Gençler ve Yıldızlar Eskrim Dünya Şampiyonası’nda yıldız erkekler epe kategorisinde altın madalya kazanarak Alanya'nın gururu olan Doruk Erolçevik, bu hafta pazartesi sohbetinin konuğu oldu

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen turnuvada dünya şampiyonu olarak adını tarihe yazdıran Doruk Erolçevik, hem Alanya'nın hem de Türkiye'nin gururu oldu. Erolçevik, bu hafta Pazartesi Sohbeti'nin konuğu olarak tüm turnuva sürecini okuyucularımızla paylaştı.

İşte Doruk Erolçevik ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten satır başları:

Bize kendinden biraz bahsedebilir misin?

15 yaşındayım. Hasan Çolak Anadolu Lisesi'nde okuyorum. 12. sınıfa geçtim. Eskrim sporu ile uğraşıyorum.

Eskrim sporuna olan ilgin nasıl başladı?

İlkokul 3. sınıfta arkadaşım sayesinde başladım. Arkadaşımın annesi 'Doruk da bu sporu yapsın. Değişik bir spor' diyerek yönlendirmişti. Aslında ilk 1-2 yıl çok keyif almamıştım ama başarılar elde edince devam etmek istedim.

Milli sporcu olma sürecin nasıldı?

Türkiye Eskrim Federasyonu'nun yayınladığı bir belge var. Ona göre milli takıma seçiyorlar. Geçen sene ve bu sene milli takımdaydım. Geçen sene Türkiye'de ilk 3'e girdiğim için milli takıma seçilmiştim. Bu sene de hem Türkiye'de birinciydim hem de Avrupa'da sıralamam iyi olduğu için seçildim.

Dünya şampiyonu olmak için ne gibi hazırlıklar yaptın?

Hem fiziksel hem de mental olarak hazırlandım. Her gün sorumu yapıyordum. Ekstra olarak personal trainer ile çalışıyordum. Hatta fazladan ders alıyordum. Son iki hafta bizim kamplarımız oluyor. Avrupa ya da Dünya turnuvaları farketmiyor. Kampta dedim ki 'Hocam benden olmayacak heralde, yapamıyorum.' Hocam da 'Yaparsın, çok iyi gidiyorsun. Avrupa'da da derece almıştın' dedi. Kamplarım kötü geçtiği için büyük ihtimal olmayacağını düşünüyordum. Ama onlar bana hep inandılar. Dünyaya gidince de özgüven patlaması yaşadım. Oynadım ve birinci oldum.

Son karşılaşmanı anlatabilir misin, nasıl hissettin?

Aslında 'İlk dörde girersem yeter' demiştim. Çünkü zorlu rakiplerim vardı. Ama hiçbir zaman mücadele etmeyi bırakmadım. Hocam 'Bana bir şampiyonluk sözün var' demişti. Çünkü bu yıl Avusturya'da da 3. olmuştum ve hocama demiştim ki 'Merak etmeyin bir dahaki turnuvada birinci olacağım.' Avrupa'da da olamayınca son şampiyona olan Dünya Şampiyonasına kaldık. Ben de hocama olan sözümü orada tuttum.

Bize bir gününü anlatır mısın?

Genellikle sabahları spor yapıyorum. Hocalarla çalışıyorum. Akşam tekrar spor yaptıktan sonra arkadaşlarımla ya da ailemle vakit geçiriyorum. Maçtan önce kafamı dağıtmam gerekiyor. Sadece maça odaklanmamaya çalışıyorum. Çünkü sadece maça odaklanırsam çok strese giriyorum.

Ailenin sana olan desteği nasıldı?

Benden çok ailemin emeği var diyebilirim. Çünkü bu turnuvalara gerçekten yüksek meblağlar harcıyorlar. Ama bu yıl dünya şampiyonasından sonra o yükü ailemin üzerinden biraz aldım diyebilirim.

Çok büyük bir başarı elde ettin. Seni örnek alacak insanlara ne tavsiye edersin?

Öncelikle çok çalışmalılar. Bu işin sırrı o. Ama sadece çalışmak yetmez, gerçekten istemeliler. Mental olarak hazırlanmaları ve kendilerini yüksek tutmaları gerekir. Egolu bir insan değilim ama maça çıktığım zaman yeneceğime olan inancım tam. Her karşılaşmadan önce bunu yapabileceğimi kendime söylüyorum. Hatta en üst klasmanda hocalarım bile inanmadı turnuvalarda, çünkü yaşça çok büyüklerdi. 'Belki yapabilirsin, belki yapamazsın' dediler. Ben orada da kendime güvendim. 'Yapamazsam bir dahaki turnuva olur ama ben mutlaka yapacağım' diyorum. O yüzden çok çalışmalarını ve çok istemelerini tavsiye ediyorum.

Şampiyonluğun ardından Alanya'ya geldiğinde nasıl karşılandın?

Geldiğim gibi beni karşıladılar, çok mutlu oldum. Bir baktım tüm takım gelmiş. Alanyaspor da geldi. Otobüsle aldılar, Kaymakam Bey'in yanına götürdüler. Çok iyi hissettim. Artık her yıl bunun için çalışacağım. Bir dahaki yıl bir değil iki tane almak istiyorum.