1 Kasım seçimlerinde bunların döneminde öncekilerde olduğu gibi kullanılan malzemeler ithal. Sandık görevlilerinin kullandığı tükenmez kalemin üzerinde şöyle yazmakta :  'Made in India” yani Hindistan malı. İthal edilen yüzlerce...

1

Kasım seçimlerinde bunların döneminde öncekilerde olduğu gibi kullanılan malzemeler ithal. Sandık görevlilerinin kullandığı tükenmez kalemin üzerinde şöyle yazmakta : “Made in India” yani Hindistan malı. İthal edilen yüzlerce ton kağıt ise Slovenya’dan ithal. Slovenya denilen devletçik bizim Antalya büyüklüğünde yani 21 bin Kilometrekare yüzölçümüne sahip, nüfusu ise Antalya ilimizden 100 bin fazla yani 2 milyonun biraz üzerinde. Seçimde kullandığımız oy pusulası, zarfı vs. gibi kağıtları dün denecek kadar yakın bir tarihte bağımsızlığını kazanan bir devletçikten satın almışız. Mürekkep, ip vs. gibi diğer maddelerin ise hemen hepsi ithal yani başka ülkelerden satın alma. Aslında bunları hicap duyarak yazıyorum “Eyyy” okuyucularım sizler de okurken biliyorum benim gibi hicap duyarak okuyorsunuz ama gerçek bu dostlarım.
Nereye gitti bizim en başta Seka ve Aksu, Dalaman vs. gibi kağıt fabrikalarımız? Enkaz haline mi getirildiler yoksa? Yerinde yeller mi esiyor? Eğer öyle değilse en basitinden seçimlerde dahi dışarıdan kağıt ithal edilmesi niye? Lütfen enkaz edebiyatı yapanlar önce saymakla bitmeyen bu enkazlara baksalar iyi ederler ve bu enkazlar kimin zamanında olmuş sorgularsalar iyi olur diye düşünüyorum.
Lütfen “90 yıllık enkaz” diyenler öncelikle ne demek istediklerini ortaya koymalılar. Sanırsınız bu ülke dönemin en güçlü devletleri tarafından işgal edilmemiş, söylemekten özellikle imtina ettikleri Büyük Türk Milleti hiç Kurtuluş Savaşı yapmamış, işgalcileri yurttan kovmamış sanırsınız. Sanki 90 yıl önce her şey sanırsınız çok mükemmelmiş de İtilaf Devletlerinin savaş gemileri İstanbul Limanı’na demir atmamışlar. 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmamış. “90 yıllık enkaz” diyenler yanılgı hem de tarihi yanılgı içerisindedirler. Zira tarihi gerçekler ortadadır. Asıl enkaz bu ülkenin değerlerini kaybedip uyduruk devletlerden ithalat yapmaktır. Asıl enkaz bizim Kurtuluş Savaşımızı örnek alan Hindistan’dan bizde fazlası ile olması gereken ürünlerin ithal edilmesidir. Lütfen hangi enkazları sayalım.
Latife Hanım, Mevhibe İnönü, Berrin Menderes, Nazmiye Demirel, Leyla Feyzioğlu, Mediha Bölükbaşı, Naciye Alican, Muzaffer Şükriye Türkeş, Gülefer Yazıcıoğlu, Seval Türkeş hatta Nermin Erbakan vs. gibi daha pek çok hanımefendilere bir bakın ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz. Dahası Semra Özal hanımefendi dahi böyle sorumsuzca hiç söz etmediler. Böyle bir günde bu sözün ne anlamı ve değeri var. “Eyyyy” hanımefendi işte yermeye çalıştığınız işte o “90 yıl” sizlere neler bahşetmiş lütfen iyi araştırınız ve ne kadar haksız olduğunuzu anlayınız. Suni gündem yaratarak gerginlik değil, her gün büyüyen ülkemizin sorunlarının çözülmesini istiyoruz.