oluyor?
Bu mu siyaset?
Hangi çağda, nerede yaşıyoruz?
Bu çağda böyle bir söylem, böyle bir demeç, böyle bir siyaset olabilir mi?
Restore sonrası, restoran ya da bar olarak kullanılan o evleri de sahiplerini de herkes biliyor.
Geçmişte o evlerde içki içilmiyor muydu?
Ayrıca da içilir ya da içilmezdi, o da ayrı bir konu… Varsay ki içilmedi; içki içilmeyince, o ev, kutsal bir yapı kisvesine bürünmüş mü oluyor?
Öyle bir evin önünden huşu içersinde; diğerlerinin önünden, içi kan ağlanarak mı geçiliyor?
Cami mi orası yoksa tekke ya da medrese mi?
Netice olarak, altı üstü bir ev?
“Eski binalarda içilmez, yeni binalarda içilir” ya da “eski binalar kutsaldır, hiçbir şey yapılmaz; yeni binalarda her bir halt yenebilir…” diye bir kural mı var?
Bu nasıl bir mantık?
* * *
Alanya, elli yıldır, turizm kenti olmaya çaba gösteriyor.
Turizm kenti oluyor ya da olamıyor; olamıyorsa niye olamıyor, onlar ayrı bir konu.
Ancak bir gerçek var. O gerçek de şu; Alanya ekonomisi, ağırlıklı olarak turizme endeksli.
Yani?
Yani, turizm varsa Alanya var, yoksa yok. Bu kadar basit.
Milyonlarca kişi, bu sektör ve bu sektörün yan sektörleri sayesinde, evine ekmek götürüyor.
Bu sektör, sadece kendisini değil, 56 ayrı sektörü daha akçalıyor.
Turizmin kendine özgü kuralları, kendine göre olmazsa olmazları vardır.
Otel, restoran, bar gibi işletmeler, bu sektörün en önemli parçası; içki de, bu işletmelerin olmazsa olmazıdır.
Konuşmuş olmak için konuşmadan ya da demeç vermiş olmak için demeç vermeden önce, bunları düşünmek gerekir.
Siyaset, akla gelen her şeyi söyleme sahası değildir.
Siyaset yapmanın da bir raconu vardır.