Birçok kez belediyeye giderek güzel sanatların geliştirilmesi için görüşmeler gerçekleştirdiğini fakat dönüş alamadığını söyleyen 35 yıllık cam sanatçısı Halit Paşaoğlu, "Gerçek Alanya sevdalılarına sesleniyorum, bana destek olun, Alanya'yı marka bir şehir haline getirelim" dedi

ALANYA'NIN ve Türkiye'nin en eski cam üfleme ustalarından Halit Paşaoğlu, cam sanatının inceliklerini Yeni Alanya okuyucularına anlattı. Bu hafta Pazartesi Sohbeti'nin konuğu olan Paşaoğlu, dünyanın birçok ülkesinde cam sanatı yaptığını ve bu işin inceliklerini yeni nesillere de aktarmak istediğini söyledi.
İşte Paşaoğlu ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten satır başları:

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, Halit Paşaoğlu kimdir?

25 senedir Alanya'da yaşıyorum. Aslen Erzurumluyum ama Allah razı olsun Alanya'nın ekmeğini yiyorum. Cam üfleme ustasıyım. Allah bana cam konusunda bir yetenek vermiş, 30-35 ülkeye cam yaptım. Düşünün ki buradan Brunei Sultanı'na kadar cam yaptım.

Cama olan ilginiz nasıl başladı?

İşin açıkçası, biraz küçüklükte yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan biraz da bu işe duyduğum aşk ile başladı. Bize bu işi öğreten bir ustamız vardı, biz de ona sebat ettik.

Alanya'ya gelişiniz nasıl oldu?

Alanya'da Ali diye bir arkadaşım vardı, onun tavsiyesi ile geldim. 25 senedir de buradayım. Kışları zaten gurbete gidiyorum. Hangi ülkeden iş alırsam oraya gidiyorum. Davetler alıyorum. Bazı üniversitelerde öğrencilere gösteriyorum. Alanya'yı dünyaya duyurdum. Ama istiyorum ki Alanya'yı İtalya'nın Venezia'sı gibi tanıtalım. Ona da benim gücüm yetmiyor. Buradan da sesleniyorum, eğer Alanya sevdalıları varsa gelsinler Alanya'yı ikinci bir Alanya yapalım. Buna ben söz veriyorum.

Alanya'da sanatsal faaliyetleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

25 senedir buradayım. Çok istedim, belediyeye de gittim söyledim, "Gelin bu işi insanlara öğretelim" dedim. Bir kuruş kar amacı gütmedim. Üniversitede de cam bölümü var, kapalı. Oraya da gittim söyledim. "Gelin değerlendirelim, yazık oluyor" dedim ama onlar "Belki seneye" dediler. Alanya Belediyesi'nden de olumlu bir cevap gelmedi. Yine de Allah razı olsun. İyi kötü kendi imkanlarımızla tanıttık.

Yurt dışına açılmanız nasıl oldu?

Türkiye'de de dünyada da üfleme ustası az. Bizi buluyorlar ve kendileri davet ediyorlar. Kışın gidiyorum, 3-5 ay çalışıp geri geliyorum. O da bana bir ek gelir oluyor. Ama ben Allah kısmet ederse Alanya'ya çok güzel bir workshop fabrikası kurmak istiyorum. Alanya'yı dünya markası yapmak istiyorum. Bana bu konuda Alanya'yı gerçekten sevenler destek olsunlar, başka hiçbir şey istemiyorum.

Alttan çırak yetişmemesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Gerçekten çok derin bir yaraya parmak bastınız. İnanın ben yetiştirecek bir kişi bulamıyorum. Bir tane Ceren diye bir abla var, o çok hevesli, inşallah yetişir. Buradan Alanya halkına da sesleniyorum, gerçekten bu işi gönül verip yapmak isteyenler olursa kapım her zaman açık. Ben bu işe sevdalıyım, başka sevdalıların da olmasını istiyorum.

Cam sanatının püf noktası nedir?

Cam zaten hammaddesi kum olan bir şey. Camın güzel olması için ustanın ona çok iyi bakması lazım. Bir insan düşünün, o insan bir taşa güzel bakarsa o taş ihyadır. Bir insan bir taşa kötü bakarsa, "Bunu birinin kafasına atarım" diye düşünürse o taş kötüdür. Tamamen bakış felsefesiyle alakalı bir şey.


Belediye, Alanya'daki tüm sanatçıları toplayıp bir workshop alanı açsa sizce nasıl olur?

Ben çok sıcak bakıyorum. Seçimlerden önce defalarca söylemiştim. Hatta son seçimden sonra tekrar söyledim. Belediyeye bir not yazdım. "Müsait olusa başkanla görüşmek istiyorum" dedim. Randevu verirlerse tekrar gidip konuşurum. Bu işten de birçok kişi ekmek yer. Alanya bir marka olur. Yaz-kış turizmi olan ve burada sanayisi olan bir şehir olur.

Sizce turizm sezonu nasıl geçiyor?

Ben şahsi düşüncemi söylüyorum, diğer arkadaşları bilemem ama bence şükür etmiyoruz. Şükürler olsun ufak tefek de olsa her sene ekmeğimiz çıkıyor. Aç kalmıyoruz. Bir de çarşıdaki esnafın şükürsüzlüğü var. Turistlere karşı biraz kaba davranışları var. Bunlar olmasa daha iyi olur. Bu konuda da iş yine belediyeye düşüyor. Onların bilgilenmeleri lazım, daha güzel bir yabancı dille hitap etmeleri lazım. Gelen bütün turistler ilgi, sevgi ve alaka istiyorlar. Tatlı dil ve güler yüz istiyorlar, başka bir şey yok.

En çok ilgi yerlilerden mi yoksa yabancılardan mı?

Bu dükkana tüm yabancılardan ilgi var. Bir de İstanbul'dan hususi görmeye gelenler var. Ders alan öğrencilerim var.