Alanya’nın Hayate Hanım Ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Çiğdem Kuzucu, öğrencileriyle birlikte yaptığı çevre temizlikleriyle fark yaratıyor
ALANYA’DA 14 yıldır görev yapan Türkçe Öğretmeni Çiğdem Kuzucu, çevre bilinci konusunda evlatlarımızın nasıl yetiştirilmesi gerektiğini güzel bir şekilde anlatıyor. Bu kapsamda sabahın ilk saatlerinde, öğle aralarında ve tenefüslerde çocuklarıyla birlikte çöp toplayan Kuzucu, Greenpeace Türkiye’nin de dikkatini çekmeyi başardı. Pazartesi Sohbeti’nin bu haftaki konuğu olan Kuzucu, çalışmalarının bilinmeyenlerini ve başarısının sırrını Yeni Alanya’ya anlattı:
‘14 YILDIR ALANYA’DA GÖREV YAPIYORUM’
-Öncelikle sorularımızı yanıtlamayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Çevreci faaliyetlerinizle Alanya’da farkındalık oluşturuyorsunuz. Sizi daha yakından tanımak isteriz.
Merhaba, asıl ben Dim Medya Ailesine, bu konuya değer verip geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Ben Çiğdem Kuzucu. Selçuk Üniversitesi mezunuyum. Mesleğimde 17’nci yılım. Alanya’da da 14 senedir görev yapıyorum. Neredeyse meslek hayatımın büyük bir bölümünü burada geçirdim. Hayate Hanım Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmeni olarak görev yapıyorum.
‘İLK YILIMDA GERİ DÖNÜŞÜMÜN NE OLDUĞUNU BİLMİYORDUM’
-Mesleğe adım attıktan sonra çevreci faaliyetlerinize ilk olarak ne zaman başlamaya karar verdiniz? Bu konuya öğrencilerinizi hangi aşamadan sonra dahil etmeye başladınız?
İlk olarak Kütahya’da görev yapmıştım. İlk yılımda açıkçası geri dönüşümün ne olduğunu tam olarak bilmiyordum. Orada kağıtları biriktiriyorduk. Her sınıfa kutular hazırlamıştık ve adını da ‘TEMA’ koymuştuk. İlk olarak 2006 yılında başladım. Okuttuğum bütün sınıflarda kağıtları biriktiriyorduk. Ardından Alanya merkeze geldikten sonra sabah yürüyüşlerinde sahil şeridindeki çöpler çok dikkatimi çekmeye başladı. İlk olarak bu çöpleri kendi kendime toplamaya başladım. Toplarken bu duyarsızlığa söyleniyordum. Bir süre sonra da toplayıp paylaşmaya karar verdim. 2018 yılında sosyal medya üzerinde paylaşımlar yapmaya başladım. Yani sosyal medyanın biraz gücünü kullanmak istedim. Daha sonra da bu çalışmaya hemen öğrencilerimi dahil ettim. Aslında sadece teklifte bulundum. ‘Ben sabah sahilde çöp toplamaya gideceğim. Gelmek isteyen var mı?’ dedim. Benim de tahminimden fazla öğrencim bu teklifime gönüllü oldu. Güne çok erken başlıyorduk. Okula gelmeden önce sabah saat 06.00 gibi buluşuyorduk. Öğrencilerimiz için de güzel bir etkinlik olarak başladık.

‘BU ETKİYİ TEK BAŞIMA YAPMADIM’
-Öğrencilerinizin ve ailelerinin bu konuya ilk yaklaşımları ne oldu? Hep heyecanlanarak mı geldiler?
Kesinlikle… Zaten bu gönüllülük meselesi. Hem heyecanlandılar hem de kendi aileleri üzerinde etkisi olduğunu belirten öğrencilerim oldu. Mesela bir öğrencim, ‘Öğretmenim, benim babam sigara paketini hep yola atıyordu. Artık bizim sayemizde atmıyor. Çünkü benim sabahın köründe çöp toplamaya gelmem onu etkiledi’ dedi. Bu şekilde ailesinde ve arkadaşlarında etkisi olan öğrencilerim oldu. Ayrıca benim çevremde de çocuklarla bu şekilde paylaşım yaptığımı görenler, çöp atmayı bıraktıklarını söylediler. Çöp atmayan insanlar dahi olsalar bu kirliliğin dikkatlerini çekmeye başladığını söylediler. Bu etkiyi ben tek başıma yapmadım. Bu oluşumun içinde öğrencilerimin olması etkiyi arttırdı. Çocuklar da bunu duydukça daha çok heyecanlandılar ve her defasında çöp toplamak istediler.
-Peki hocam bugüne kadar hangi noktalarda bu faaliyeti gerçekleştirdiniz?
İlk olarak sabahları gitmeye başladık. Aracımız olmadığı için uzak noktalara gidemedik. Deniz Feneri’nin oradaki kayalık alanda çok fazla çöp topladık. Sonra, Galip Dere Halk Plajı’nda çok fazla çöp topladık. Oradan 1 No’lu plaja kadar olan sahilde çok temizlik yaptık. Alanya Kalesi’nde de temizlik gerçekleştirdik. Fakat daha sonra öğle araları gitmeye başladık. 70 dakikalık öğle arasında 10 dakika gidiş, 10 dakika geliş, 10 dakika yemek ve geriye kalan 40 dakikada da benimle birlikte temizlik yaptılar. Tenefüslerde de aynı şekilde ‘Siz kirletiyorsunuz, biz topluyoruz’ mesajını verebilmek için temizlik yaptılar. Ama bunun çözüm olmayacağını biliyorlardı. Bunu aktarmaya çalıştılar.
‘GÖNÜLLÜ ÖĞRENCİLERİM ARASINDAN SEÇİM YAPIYORUM’
-Kaç kişilik ekipler kuruyorsunuz? Gittiğiniz yerlerde güvenlik başta olmak üzere koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz?
Atatürk Anıtı’nın önü buluşma noktamız oluyor. Herkesi velisi getiriyor. Etkinlik öncesi velilerimizden izin alıyorum. Whatsapp grubu üzerinden velilerimiz ile iletişim halinde oluyoruz. Dediğim gibi uzağa gitmediğimiz için güvenlikle ilgili bir sorun olmuyor. Bir de ben özellikle bu tarz şeylerde kazanmaya çalıştığımız öğrencilerimizden seçim yapıyorum. Çünkü o öğrencilerimiz bir şey başardıklarını gördüklerinde özgüvenleri artıyor. Yaptıkları şeyin birileri üzerinde etkisi olduğunu gördüklerinde ‘Evet, biz faydalı bir şey yaptık ve biz de topluma faydalı olabiliyoruz’ diyebiliyorlar. Öğrencilerimiz gönüllü oluyor. Ben de gönüllü öğrencilerimizin içinde seçim yapıyorum. Ayrıca en problemsiz öğrencilerimi de seçmeye çalışıyorum.
‘BU SEZON HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORUM’
- Yeni eğitim öğretim yılı öncesi bu sezon için planladığınız çalışmalar neler?
Uzun süredir aklımda bir proje var. Onu gerçekleştirmeyi çok istiyorum. Üniversite öğrencileri ile bizim öğrencilerimizi birleştirmeyi istiyorum. Aslında şunu istiyorum, biraz yapabildim ama devamlılığı olmadı. Topladığımız geri dönüşümleri satarak elde edilen gelirle kırsal mahallelerdeki kütüphanesiz bir okula kütüphane kazandırmak istiyorum. Bu sene onu başarmaya çalışacağım. O kütüphaneye de Alanya’daki bir şehidin ismini vermek istiyorum.
‘GREENPEACE TÜRKİYE’NİN DİKKATİNİ ÇEKTİK’
-Çalışmalarınız kapsamında herhangi bir kurumla işbirliği içinde oluyor musunuz?
Ben bu konu ile ilgili hiçbir kuruma başvurmadım. Sadece bize Greenpeace Türkiye destek verdi. Özellikle çocuklarımızla bunu yapmamız onların inanılmaz dikkatini çekti. Çünkü ağaç yaşken eğilir ve bugünün küçükleri yarının büyükleri. Çekirdekten bu bilinci verebilirsek, ileride bir çevre bakanı ya da bir ilin valisi olabilirler. Bu bilinçte olan bir çocuk o şehre en büyük kazançtır. Bu nedenle çok dikkatlerini çekti. Bir kurumla işbirliğimiz olmadı ama başka şehirlerden bizlere destek olmak için eldiven ve çöp poşeti gönderen çok kişi oldu. Bizim yaptığımız çalışmalara özenerek bakanlar oldu. Bunların içinde hiç tanımadığım insanlar vardı.
‘ALANYA’DA ÇEVRE BİLİNCİ YOK’
-Alanya’da çevre bilinci ne durumda? Bugüne kadar yaptığınız izlenimleri nasıl aktarmak istersiniz?
Özellikle 4 senedir yaptığım çöp toplama faaliyetlerini göz önüne alırsam şunu söyleyebilirim ki, Alanya’da çevre bilinci yok. Belki sadece yerlere çöp atmıyorlar. Ama atan da çok fazla. Burası özel ve tarihi bir şehir. Bu şehri temizlemek için ne yazık ki bir çalışma yapılmıyor. Bu şehri kazanmamız lazım. Ben bu noktada açıkçası yalnız kaldım. Sadece paylaşımlarımın altına ’Yazıklar olsun, utanmazlar, kınıyorum’ gibi yorumlar yapıldı. Bu çözüm değil. Benim çöp toplamam da çözüm değil. Hep beraber el birliği içinde bu şehri temizlememiz lazım. Ancak sahilleri dolaşırken ben utanıyorum. Ne zaman gitsem bir defa temiz görmedim. Her yer pet şişe, sigara izmariti. Bunlar en çok olanlar. Gece o bölgelerde eğlenen insanların hepsi turist olamaz. Ben sahilleri kışın da çok berbat halde görebiliyorum. Sadece yazın değil. Demek ki herkes bunu yapıyor. Görünen yerler bu şekilde ama görünmeyen yerlerde daha çirkinleri var. Çevre bilinci ve bu konuda yapılan çok fazla bir faaliyet yok. Bu görüntüler sabahları oluyor. Öğlen ya da akşam zaten görevliler topluyor. Sabahtan akşama kadar çok fazla görevli çalışıyor. Bu bile devlete, belediyeye yüktür.
‘ÖNCE KENDİMİZ SAHİPLENMELİYİZ’
- Peki bunun için ne yapılması gerekiyor? Bir caydırıcılık mı olmalı? Alanya’ya gelen yabancı vatandaşların bir kısmının da bu sürece ayak uydurduğunu söylediniz.
İlk başta bu şehri biz kendimiz sahiplenmeliyiz. Burası ile ilgili güzel paylaşımlar yapmak buranın güzelliklerini göstermek değildir. Var olanı korumamız lazım. Bence var olan korunmuyor. Kızılkule’nin önünde eğleniyorlar ama orada izlerini çok çirkin bir şekilde bırakıyorlar. Orası Kızılkule’nin önü. Bence orayı bir görevli gelip temizlememeli. Orası zaten tertemiz olmalı. Bu kesinlike vicdan meselesi ve içten gelir. Ardından aile artı öğretmen. Aile de eğitir ama okulda öğretmen bunu desteklemezse olmaz. Okulda öğretmen yapar aile desteklemezse yine olmaz. Bu bir bütündür. Bana göre anasınıfı dahil olmak üzere bütün öğretmenler bu konuda çok çalışmalı. Bir öğretmen bütün dünyayı değiştirebilir. Ceza da yani bir caydırıcılık kesinlikle olmalı. Ama gözle görülmeyen yerlerde bir eğitim yoksa yine çöpü atacaklardır. Ormanda kim görecek?
‘ÖĞRETMEN VE AİLELER BAŞ AKTÖRÜ’
- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, bizler aracılığıyla vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Dediğim gibi öğretmenler ve aileler bu işin baş aktörleri. Geçen hafta bir öğrencim pikniğe gidiyor ve pikniğe gittikten sonra ormanda başkalarına ait çöpleri topluyor ve çöplerin fotoğrafını bana gönderiyor. Demek ki doğru yoldayız. Bu mesajı öğrencilerimize hem sevdirerek hem de eğiterek verebiliriz. (Gülşah ANAK)