ALLAH izin verirse, 12 Nisan Salı günü akşamı, Alanya Kültür Merkezi'nde olacağız. 30 Mart 2014'te yapılan Mahalli İdareler Seçimleri'nde Alanya Belediye Başkanı seçilen Adem Murat Yücel ile canlı yayında geride kalan iki...

ALLAH

izin verirse, 12 Nisan Salı günü akşamı, Alanya Kültür Merkezi'nde olacağız.

30 Mart 2014'te yapılan Mahalli İdareler Seçimleri'nde Alanya Belediye Başkanı seçilen Adem Murat Yücel ile canlı yayında geride kalan iki yılını değerlendireceğiz.

Alanya'da yayın yapan gazete, televizyon, dergi ve haber ağırlıklı internet sitelerinin yöneticileri ve politika editörleri olarak, Adem Başkan'a yaptıklarını ve hedeflerini soracağız.

Bu arada, programa çıkacağımızı duyan yakınlarımız, arkadaşlarımız ve komşularımız şimdiden soru siparişi vermeye başladı bile.

"Mutlaka şunu da sormalısın", "Bak bunu sormadan programı bitirme", "Şu soruyu sen sor, programın yıldızı olursun" sözleri, şu sıralar en çok duyduğum cümleler oluyor.

Biz de boş durmuyoruz, sorularımızı şimdiden titizlikle hazırlıyoruz, görüş ve önerileri not defterimize özenle kaydediyoruz, gündemi takip edip buna göre bir rota belirliyoruz.

Bu arada hazır laf "gündem"den açılmışken, ülkenin ve Alanya'nın gündeminde neler var, gelin biraz kolaj yapalım.

Ülke genelinden başlayalım.

Malum, bir dönem ABD'nin ambargolarını kendi bulduğu formüllerle delip cari açığımızı kapattığı ileri sürülen İranlı işadamı Rıza Sarraf, büyük ortağı Babek Zencani'nin "alengirli işler" yüzünden İran'da idam cezası alması üzerine, hem Türkiye'de gözaltına alınıp İran'a paket yapılma ihtimali hem de öldürülme korkusu yüzünden kapağı Miami'ye atmış, burada FBI ajanları tarafından önce gözaltına alınıp ardından tutuklanarak cezaevine konulmuştu.

Bugünlerde Türkiye'de, özellikle Ankara dolaylarında yanıtı en çok merak edilen soru şu.

Bizim İranlı bülbül olup da öterse, Türkiye'de yediği hurmalar siyasetteki abilerini tırmalar mı, bunun olumsuz etkileri siyasi ve ekonomik olarak ülkeyi nasıl etkiler?

Sarraf'ın ünlü ses sanatçısı eşi Ebru Gündeş'i sahne aldığı otelin birinde yakalasak mesela ve "Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi, sen bu işin sonunu düşünmedim mi?" şarkısını seslendirmesini istesek, abes kaçar mı?

İşin şakası bir yana, Konya merkezli Ensar Vakfı'nda 45 küçük çocuğa taciz, tecavüz ve cinsel istismar davasını görmezden gelip unutturmaya çalışanların, "Bir kereden bir şey olmaz" deyip Ensar'ın önüne yatmaya, yani vakfı koruyup kollamaya çalışanların ve destekçilerinin sokaklara döküldüğü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu mahkemeye falan vermelerini de şaşkınlıkla izlemiyorum, çünkü ben bu ülkede artık hiçbir şeye şaşırmıyorum.

"Koruyup kollama" manasına geldiği rivayet edilen "Önüne yatmak" ifadesinin mucidinin, AKP'li eski İçişleri Bakanı Muammer Güler olduğu iddia ediliyor.

Kefalet başvurusunu geri çektiği için şu an gönüllü tutukluluk esası çerçevesinde ABD ile işbirliği yapmak, yeter ki paçayı kurtarmak için ne biliyorsa söylemeye razı olduğu konuşulan Rıza'nın önüne yatacağını, böylece onu hiçbir polisin ne gözaltına alabileceğini ne de tutuklayabileceğini söylediği ileri sürülen Muammer Güler'in, "Önüne Yatmak" fiili konusunda bir açıklama yapacağı ifade ediliyor, makara kukara yapılan pek çok mizah dergisinde veya internet gazetesinde.

İzahı olmayan şeyin mizahı yapılıyor.

Çocuk tecavüzleri, cari açığı kapatan hayırsever işadamının Amerika'da resmen tutuklanması, buna mukabil, Türkiye'de eline ödül tutuşturulan bu arkadaşın ABD'de neden, niçin ve nasıl tutuklanıyor oluşunu iktidardaki hiçbir Türk siyasetçisinin sorgulamıyor oluşunu, suspus vaziyette olacakları beklemelerini de şaşkınlıkla izlemiyorum, çünkü, demin dedim ya, ben bu ülkede artık hiçbir şeye şaşırmıyorum.

Alanya gündemine gelecek olursak...

Ekmek teknemiz turizm sektörü can çekişiyor, hatta öldü ölecek.

Otelci, "Açsak mı açmasak mı?" ikileminde.

Çalışan, "Otel açılmazsa gider serada çalışırım" planları yapıyor.

Ve fakat, ülkenin çiçeği burnunda Turizm Bakanı, "Kriz söylentilerini çok da abartmayın. Olsa olsa yüzde 20'lik bir kayıp olur" diyor.

"Yüzde 20" dediği, eşittir 12 milyar dolar.

Önce Güneydoğu'yu, şimdi nedense tatil cenneti Bodrum'u istila eden/ettirilen Suriyeli mültecilere bile bundan daha fazlası harcandı bizim cebimizden.

Ancak ülkenin bilmem kaç bin TL maaş alan, emrinde yüzlerce memuru, makam otosu falan bulunan, tabiri caizse tuzu kuru halde konuştukça konuşan Turizm Bakanı, "Yüzde 20 kayıptan hiçbir şeycik olmaz, az dişinizi sıkın" demeye getiriyor lafı.

Turizm şehirlerinin dinamiklerini bilmeyen, "Ne olacak canım 12 milyar dolarcık kayıptan" deyip uçak krizini legalleştirmeye soyunan ve turizme sadece Ankara'dan "Bakan" Mahir Ünal'a buradan selam söylüyorum.

Alanya'da 50 bin turizm çalışanı var ve bu yaz bunların en az 15 bininin işsiz kalacağı neredeyse kesinleşti.

12 milyar dolarlık devasa bir cari açık oluşacak ve üstelik "cari açık kapama sihirbazı" olarak nam salan Rıza Sarraf da ABD'nin elinde.

"Ne yapsalar boş. Göklerden gelen bir karar var. Allah sonumuzu hayretsin" diyor, hepinize saygılar sunuyorum.