AKP Hükümetinin terörle, PKK ile mücadelede yaptığı başlıca olumlu hareket, PKK'nın kent ayağı olan KCK'ya karşı operasyonlar. Büşra Ersanlı ve Zarakol'un tutuklanmaları. Bunun üzerine bütün tatlı su aydınları, Kürt...

AKP Hükümetinin terörle, PKK ile mücadelede yaptığı başlıca olumlu hareket, PKK’nın kent ayağı olan KCK'ya karşı operasyonlar. Büşra Ersanlı ve Zarakol’un tutuklanmaları.
Bunun üzerine bütün tatlı su aydınları, Kürt muhipleri, kuyruklarına basınca havlayan Pavlov'un köpekleri gibi hemen, “İnsan hakları, akademik özgürlük” diye feryada, feverana başladılar: Hem Büşra gibi “değerli” bir akademisyen nasıl tutuklanırmış! Oysa, PKK'nın kent ayağı KCK, kentlerde teröristlere molotof kokteyli temin eder. Büşra Ersanlı gibi “deneyimli” öğretim üyelerinin "rahleyi tedrisi" olan “akademilerinde”, terörün, bölücülüğün "ideolojisini" öğretirler. Büşra'nın Kürt hareketiyle yakın ilişkilerini yıllarca evvelden çok yakından bilirim!
Erdoğan, KCK operasyonlarını eleştiren yazarlara, "Siz KCK’nın, hakikatte ne olduğunun farkında mısınız?” diye cevap verdi ama bazıları bal gibi farkındaydılar. Onlara göre, Kürt Sorunu, PKK barışçı çözümle bitirilmeli, fakat KCK operasyonu buna engel oluyor. Ama ne mantık!
***
PKK teröristlerinin Kartepe deniz otobüsünü kaçırmaları, KCK ile bağlantılarının ortaya çıkmasıyla BDP suçüstü yakalandı. Terörist Mebsure Güzel KCK mensubu ve bölge sorumlusu. Suç ortakları da öyle, "Akademide” yetişmişler. Ayan beyan belli ki BDP'nin ipleri KCK’nın dolaysıyla PKK'nın ellerinde. Aradaki organik terör bağı inkar edilemez. Böylelikle “barışçı çözüm”, hem bu “akademik” endişeler boş ve fos çıktı. BDP, PKK ve KCK arasında organik bağlar olduğu kanıtı yetmez mi? BDP azılılarından, Türk polisine tokat atmasıyla ünlü Sabahat Tuncel’in terörist Mensur Güzel’e sahip çıkması, “şehit” dediği adamın cenazesine resmi TBMM otomobili ile gidip ağıt yakması, organik bağdan da öte ruh yakınlığından öte Tuncel ve diğer BDP'lilerin PKK'nın TBMM ayağı olduğunu da kanıtlamaz mı?
Yetmediyse Sabahat Tuncel'in birkaç ay önce Mensur Güzel'in canlı bomba ortağı ablası Şeyma Güzel'i, güvenlik kuvvetlerinin elinden resmi TBMM otosuyla kurtarmaya çalışmıştı… Kamera kayıtları sabit!
***
Hani adamın biri beş kişiyi öldürmüş, elinde tabanca bıçak cesetler başında suçüstü yakalamış ve hemen “Avukat isterim" demiş. "Bu durumda avukat seni nasıl savunacak?” diye sormuşlar. Adam pişkin: “Ben de bunu merak ediyorum” demiş. Deniz otobüsü olayından sonra bütün bunlar ortaya çıkınca, BDP, KCK ve PKK arasında organik bağlar bulunduğu kanıtlanınca merak etmiştim. BDP'liler ve medyadaki hamileri bunları nasıl tevil edecekler ve savunacaklar diye… Ama adamlar, kadınlar küstah ve pişkin. Neredeyse, vücudunda bombalar olan terörist öldürüldü diye güvenlik kuvvetlerini suçluyorlar. Ve teröristin askerlikte gördüğü muamelelerden, teröre zorlandığından, beyninde tümör olmasına kadar. Onu mazur ve haklı kılıyorlar. Bütün teröristlerin beyinlerinde de “ur” var da bu tümörler tedavi edilemeyecek kadar habis!
***
BDP'lilerle PKK arasındaki organik bağ böyle ortaya çıktıktan sonra bu adamların, kadınların hâlâ TBMM'de kalmaları caiz mi? Yasal mı? Ergenekon savcıları neden vazifelerini yapmazlar? Başbakan “BDP'liler Meclis'te kalsalar ne yazar, kalmazlarsa ne yazar?” demiş. Bence kalmaları çok kötü şeyler yazar, kovulmaları ise ancak hayırlara vesile olur.
Demirtaş ve şürekası KCK ile ilgilerinden dolayı savcılara kendilerini ihbar etmişler. Belli ki, suçüstü yakalanmaları üzerine küstahlık ve edepsizlikten başka çıkar yol yok!
***
Bir de Aysel Tuğluk adlı bir kadın var. SABAH gazetesinde BDP-PKK-KCK arasında organik bağ olduğunu delilleriyle ortaya koyan yazı dizisi belli ki nazik bir yerlerine dokunmuş. Herhalde deniz otobüsü olayından sonra bu kanıtlanmadan evvel RADİKAL gazetesinde yayınlanan uzun yazısında safsata yapıyor. Gerçekler karşısında Erdal Şafak’ı polis muhbiri olmakla suçluyor. Küstahlığın edepsizliğin böylesi!
Teröristler çoğu KCK tarafından temin edilen molotof kokteyllerini bomba gibi kullanıyorlar. İkinci Dünya Savaşı'nda Kızıl Ordunun tanklara karşı kullandığı el yapısı içleri benzin doldurulmuş, fitilli şişeler bombadan daha etkili…
Bir Emniyet Müdürümüz haklı olarak “Molotof kokteyli de bombadır. Kullanacak olan hemen vurulmalı" demiş. Çok haklı ama AB kriterlerine uyar mı?