Cesaret, bütün kelimelerin en güçlüsü en kuvvetli sidir. Şövalyelik ruhudur, özgürlüktür, aldanmışlıktır. Önce cesaret gelir ve diğer her şey onu izler. Olgunlaşabilmek için en başta gelen şey açık yürekli olmak ve hakikatten korkmamaktır....

Cesaret, bütün kelimelerin en güçlüsü en kuvvetli sidir. Şövalyelik ruhudur, özgürlüktür, aldanmışlıktır. Önce cesaret gelir ve diğer her şey onu izler.

Olgunlaşabilmek için en başta gelen şey açık yürekli olmak ve hakikatten korkmamaktır. Yanlışlarınızı, eksiklerinizi bilip, bunları itiraf etmek cesaretini de göstermemiz lazımdır. Kötülüğün ve iyiliğin, günahın ve sevabın, korkaklığın ve cesaretliğin tohumları insanın vicdanındadır. Şövalye gibi yürekli iseniz cesursunuz; gönüllü iseniz arzulayarak isteyerek bir şeyi yapmaya koyulmuşsunuz demektir. Bir yazıda okumuştum kişi söyle diyordu; Carl Jung “Kendi kalbine bakmayanın yaşamı bulanıktır; Kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir.

Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur, içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder.” Çok doğru…

Zincirleri kıranlar, kendi düşüncelerinde yol edinenler küçük mağazada yetinmeyi bilmezler. Korkak ve kötümser olan insanların ne kendine faydası olur nede yaptığı görevinde. Kıralım zincirleri. İsteyip de cesaret edemediklerimizi, söylemek istediklerimizi dilimizin ucuna gelenler için alalım cesaretlerim izi çıkalım yollara… Korkak değiliz biz, aydın fikirleri olan kişileriz…

Hiç kimse derin suya girmedikçe yüzmeyi öğrenemez. Hiçbir kuş kanatları olgunlaşmadan ve cesareti olmaksızın uçmayı başaramaz. Cesaret yoksa mutluluk da yoktur. Mutluluk, yola çıkmamızdaki amaç değil, yolun kendisidir. Mutlu hafta sonları