Daha personelinizi tanımadan, koltuğunuza ısınmadan, çalışma ilkelerinizi belirlemeden böyle bir yazıyla karşınıza çıkmak istemezdim ama sahillerimizde yağmalama olayı, dönüşü olmayan bir yola doğru girmeye başladı Başkanım.
Sahillerimizdeki otel, kafe ve restoranlar iyiden iyiye gemiyi azıya almaya başladı.
Bu işletmelere bir an önce müdahale edilmezse, çözüm için çok geç kalınmış olacak.
… …
Alanya, denizi ve kumsalı nedeniyle bir turizm kenti?
Elbet başka özellikleri ve güzellikleri de var amma ana albenisi, denizi ve kumsalı…
Öyle mi?
Öyle.
Ancak biz yıllardır, ne denizimizin değerini biliyoruz ne kumsalımızın.
Okurcalar’dan başlayın, Demirtaş’tan çıkın. Sahillerimizin tümünün görüntüsü içler acısı.
Özellikle Keykubat Sahillerimizin…
Yani?
Yani nedeni şu ya da bu ama sahillerimiz sahipsiz Osman Başkanım
Denizimiz de sahipsiz amma sahillerimizin durumu tümden içler acısı.

* * *
Parsel parsel kiraya verildi sahillerimiz.
Verilmeli / verilecek elbet.
Verilmesine karşı değilim…
Doğal olanı bu.
Verilmeli verilmesine de; sözleşmelere de öyle hükümler konmalı ki; kiracı, kiraladığı alanı (ya da mülkiyet alanını) çöplüğe çevir(e)memeli, haddini, yerini, hududunu bilmeli.
Sınırları dışına taşmamalı.



Kiraladığı alanda çirkin görüntü yaratmamalı.
Ama…
Ama gelin görün ki böyle olmuyor işte…
Kumsallar, kumsal olarak değil restoran olarak kullanılıyor ve çöplüğe çevriliyor.
… …
Bu mekanlar deniz cephesinden ayrı bir çirkin, yol cephesinden ayrı bir çirkin.
Hatta çirkin ötesi, rezalet ötesi.
Benzetme yerindeyse, halının üstü temiz gibi ama ne denli pislik varsa halının altına süpürülmüş durumda.
Belediyeye ve bu tesislere, daha doğrusu Alanya’mıza; sadece denize girenler değil; bulvar üzerinde gezinenler de not veriyor.
İki cepheden de fotoğraflar çekiliyor.
Bakın ekli fotoğraflara, sahil üzerindeki tesislerin / işletmelerin (üç aşağı beş yukarı) tümünün görüntüsü böyle.
Tamam, kasaba belediyelerinin lav edilmesi sonucu, Alanya Belediyesi’nin hizmet alanı genişledi; işi baştan aşkın oldu.
Tamam, içinde bulunduğumuz koşullarda Belediyemiz, henüz tam örgütlenemediği için her yere yetemiyor / yetişemiyor.
Tamam, belediyede; Keykubat ve Damlataş Plajlarının kiracısı ve kiralayanı konumundaki ALTİD de; bürokratik engeller nedeniyle; mal sahibi olarak, şu aşamada, kiracılarıyla muhatap olamıyor, onlarla ilgili yasal haklarını kullanamıyor ve onları uyaramıyor(lar).
Tamam olmasına tamam da bütün bunları bilen yurdum kiracısı da bu durumu suiistimal ediyor.
Tamam da ne olacak, bu durumda?
Daha doğrusu ne olmalı bu durumda?
??!!...
Belediye, devreye girmeli.
“Kiralayan kurum olarak” değil, “belediye olarak” belediye sıfatıyla devreye girmeli, bunların karşısına belediye olarak dikilmeli.

* * *
Prosedürü tam olarak bil(e)miyorum ama normalde (kamuya ait bu tür kumsal alanlar kiralanırken) kiracıların eline kira sözleşmeleri verilirken Belediye kadrosundaki peyzaj mimarlarının hazırladığı tek tip peyzaj projesinin de tutuşturulması gerektiğine inanıyorum
Böyle yapılmayınca, sonuç böyle oluyor.
Bu muhteremler taştıkça taşıyor, coştukça coşuyor.
Utanmasalar denizin içine girecek, kaldırımları da işgal edecekler…
İyi niyetli kiracıları tenzih ederim; ancak kiracılar, genelde bu yapıda, bu düşüncede oluyor.
Kanıtı mı?
Kanıtı ekteki resimler.
Bu resimleri daha da çoğaltabilirim.
Onlarca resim var elimde…
… …
Affınıza sığınarak dillendiriyorum Başkanım.
Bu adamları bugün dizginlediniz, dizginlediniz; yarın dizginleyemezsiniz.

* * *
Bu arada yeri gelmişken bir başka konuya daha değinmek istiyorum.
Bisiklet yolları da çok yanlış cenaha konuşlandırıldı.
Bisiklet yolu kaldırımların sağında değil, solunda olmalı
Yani, yolların bitişiğinde olmalı.
Böylece hem çıkış, hem iniş daha kolay olacak; yayalar rahatsız edilmemiş olacaktır.
Yayalar doğal olarak daha gölge olduğu için kaldırımın ağaçlara daha yakın bölgesini seçiyor.
Yayaların bu haklı seçimi ne yazık ki iki tekerli görgüsüzlerin tepkisine neden oluyor.
Bu yanlışı da düzeltelim lütfen…