ÖNCELİKLE, iki gündür bu sütunlarda kaleme aldığım 'Süleymancı Cemaati ve Seçimler” ana konulu yazılarıma gösterilen ilgiden dolayı tüm okuyucularıma teşekkür ediyorum. Dünkü yazımın son bölümünde, 18 Nisan 1999 seçimlerine...

ÖNCELİKLE, iki gündür bu sütunlarda kaleme aldığım “Süleymancı Cemaati ve Seçimler” ana konulu yazılarıma gösterilen ilgiden dolayı tüm okuyucularıma teşekkür ediyorum.Dünkü yazımın son bölümünde, 18 Nisan 1999 seçimlerine iki gün kala Alanya’ya gelip miting yapan ve aynı zamanda kendisinin de milletvekili adayı olduğu DYP’nin desteklenmesini isteyen Cemaat’in Kanaat Önderi Arif Ahmet Denizolgun’un bu mitinginden sonra ANAP kanadında yaşanan ilginç bir anekdotu sizlerle paylaşacağımı söylemiştim.Denizolgun’un miting yapıp DYP’yi işaret ettiği o akşam, kendisine ait Gardenia Otel’de son rötuşları atan dönemin ANAP’lı Alanya Belediye Başkan Adayı Hasan Sipahioğlu, meğer bu mitingden birkaç saat sonra meclis listesine yazdığı iki ismin istifa isteğiyle şoke olmuş.Önceki gün akşam saatlerinde beni arayıp bu bilgileri veren güvenilir bir kaynağın söylediğine göre, Cemaat’in içinde yer alan bu iki isim, Denizolgun’un DYP’yi işaret etmesi üzerine Sipahioğlu ile görüşerek meclis üyeliği adaylığından aflarını istemişler. Bu duruma çok üzülen Sipahioğlu ise “emir büyük yerden” gelince kaderine razı olup listesinde boşalan bu iki ismin yerine hemen başka isimler koymuş.(99’da yaşanmış bu olayı, Cemaat’in seçimlerde nasıl etkin rol oynadığının küçük bir örneği olarak yazdım)Dün ‘Cemaat ve Siyaset İlişkisi’ konusunda sohbet ettiğim ve siyasi analizlerine güvendiğim başka bir Cemaat’e yakın isim ise, Büyükşehir Yasası sonrası Alanya’daki seçimlerin çok daha farklı mecralara taşınacağı kehanetinde bulundu.Alanya merkezde yaklaşık 6 bin oyu olduğu ifade edilen Cemaat’in, Büyükşehir Yasası çıktıktan sonra direkt Alanya’ya bağlanacak olan 16 beldedeki oylarla birlikte oy potansiyelinin bir anda 25 bine çıkacağını söyleyen bu isim, AK Parti ile mesafeli olan Cemaat’in 2014’teki tercihinin büyük olasılıkla MHP olacağını savundu.Dünkü, “Cemaat, Şişli Belediyesi’nin CHP’li başkanı Mustafa Sarıgül’e de destek veriyor, bu yüzden Alanya’da Cemaat’in oylarını alma bağlamında CHP’nin de şansı olabilir” örneğime katılmadığını söyleyen Cemaat’e yakın bu isim, “İstisnalar kaideyi bozmaz. Şişli örneği sadece bir örnek! Ama çıkaracağı aday kim olursa olsun, CHP ile Cemaat Alanya’da kesinlikle aynı potaya girmez” iddiasında bulundu.Konuşmasını şöyle sürdürdü: “1999’da yaşanan İzmit ve Gölcük depremlerinden sonra başlayan göç dalgasıyla birlikte tüm Türkiye’de yaşanan nüfus değişiminden Alanya’nın ve beldelerinin de etkilendiği göz önüne alındığında, 2014’deki yerel seçimlerde Alanya’daki siyasi partilerin ve elbette çıkaracakları adayların işi de zor görünüyor.”Bu aşamada, bir dönem AK Parti’ye, ardından CHP’ye oy veren Demirtaş ve Mahmutlar seçmeni örneğinde olduğu gibi, özellikle Konaklı, Oba ve Tosmur’daki yabancı nüfusun da oyunu yabana atmamak gerek.Cemaat elbette 25-30 bin oy kapasitesiyle seçimin kaderine etki edecek bir güce sahip, ancak, özellikle 2014 seçimlerinde AK Parti, CHP ve MHP’nin çıkaracağı adaylar da bir o kadar önemli.İşin bir başka yönü ise, gelişen iletişim teknolojisi, seçmene artık her mecradan rahatlıkla ulaşabilme kolaylığı sağlarken, artık herhangi birinin herhangi bir mekanda kiminle oturduğu, ne yiyip ne içtiği bile sosyal paylaşım sitelerinden anında yayınlanıyor, bu da seçmen nazarında seçeceği ve oy vereceği isimler hakkında küçük de olsa önemli ipuçları verebiliyor.Yazının son bölümünde şu analizi de yapıp noktayı koyalım.Görünen o ki, Büyükşehir Yasası’ndan artık geri dönüş yok. Alanya merkez ve beldelerle birlikte yaklaşık 25 bin oyu olduğu ifade edilen Cemaat elbette seçimin kaderini etkileyecek bir güce sahip. Fakat yerel seçim sürecine girildiğinde siyasi partilere de aday belirleme noktasında büyük görev düşüyor.Artık “Bizim oğlan” mantığı ile sahaya çıkarılacak adayların şansı zayıf gibi görünüyor.Buna mukabil, Alanya’nın ekonomik gücüne endeksli olarak şehri taşıyabilecek, yüksek tahsilli, yabancı dili olan, mümkünse hayatında en az on-on beş Avrupa ülkesini gezip gözlem yapmış, turizmi ve ticareti iyi bilen, Alanya’nın yerel dinamiklerine sırt çevirmeden yabancı dinamiklerini de kucaklayabilecek herhangi bir isim, bence hem Cemaat’in hem yerel halkın hem de bir şekilde Alanya’ya gelip yerleşmiş “Yeni Alanyalılar”ın oyunu alıp Alanya’yı 2023’e rahatlıkla taşıyabilir.

‘Kaderimize razı mıolmamızı istiyorlar?’

ALANYA’NIN bundan bir ay önceki başlıca gündemi Gazipaşa Havalimanı idi. “Büyük gövdeli uçaklar inecek mi?” “İniş izni verilecek mi?” tartışmaları bir süre sonra yerini, “Büyükşehir Yasası çıkınca Antalya’nın mahallesi olmak istemiyoruz” dövüşüne bıraktı. Ancak iki haftadır bu tartışma da bitti. Alanya’da yaşayan herkesin kaderine razı bir profil sergilediğini söyleyen Tüketici Hakları Derneği Alanya Şube Başkanı Cemal Şencan, dün akşamüzeri telefonla arayıp ilginç bir sitemini iletti. “Bu söylediklerimi aynen yazabilirsin” deyip şöyle konuştu: “Ankara ne derse o oluyor. Ülke adeta istila edilmiş gibi. Sanki cumhuriyet Türkiye’sinde değil müstemleke ülkesinde yaşıyor gibiyiz. Daha birkaç hafta önce ‘Büyükşehir Yasası çıkınca Antalya’nın bir mahallesi olmak istemiyoruz’ diye bütün Alanya ayağa kalkmıştı, şimdi kimseden çıt çıkmıyor. Alanya’daki muhalefet partileri bile adeta suspus oldular, hakkımızı aramak yerine iktidar partisiyle horoz dövüştürüyorlar. ‘Kaderimize razı olduk’ desinler, biz de siyasi tercihlerimizi bundan sonra ona göre yapalım.”

Hakemlerimiz ve'küfür' çılgınlığı

AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Alanya İşletme Fakültesi’nde bir söyleşiye katılan Süper Lig Hakemi Kuddusi Müftüoğlu’nun kadın taraftarlar için sarf ettiği sözler, Alanya halkının yanı sıra sosyal medyada da büyük ilgi gördü. Tribün olaylarından dolayı erkek seyircilerin alınmadığı maçlarda kadın seyircilerin de küfür etmesini anlamadığını söyleyen Müftüoğlu, “İsyan ediyorum. Hakemin basınla konuşma, cevap verme hakkı bazen oluyor. Maçtan sonra her türlü hakareti ve yorumu yapıp yönlendiriyorlar. Bu doğru ve adil değil. Siz hakem aleyhinde konuşanları dinlediğinizde kafanızda hakemlerle ilgili önyargılı düşünceler oluşuyor. Çok fazla küfür ediliyor. Küfürden dolayı sahalar kapanıyor. Maçları izlemeye kadınlar geliyor. Kadınlar da küfür ediyor. Onların da küfürleri değişik oluyor. Kadınların küfürlerine alışmamışım ama onların küfürleri enteresan. Bu küfür işini çözemedik maalesef. Hakemlik küfür edilecek bir meslek gibi görülüyor bu da bizi üzüyor” diye konuşmuş.Müftüoğlu’nun bu sözlerini tebessümle okurken, Alanya’da ünlü ve büyük bir ekmek fırınında yönetici olarak çalışan ve eşi profesyonel bir futbol hakemi olan arkadaşımın söyledikleri aklıma geldi. Yeni tanıştığımız dönemde eşinin futbol hakemi olduğunu söyleyince aramızda aynen şu konuşma geçmişti:-Yenge genelde hangi ligin maçlarını yönetiyor?-Şimdilik Spor Toto 2. Lig maçlarına gidiyor.-Sen de izliyor musun maçları?-Birader, hanımı yalnız göndermeyeyim diye ilk başlarda bazı deplasman maçlarına ben de gittim. Fakat stattaki taraftarlar bizim hanımın kararlarını beğenmeyince başlıyorlar küfür etmeye.-E nasıl dayanıyorsun buna?-Dayanamıyorum, o yüzden artık gitmiyorum. En son gittiğim maçta hanıma demedikleri kalmadı, sonra sıra bana geldi. “Senin kocanı bilmem ne yapayım” diye 9-10 yaşlarındaki çocuklar bile küfür etmeye başlayınca elimden bir cinayet çıkmasın diye artık maçlara gitmiyorum.Anlayacağınız, erkek de olsa kadın da olsa hakemlik zor zenaat. Allah tüm faal futbol hakemlerimize kolaylık versin.