Seaside Alanya Real Estate’in kurucusu Abdullah Tuncer, Alanya’da konut fiyatlarındaki artış ve kent dokusunun bozulmasına dair değerlendirmelerde bulundu

HEM Türkiye’nin hem de dünyanın gözde turizm şehirlerinden olan Alanya’da, inşaat ve emlak sektöründe yaşanan kriz devam ediyor. Pandemi sonrası artan enflasyonla birlikte konut fiyatları da yükseliyor. Yabancıların ikamet alabilmesi için getirilen 200 bin dolar sınırının yabancı yatırımcıyı uzaklaştırdığı, yerli yatırımcının ise yüksek konut fiyatları nedeniyle alım gücünün düşük olduğu belirtiliyor.
Alanya'nın köklü gayrimenkul firmalarından Seaside Alanya Real Estate'in kurucusu Abdullah Tuncer, inşaat sektöründe yaşanan sorunları, Alanya’nın kentleşmesini ve sektörde uygulanan devlet politikalarını Pazartesi Sohbeti’nde değerlendirdi. İşte Abdullah Tuncer ile yaptığımız röportajdan öne çıkanlar:

- Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Sohbete katılma davetinde bulunduğunuz için teşekkür ederim. Ben 1985 yılında Alanya’da doğdum, aslen Gazipaşalıyım. 2006 yılında Konya Selçuk Üniversitesi Turizm Rehberliği bölümünden mezun olduktan sonra Alanya’ya döndüm ve gayrimenkul sektöründe çalışmaya başladım. 2011 yılına kadar bir firmada satış danışmanı olarak çalıştım. Sonra Seaside Alanya Emlak firmasını kurdum ve 2019 yılında, birkaç arkadaşımla ortak olarak inşaat faaliyetlerine 'Ruby Projects' adı altında devam ettim. Şimdi ise hem inşaat hem de emlak sektöründe faaliyet gösteriyorum.

- Alanya’da emlak ve inşaat sektörü ne durumda?

Alanya'da inşaat sektörü zor günler geçiriyor ve gün geçtikçe daha da zorlaşmaya devam edecek. 2022 yılında yaşanan talep yoğunluğu ve pandemi sonrası dünyada yaşanan genel talep artışından kaynaklanan enflasyonun sebep olduğu fiyat artışları yabancılara mal edilerek, adeta bir kara propagandayla, devlet bir çeşit sessiz politika değişikliğine gitmeye zorlandı. Böylece yabancıların konut edinmesi neredeyse imkansız hale getirildi.

- Sizce emlak ve inşaat sektöründe zorluklar ve bölgesel problemler nelerdir?

Devletin tedbir alırken yaptığı araştırmaları ehil olmayan, işinde tecrübesi bulunmayan sektör temsilcilerine dayandırması ve sahadan bihaber bürokratların elinden çıkan kararlarla çalışılması en temel problemlerimizdir. İkamet kısıtlaması bunun en basit örneğidir diyebiliriz. Ülkemizde yatırım yapıp ekonomiye, çarşıdaki esnafa, üretime, istihdama katkısı bulunan yabancı konut yatırımcısıyla, mültecileri ayrıştırmayan bir ikamet kısıtlaması, sektörü çok zor duruma düşürmüştür. Yabancı konut satış istatistiği, devlet istatistik kurumuna göre %2-3 civarındayken, konut fiyat artışlarının gerçek nedeni, bir kaç siyasi parti tarafından yabancı talebi olarak siyasi malzeme haline getirildi.
Yürütülen bu yanlış algının toplumdaki tezahürü de iktidarı sessizce yanlış tedbirler almaya yönlendirdi diyerek bu konunun altını bir kez daha çizmiş olalım. Turizm Bakanlığı'nın, konutların kısa süreliğine kiraya verilmesinin önüne geçmek adına meclisten geçirdiği kanun da yabancı konut talebine çok büyük bir darbe vurmuş oldu. Turizmcilerin "alternatif konaklama" olarak tabir ettiği bu durum karşısında bakanlık da doğal olarak kendine şirket ve işletmelerin haklarını korumak adına, hemen bir kanun hazırlayarak meclisten geçirdi. Bu yeni kanun, konutların süre bakımından "kısa dönem" diye tabir edilen kiralama yöntemiyle kiralanmasını neredeyse imkansız hale getirdi. Halbuki bir çok yabancı, konut yatırımı yaparken bunu da bir yatırım dönüşü olarak hesaba katıyordu. Bunun yanında birçok firma projelerinde kira garantisi vererek satış yapmıştı ve tabi ki bir çok satış iptali de bu kanunun beraberinde getirdiği olumsuz sonuçlar arasında yerini aldı.

- Alanya’nın şehir yapısı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Şehir yapısıyla ilgili maalesef çok müspet yorumlar yapamayacağım. Ülkemizin hemen hemen her yerinde planlamalar yapılırken, şehir düzeni ve belli bir doku oluşturmak kaygısından çok ekonomik, siyasi ve ticari kaygılar ön planda tutuluyor. Bu motivasyonla oluşan planlar da çarpık kentleşmeyi beraberinde getiriyor diyebiliriz. Özellikle turizm kentlerinin bir dokusu, belli bir renk tonu ve düzeni olması gerektiğini düşünüyorum. “Peki ülkemizde hiç mi yok?” diye soracak olursanız, Bodrum'un en azından bir dokusu ve tonu var diyebilirim.

-Yabancılara konulan 200 bin dolar sınırı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bu sınır da yine sahadaki gerçek durumdan haberi olmayan, siyasetçilerin ve bürokratların ürünüdür. Ülkemizde siyaset yapanların birçoğu müteahhitken ve durumu bildikleri halde nasıl böyle bir tedbiri tasvip edebiliyorlar anlamış değilim. Daha geçtiğimiz günlerde bir siyasi partinin yöneticileri parti binası alırken, "Satıcı gerçek değerini tapuda beyan etmiyor, bu yüzden nakit ödedik" diyerek para sayma görüntülerini izah etmişti. Bu durum ülkemiz genelinde yaşanırken nasıl olur da 200 bin dolar sınırı getirilir, gerçekten anlaşılır gibi değil.

- Sohbetimize katıldığınız için teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bize bu fırsatı tanıyarak konuk ettiğiniz için öncelikle size ve ekibinize teşekkür ederim. Halkımızın yaklaşan Ramazan Bayramı’nı şimdiden tebrik ederim. Son olarak da yerel seçimlerde gösterilen sağduyudan ötürü partileri ve kazanan adayı kutlarım. Seçim sonuçları şehrimize ve ülkemize hayırlı olsun.

R.A.1
Seaside Alanya Real Estate Kurucusu Abdullah Tuncer.

R.A.2

Cumhuriyet Mahallesi’nde hizmet veren Seaside Alanya Real Estate Ofisi.

OK