12 Temmuz 2009 tarihine birkaç gün kala, ilk uçakla Alanya'ya gönderilen dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, AKP İlçe Başkanı Hüseyin Güney'i, yönetim kurulu üyelerini ve belediye meclis üyelerini 'acil”...
12 Temmuz 2009 tarihine birkaç gün kala, ilk uçakla Alanya’ya gönderilen dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, AKP İlçe Başkanı Hüseyin Güney’i, yönetim kurulu üyelerini ve belediye meclis üyelerini “acil” kodu ile partiye çağırdı ve Ankara’nın infaz kararını direkt yüzlerine okudu:
“Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu partimize transfer olmuştur. 12 Temmuz’da Antalya Kepez Arena’da yapılacak İl Kongresi’nde parti rozeti bizzat Sayın Başbakanımız tarafından kendilerine takılacaktır.”
***
AKP’de bir iki isim “Bizim düşüncemiz bile sorulmadı, istifayı basıp gidelim. Böyle rezalet olmaz” falan dedi ama “parti büyükleri” tarafından ikna odalarına alınıp kulakları çekildikten sonra yelkenler bir süreliğine suya indirildi, yerel seçimin yapıldığı 29 Mart 2009’da başlayan savaşta kullanılan baltalar “geçici süreliğine” toprağa gömüldü.
Fakat… Alanya AKP’de yönetici konumunda olan hiç kimse, Sipahioğlu’nun kendilerine haber dahi vermeden, görüş dahi almadan, “Arkadaşlar, benim böyle bir düşüncem var. Partinize transfer olursam birlikte çalışabilme olanağı olabilir mi?” diye sormadan AKP’ye gelmesini kabul edemedi.
***
“Yaramazlık” yapanlar için de devreye, AKP’nin kurucusu, bölgenin ağır milletvekili, partinin ağabeyi, 17 Aralık Operasyonu sonrası Avrupa Birliği Bakanı olan Mevlüt Çavuşoğlu girdi de “hırçın” AKP’liler zor teskin edildi.
30 Mart 2014 yerel seçim sürecinde de tıpkı 12 Temmuz 2009 süreci yaşandı.
Anlayacağınız, tarih tekerrür etti.
“Sipahioğlu aday olacak mı?”, “Bırakacak mı?”, “Sağlığı buna el verir mi?”, “Zaten aday adaylığı başvurusunda da bulunmamış” söylentilerinin arasında başta Hüseyin Güney olmak üzere Kuddusi Müftüoğlu ile Mustafa Başak da paralarını bankaya yatırıp makbuzuyla birlikte aday adaylığı başvurusunda bulundular.
***
2009’da AKP’ye geçerken teşkilata haber vermeden işi direkt Ankara ile bitiren Sipahioğlu’nun, yine teşkilata haber vermeden işi yukarıdan bitirdiği ancak yeni yılın ilk ayının ortasında belli oldu.
Sordum soruşturdum, teşkilattan bir tek kişinin bile Sipahioğlu’nun aday gösterileceğinden haberi yokmuş.
“Ben aday olacağım, siz de bu işe yıllarınızı verdiniz. Partinin az kahrını çekmediniz. Aday olsam el ele verir miyiz?” diye sormadan şak diye aday gösterilmesi elbette teşkilatta tam bir soğuk duş etkisi yarattı.
***
40 yaşına merdiven dayamış, hasbelkader 20 senesini bu mesleğe vermiş, bir o kadar da Sipahioğlu’nun siyasetini ezberlemiş birisi olarak şu iki tespitimi paylaşıp müsaade istiyorum.
BİR: Teşkilattan veya tabandan hiç kimse ama hiç kimse Sipahioğlu’na kızmamalıdır, çünkü o kendi bildiği siyasetin gerekliliğini, siyasi fıtratının gereğini yapmıştır.
İKİ: Ben teşkilatın yerinde olsam, ruhum bile duymadan, haberim bile olmadan, işi yukarıdan bitiren bir adayla çalışır mıyım? Şahsen çalışamam.
***
Ama birkaç gün önce de söylediğim gibi, başta Hüseyin Güney olmak üzere mevcut yönetimin bu işi burada bırakacağını, çekip gideceklerini sanmıyorum.
***
Kuddusi Müftüoğlu
meclise aday olmaz
DÜN takipçilerimle şöyle birkaç twit mesajı paylaştım…
BİR: Kulislerde "Kuddusi Müftüoğlu meclis üyesi adayı olur” diyorlar. Olmaz! Çünkü bizzat kendisi ve yakın çevresi bunu defalarca söyledi.
İKİ: Bu iddiayı ortaya ilk kez atan bendim. Kuddusi Müftüoğlu ve yakın çevresi bana çok büyük tepki göstermişti. “Bu iddia balon” dediler.
ÜÇ: Hatta bazı gazeteci arkadaşlar köşe yazıları yazdı, haberler yaptı Kuddusi Müftüoğlu’nun ağzından. Onca arşiv ortadayken meclis üyesi adayı olmaz bence.
DÖRT: Kuddusi Müftüoğlu'nun neden meclis üyesi adayı olmayacağını arşiv açıklamaları ile yarınki köşe yazımda değerlendireceğim.
***
“Kuddusi Müftüoğlu ikinci adam olarak Sipahioğlu’nun yanında meclise girecek diye konuşuluyor” diye aylar önce ilk kez yazan bendim. Bu iddiayı köşeme taşıdım diye özellikle Müftüoğlu’na yakın isimlerden yemediğim papara kalmadı.
Kuddusi Hoca’ya da yüz yüze sordum, “Böyle bir şey mümkün değil. Ben direkt aday olmak için yola çıktım. Kimsenin ikinci adamı olmam” diye bizzat bana açıklama yaptı.
AKP’nin Alanya Belediye Başkan Adayı’nın Hasan Sipahioğlu olduğu açıklanınca, benim siyasi kulislerde sıkça konuşulduğu için köşeme taşıdığım bu senaryo bir kez daha gün yüzüne çıkıverdi.
Ben buradan bir kez daha ilan ediyorum.
Ey iftiracılar, ey iddiasını ispat edemeyen müfteriler.
Kuddusi Hoca bizzat bana aylar önce söyledi.
Yok böyle bir şey.
Mümkün değil.
***
Dün internet arşivinde konuyla ilgili bilgi toparlamak için kısa bir gezinti yaptım.
Baktım, buna benzer bir değerlendirmeyi aylar önce Alanya Postası Gazetesi Genel Müdürü Hilmi Karagöz de yapmış.
Karagöz’ün bu konuyla ilgili yorumunu sizlerle paylaşıp noktayı koyuyorum…
İşte o yazı…
***
Hilmi Karagöz: “Türkiye Süper Lig Hakemi ve Finlandiya Fahri Konsolosu, AKP Alanya Belediye Başkanı Aday Adayı Kuddusi Müftüoğlu için daha önce yazılan bir senaryo balonu yeniden şişirilerek siyasi kulislerde uçurulmaya başlandı.
Balon senaryoya göre Kuddusi Müftüoğlu ikna edilerek aday adaylığından vazgeçirilecek ve Hasan Sipahioğlu'nun listesinden meclise yazılacak.
Hüseyin Güney de teşkilatın başında kalacak.
Böylece Sayın Sipahioğlu'nun önderliğinde herkese bir koltuk bulunarak seçim öncesi çatlak sesler önlenecek.
Hasan Sipahioğlu 2015'te milletvekili adayı olacak, Kuddusi Müftüoğlu da belediye başkanlığı koltuğuna oturacak.
İddialar tamamen bilinçli ve kasıtlı.
Sipariş üzerine yazılan bir senaryo olduğu çok açık.
Bu iddianın, senaryonun elle tutulur hiç bir tarafı yok.
Olmaz, olamaz, olamayacağını da zaten Kuddusi Müftüoğlu'nun kendisi daha önce defalarca açıkladı.
‘Ben siyaset yapmaya değil, Alanya'yı yönetmeye talibim’ diyen birisi meclis üyesi olur mu?
Buna ne gerek var, ne de ihtiyacı.
Alanya Belediye Başkan Adayı olabiliyorsa olur, olamıyorsa Türkiye çapında yapabileceği daha çok işi var.
Türkiye Futbol Federasyonu'nda, Merkez Hakem Komitesi'nde görev alma imkânı varken veya ünlü bir televizyon kanalında tek başına bir spor programı yapabilecekken ne diye meclis üyeliğine razı olarak parmak kaldırıp indirsin ki.
Kaldı ki Sayın Müftüoğlu bunca siyasi mücadeleyi meclise girmek için mi veriyor.
İstese bugün sadece Alanya'da değil, Antalya, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerde bile meclis üyesi olabilir.
Girmek isteyeceği tek meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) olur, belediye meclisi değil.
Bu işin dedikodusu bile Müftüoğlu'nun yakın çevresi, sevenleri ve ailesini ciddi şekilde rahatsız ediyor.
Aksi durumda Kuddusi Hoca'nın yakın çevresinde ve sokakta kimse dönüp yüzüne bakmaz.
Uzun lafın kısası Kuddusi Hoca bayrak sallamaz, düdük çalar.
Yani yan hakem olmaz.
Hoca'nın son sözü de bu; “Asla meclis olmaz.”