'CHP'NİN bugün en temel sorunlarından biri, tabanındaki Kemalist müminlerden oluşan çekirdeğin dışına çıkıp, sosyal demokrasiyle ittifak kurmaya hazır kitlelere ulaşamamasıdır.” Bu sözler bana ait değil. Bu ifade, reklamcı...

“CHP’NİN bugün en temel sorunlarından biri, tabanındaki Kemalist müminlerden oluşan çekirdeğin dışına çıkıp, sosyal demokrasiyle ittifak kurmaya hazır kitlelere ulaşamamasıdır.”
Bu sözler bana ait değil.
Bu ifade, reklamcı Ateş İlyas Başsoy’un Pegasus yayınlarından piyasaya çıkardığı “AKP neden kazanır, CHP neden kaybeder?” isimli kitabında geçiyor.
Reklamcı Başsoy, çalışmasında bir siyasi analizci titizliğiyle AK Parti’nin kurulduğu günden bugüne her seçimde başarılı olma, CHP’nin ise başarısızlığa mahkum kalma nedenlerini Antalya yerel seçimleri örneğinden yola çıkarak analitik bir çerçevede okuyucuya sunmuş.
Kendisi reklamcı olmasına rağmen, AK Parti ve CHP örneğinde seçim kazanma/kaybetmenin formülünü siyasi reklamlarla değil de algı yönetimiyle açıklaması, Türkiye’de iktidar beklentisi ve özlemi içinde olan parti ve partililerin, özellikle CHP’lilerin dikkatle okumaları gereken bir çalışma.
Antalya’da 2009 yerel seçimlerinde seçmenlerin algılarını yönetme temelli yürüttüğü kampanya ile, dönemin CHP adayı, şimdiki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın belediye başkanlığını kazanmasında büyük payı olduğu anlaşılan Başsoy’un seçimlerde başarılı olmaya ilişkin tavsiye ve önerileri, günümüzde siyasetin, partilerin ve tercihlerin azımsanmayacak bir seçmen grubu için ne anlama geldiğini ve neyi ifade ettiğini tasvir etmesi bakımından da bir hayli önemli.
Başsoy, AK Parti’nin 2002’den beri girdiği tüm seçimleri kazanmasının formülünü “siyasetsiz seçmeni” cezbetmesine bağlıyor.
Başsoy yazdıklarıyla haksız sayılmaz.
Seçmenlerin parti tercihlerinin istatistiki, sayısal arka yüzüne, özellikle konuya ilişkin yapılan çeşitli alan araştırmalarından elde edilen bulgularla baktığımızda, durumun tam da kendisinin ifade ettiği gibi olduğu net bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Partilerin sosyal temelleri ya da oy tabanlarını kayısı örneğinden yola çıkarak, çekirdeği kemik seçmenler, çekirdeğin çevresindeki meyveyi ise partiye eklemlenen seçmenler ve özellikle de siyasetsiz seçmenlerle tasvir eden yazara göre, AK Parti’nin seçim başarılarının sırrı; çekirdeğin çevresindeki meyveyi oluşturan siyasetsiz seçmen kitlesini kendine çekip tutması, hatta büyütmesidir.
Rakibi CHP ise her daim yüzde 20’lerde olan çekirdeğine en az her dört seçmenden birine denk gelen siyasetsiz seçmeni dahil edemediği için hep kaybeden parti durumunda.
Türkiye koşullarında herhangi bir partinin siyasetsiz seçmeni yanına çekerek seçim kazanma olasılığı çok yüksek olmamakla birlikte, CHP ve AK Parti bu “herhangi parti” tanımlamasının dışında tutuluyor.
Potansiyel olarak CHP ve AK Parti’nin aynı kitlenin önemli bir kısmını yanına çekerek iktidar ya da yegane iktidar alternatifi olması mümkün.
Nitekim AK Parti 9 yıldır uyguladığı politikalarla, kendisinin doğal tabanı dışında, siyasi akışkanlığı yüksek makul insanlardan oluşan siyasetsiz seçmenle “hizmet” üzerinden kurduğu organik bağ ile rakiplerini iktidara yaklaştırmıyor.
Kuşkusuz seçim kazanmayı tek başına siyasetsiz seçmene bağlamak da mümkün değil.
Partilerin kemik ya da çekirdek tabanları, partileri sistemde kalıcı kılan yegane siyasi dinamikler.
Fakat AK Parti ve CHP örneğinde iktidara uzanabilme yolunda bu tabanın katkıları sınırsız da değil.
Bütün mesele, doğal olana, değişken gündelik tercihleri, beklentileri olan makul insanları ekleyip, onların tercihleriyle iktidara uzanabilmektedir.
AK Parti bugüne kadar girdiği her seçimde, çekirdek siyasi demografisini veri kabul ederek, onun yanı başına siyasetsiz seçmenleri eklemlemek suretiyle yüzde 50’lere ulaşmıştır.
Başsoy kitabında, yakın dönem seçimleri örneğinde CHP’nin neden kaybettiğini kampanyalardaki yanlış stratejilerden, algıyı yönetememesinden hareket ederek gayet güzel bir şekilde açıklıyor.
Fakat kendisinin de ifade ettiği gibi, seçim kazanmak, iktidar olmak, kampanya sürecindeki reklamlara indirgenecek kadar da basit değil.
Mesele, seçmenin algısını yönetme meselesi.
Başsoy, CHP’nin Antalya başarısından yola çıkarak, hizmet üzerinden makul insanlar ya da siyasetsiz seçmenle irtibata geçmek suretiyle seçim kazanıp, iktidar olunabileceği iddiasında.
Bu düşüncesinde haklılık payı olsa dahi, mesele CHP olunca seçim kazanma, iktidar olma konusu biraz karışık.
Bir başka ifadeyle, CHP’nin siyasi kaderi salt hizmet dillendirerek, vaat ederek seçmenle irtibat kurmaya bağlı değil.
AK Parti’nin güçten düşeceği herhangi bir dönemde (ki bu ucu bir hayli açık bir dönem) AK Parti’den ayrılacak makul insanların topyekun CHP’de buluşacağını söylemek o kadar kolay görünmüyor.
Bunun nedeni ise yine CHP’nin kendisi.
Yazarın da ifade ettiği gibi; “CHP’nin bugün en temel sorunlarından biri de, tabanındaki Kemalist müminlerden oluşan çekirdeğin dışına çıkıp, sosyal demokrasiyle ittifak kurmaya hazır kitlelere ulaşma güçlüğüdür”.
Dün en azından rengi belli olan bir CHP karşısında bugün soluk, hatta renksiz bir CHP var karşımızda.
Ne yapmak, nereye gitmek istediği belli olmayan, salt AK Parti karşıtlığı ile kitle nezdinde popüler olmaya çalışan bir siyasi aygıt, Türkiye’nin makul insanları için çok fazla anlam ifade etmiyor.
CHP’nin Türkiye’nin demokratikleşme alanındaki aksaklık ve eksikliklerini dillendirmesi kadar doğal olan bir şey yok tabii ki.
Fakat bu alanın dışına çıkıldığında, CHP makul insanlar için, onların umutlanması adına söylemesi gerekenler konusunda sessizliğe bürünmüş durumda.
Bu sessizlik sürdükçe, “CHP neden kaybediyor?” sorusuna her zaman kolay yanıt bulunabilir.
Oysaki CHP için asıl olan, bizzat CHP’lilerin “CHP nasıl kazanabilir?” sorusuna yanıt bulmaları gibi gözüküyor.
Soruya, AK Parti’nin “her yaptığına karşı çıkarak” şeklinde verilecek basit yanıtlar, AK Parti’yi Türkiye siyasetinde çok uzun yıllar hakim parti olarak kalıcı kılmaya yarayacaktır.
Bu ve benzer nedenlerle, CHP’lilerin, özellikle de Alanya siyasetinde bugüne dek hiç etkin olamayan CHP’lilerin, reklamcı Ateş İlyas Başsoy’un Pegasus yayınlarından piyasaya çıkardığı “AKP neden kazanır, CHP neden kaybeder?” isimli kitabını okumalarını şiddetle tavsiye ederim.