Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) ile Alanya Çevre Koruma ve Dayanışma Kültür Derneği'nin (ALKOD) Ramazan ayı başında birlikte, 'BİR YOKSULUN ÇORBASINDA SİZİN DE TUZUNUZ OLSUN” sloganıyla başlatılan kampanya, bana göre çok anlamlıydı....

Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) ile Alanya Çevre Koruma ve Dayanışma Kültür Derneği’nin (ALKOD) Ramazan ayı başında birlikte, “BİR YOKSULUN ÇORBASINDA SİZİN DE TUZUNUZ OLSUN” sloganıyla başlatılan kampanya, bana göre çok anlamlıydı.
***
Ne kadar gerçekçi ve de doğru olursa olsun, bir insanın, bir yakınını özellikle de patronunu övmesi pek kolay bir iş değil.
Bizim millet, öküz altında buzağı aramayı pek sever.
Öküzlük parayla değil ki!
Halbuki ahırda öküzler kadar ineklerimiz de var!
Tabii aslanlarımızla kaplanlarımız farklı yerlerde...
***
Şaka bir yana, asıl konumuza dönersek, Türkiye’nin yardıma muhtaç bir ülke olmaktan çıkıp, yardım eden bir ülke haline gelmesiyle ne kadar övünsek azdır.
Bunu gerçekleştirenlere tabii ki siyasi kaygıdan uzak bir biçimde teşekkür etmeliyiz.
Dünya’nın birçok ülkesine özellikle de Afrika’daki açlık sorunu çeken toplumlarına yardım edebilmemiz alkışlanmaya değer olsa da yine de, önce can, sonra canan diye düşünmekte yarar var.
***
Yardımı bu anlamda ele aldığımızda, AGC’nin Alanya’nın kırsal kesimine dönük yardım kampanyası bana göre çok daha anlamlıydı.
AGC Başkanı Sayın Mehmet Ali Dim ile ATV’nin sempatik patronu sevgili dostum Sayın Servet Sipahioğlu’nun bu kampanya ile ilgili köylere götürdükleri yardım ve bu yardımı bir fiil, birinci elden kendilerinin ihtiyacı olanlara vermeleri ve bu etkinlik süresince karşılaştıkları durumu anlattıklarında, kendilerine çok daha fazla saygı duyduğumu itiraf etmeliyim.
***
Somali ve diğer ülkelere yapılan yardımlara diyecek bir lafımız olamaz da, bunu abartmak, Başbakanımızın şahsen kampanyayı yürütmesi karşısında birçok iş adamının, Başbakana yaranmak için büyük paralar bağışlamaya kalkmaları, hayırseverliğe biraz gölge düşürüyor gibi!
Alanya kırsalında da Somali’deki kadar olmasa da onlara yakın yoksulluk içinde hayatını devan ettiren insanlarımızın varlığından söz ediliyor.
Çocukların bazılarının ayağında farklı farklı ayakkabılar olduğunu, buralarda da çok mağdur zar zor geçinen insanların bulunduğunu Sayın Sipahioğlu anlattı.
Ben onun yalancısıyım.
Kendim görmediğim için görenlerin anlattıklarını sizlere aktarmakla yetiniyorum.
Aslında yerel medyada özellikle de televizyon kanallarında kırsal kesimdeki yoksulluk yeterince ekranlara taşındı.
Umarım bu duyarlılık bayram sonrasında da devam eder.