Birinci Dünya Savaşı sonunda bizim olmayan topraklar elden gittiği gibi bizim olanları da kaybettik. Her yer galip devletlerin işgali altına girdi. Ülkedeki Rum ve Ermeni azınlıklar işgalcilerle işbirliği yaparak zalimliğin acımasızlığına...

Birinci Dünya Savaşı sonunda bizim olmayan topraklar elden gittiği gibi bizim olanları da kaybettik.

Her yer galip devletlerin işgali altına girdi.

Ülkedeki Rum ve Ermeni azınlıklar işgalcilerle işbirliği yaparak zalimliğin acımasızlığına vatandaşlarımızı kurban ettiler.

Yani sırtımızdan hançerlendik.

Padişah ve avaneleri kendi çıkarları uğruna halkı yok saydılar.

Her yerin işgal edilmesine ve yabancı boyunduruğuna evet dediler.

Amaç, küçük olsun ama bizim olsun akılsızlığıydı.

Bu akılsızlık bugün de var, yarın da olacak.

Her zaman vatanını ve milletini seven insanlar da olacak.

Bugün de varlar, yarın da olacaklar.

O esaret yıllarında da vardılar.

Bir avuçtular fakat kısa sürede çoğalıp, bir yere sığmaz oldular.

Başta Atatürk olmak üzere, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir gibi vatan evlatları ilk fitili ateşlediler.

Kartopu gibi çoğaldılar.

Onlarca yıldır dünyanın her tarafında savaşan ve savaşlardan bıkmış vatan evlatlarını etraflarına topladılar.

Önce, bu vatana düşman olan herkesi geldikleri gibi gönderdiler.

İçimizdeki düşmanı temizlediler.

Balkan savaşlarından, Yunanlıların İzmir'de denize dökülmesine kadar geçen sürede yıllarca kanla yıkanan bu topraklara barış getirdiler.

Yıkılmış, yok olmuş ve harabeye dönmüş olan ülkeyi imar etmek için geceli gündüzlü çalıştılar.

Türk milletinin bünyesine en uygun olduğunu düşündükleri Cumhuriyet rejimini kurdular.

Bu güzelim vatanı ve Cumhuriyeti kendilerinden sonraki nesillere bırakıp Hakk'ın rahmetine kavuştular.

Hepsine minnet ve şükran duygularımı sunuyorum.

Yattıkları yer cennet olsun.

- DEVAM EDECEK -