Alanya’da ve Türkiye’de peş peşe yaşanan gıda zehirlenmeleri tedirginliğe yol açtı. İstanbul Ortaköy’de midye ve kumpir tükettikten sonra rahatsızlanan Alman turist ailenin iki çocuğu yaşamını yitirmiş, yoğun bakımda tedavi gören anne de son olarak kurtarılamamıştı. Alanya’da ise geçtiğimiz günlerde mantar tüketen 3’ü çocuk 5 kişi zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Yaşanan olayların ardından Adin Resort Hotel & Alaiye Hotels Gıda Mühendisi Kübra Kılıç DİM TV’ye açıklamalarda bulundu. Kılıç, uzman eşliği olmadan mantar toplanması veya sokakta satılan “doğal mantarların” tüketilmesinin önerilmediğini belirterek, sokakta satılan ürünlerin uygun koşullarda muhafaza edilip edilmemesi durumunda sağlık açısından oluşabilecek risklere dikkat çekti.

‘UZMAN EŞLİĞİ OLMADAN TOPLANAN VEYA SOKAKTA SATILAN MANTARLARIN TÜKETİLMESİ ÖNERİLMİYOR’

Gıda Mühendisi Kübra Kılıç, “Alanya’da son zamanlarda mantar zehirlenmesi vakaları oldukça arttı. Doğadan toplanan mantarlar, Türkiye’deki zehirlenme vakalarının en riskli kaynağı. İnsanlar mantarın ne kadar tehlikeli olabileceği konusunda yeteri kadar bilinçli değil. Yenilebilir türlerle zehirli türlerin birbirine çok benzemesi nedeniyle uzman eşliği olmadan mantar toplanması veya sokakta satılan “doğal mantarların” tüketilmesi önerilmiyor. Belirti görülmesi halinde zaman kaybetmeden hastaneye başvurulması gerekiyor. Benim bünyem dayanıklıdır dememek gerekir. Sıcak iklimde küçük bir ihmal bile ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabilir” diye konuştu.

TOGG'a arkadan çarpan Mercedes'in hasarı şaşırttı
TOGG'a arkadan çarpan Mercedes'in hasarı şaşırttı
İçeriği Görüntüle


‘ALANYA’NIN İKLİMİ GIDA RİSKİNİ DAHA DA YÜKSELTİYOR’


Kılıç, “Turistik şehir Alanya’da deniz mahsulleri (midye, balık, istiridye vb.) çok fazla tüketiliyor. Sokaklarda satılan midyeler ya da restaurantlar da sergilenen istiridyeler masum görünse de uygun koşul sağlanmadığında büyük risk taşıyor. Alanya’nın iklimi, gıda riskini daha da yükseltiyor. İlçede yaz aylarında sıcaklık 35°C’nin üzerine, nem ise çoğu zaman yüzde 70–80 seviyelerine çıkıyor. Bu koşullar, açıkta satılan yiyeceklerin çok daha hızlı bozulmasına neden oluyor. Sokak lezzetlerinde temel risk, sıcak havada gıdaların uygun şekilde saklanmaması. Satıcının hijyenine, tezgahın temizliğine, gıdanın sıcak-soğuk servis koşullarına dikkat edilmesi gerekir. Tabi ki son ürünün saklama koşulları kadar hammaddesini ve kalitesini de göz ardı etmemek gerekir. Yani insan sağlığı tamamen satıcının gıda güvenliği bilgisi ve insiyatifine kalıyor. Tezgahın temizliğine, kullanılan ekipmana ve satıcının hijyenine bakılmalı. Sıcak servis edilmesi gereken bir yiyecek soğumuşsa tüketilmemeli. Hijyenik olmayan ortamlar (toz, sinek, açık çöpler) risk işaretidir. Tadına bakarak “bozulmamış gibi görünüyor” demek güvenli değildir. Tezgah ve ekipman düzenli olarak temizlenmeli. Gıdalar soğuk ya da sıcak zincir koşullarına uygun taşınmalı ve saklanmalı. Personel/satıcı hijyeni, el yıkama, eldiven kullanımı ve çapraz bulaşın önlenmesi sağlanmalı. Satılan ürünün üretim tarihi ve kaynağı kayıt altına alınmalı” ifadelerini kullandı. (Hatice NERGİZ)

Kaynak: Haber Merkezi