Kaliteli hizmeti ve zengin menüsüyle Alanya'da hizmet veren Qubpo Chef sahibi Mehmet Mürsel Tuncay, bu hafta Pazartesi Sohbeti'nin konuğu oldu. Tuncay başarısının sırlarını okuyucularımıza anlattı

2017 yılında açılan Qubpo Chef, günlük alınan malzemeleri, üstün hijyen standartları ve hizmet kalitesi ile Alanya'nın favori restoranlarından bir tanesi olmaya devam ediyor. Qubpo Chef sahibi Mehmet Mürsel Tuncay, yıllarca edindiği tecrübelerle, kuzursuz lezzet deneyimini misafirlerine aktarıyor.
İşte Tuncay ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten satır başları:
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, Mehmet Mürsel Tuncay kimdir?
Ben, Mehmet Mürsel Tuncay. 1970 Diyarbakır doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Diyarbakır'da tamamladıktan sonra lise ve üniversiteyi Sakarya'da okudum. Sakarya Üniversitesi Turizm ve Otelcilik bölümünü bitirdim. Daha sonra işim gereği İstanbul'a taşındım. Sanayi sektörüne girdim. Zaman içerisinde Diyarbakır'a geri döndüm. Orada meyve suyu fabrikası kurduk. Türkiye'nin ilk kendinden özlü meyve suları. İhracata başladık. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'nun ilk 500 içerisine giren ihracatçıları arasına girdik. Yıllar geçtikçe sivil toplum örgütleri ile bağlantılarım oldu. Kurucusu olduğum, Yatırımcı Koordinasyon Geliştirme ve Destekleme Derneği (YAKODER), yine kurucusu olduğum Güneydoğu Genç İş Adamları var. Hep gider gelirdik ama 2017'de Alanya'ya kesin dönüş yaptık. O zamanlar Alanya çok güzeldi. Bir kalite, bir standart, bir turizm kriteri vardı. Bilinç altına yerleşmiş bir turizm kenti vardı. 1992 yılı sonunda bir evliliğim oldu. Çok şükür hala devam ediyor. 33 yıllık evliyim, 2 tane çocuğum var. 22 yaşında bir kızım, 31 yaşında bir oğlum var. Kendisi belediyede mimar.
Qubpo Chef fikri nasıl doğdu?
2017 yılında ben Alanya'ya geldiğim zaman 2 sene sadece saha araştırması yaptım. Sanayicilik kimliğimden ve sivil toplum örgütlerinden belli bir doyuma ulaşmıştım. Daha rahat, misafirlerimiz geldiği zaman oturup sohbet edebileceğimiz bir mekan olsun istedim. Hem tatil hem de iş bir arada olsun istedim. Her zaman kurumsal ve ciddi bir iş olarak yaklaştım. Hiçbir zaman para kazanma odaklı bir insan olmadım. Çok güzel başlamıştık, işlerimiz iyi gidiyordu, daha resmi açılışımızı yapmadan çok güzel bir kitle yakalamıştık. Daha sonra korona geldi, bizim elimizi kolumuzu bağladı. Ama her şerde bir hayır varmış. Burası D-400 Karayolu üzerinde olduğu için alkol ruhsatı alamayacığımızı hiç hesaba katmamıştık. Böyle bir yasa varmış. Turizm işletme belgeli oldukları olduğu için oteller alabiliyor ama restoranlar alamıyor. Biz de koronadan dolayı araştırma yapmaktan böyle bir durum olduğunu öğrendik ve zaten kurumsal bir marka olduğumuz için başvurduk. Belgemizi aldık. Bu belgeyi alınca en çok sevindiğim şey, 3 ayda bir denetleniyor olmamız. Benim hassas olduğum 3 kriter var: Temizlik, daoğru ve sağlıklı gıda sunumu ve personellerin kılık kıyafeti. Yani bu denetimler benim için sevindirici oldu.
Şu anda sadece rezervasyonla çalışıyoruz, kapı müşterisi almıyoruz. Bende her şey taze tüketilmek zorunda. Misafirlerim artık biliyor. Bir gün önce rezervasyonunu yapıyor. Kendilerine menüyü de iletiyoruz, ne yiyeceğini de seçiyor. Hem onlar rahat oluyor hem biz rahat oluyoruz.
Sizce turizm sezonu nasıl geçiyor?
Bu sezon sanki biraz sıkıntılı başladı gibi. Şu saate kadar birçok otel yüzde yüz doluluğa ulaşmadı. Hatta yüzde elliyi bile tamamlamayan birkaç otel var. Tabi ki temennimiz Türkiye'nin üçte bir gelir kaynağı olan turizmin iyi geçmesi. Sanayiciliği neredeyse bitirdik, tarım desen onda da sınıfta kaldık. Elimizde sadece turizm kaldı. Alanya'nın en iyi markası denizi, güneşi ve tarihidir. Bunları iyi kullanmamız lazım. Biz seçimden bir hafta önce sayın Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy ile bir toplantıya davetliydik. Zaten Alanya'dan bir tek ben davetliydim. Bakan beye de söyledim. 'Bizi teşfik etmiyorsunuz' dedim. Şu anda turizm sektörünün en büyük sıkıntısının personel olduğunu kendisine de aktardım. Personeli olduğu yere tutundurmamız gerekiyor. Hem büyükşehrin hem ticaret odasının hem de sanayi odasının katlılarıyla, turizm sektörü paydaşlarıyla bir girişirimciler birliği oluşturalım ve turizm personellerine eğitim verelim diye fikir sundum. 'Bir kimlik sistemi oluşturalım ve personelin bir önceki iş yerinden neden ayrıldığı, ne sorun yaşadığına dair kayıt tutalım' dedim. Herkesin çok dikkatini çekti, çok beğendiler.
Mesela Gaziantep'te ticaret odasında Başkan Fatma Şahin'in kuzeni Mehmet Şahin'in bir toplantısına katıldım 2004 yılında. Orada çok güzel bir söz söyledi. 'Bizim amacımız her mahallede bir zengin yaratmak değil, mahalleyi zengin etmek' dedi. Bu çok önemli bir sözdür. Değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Alanya'mızı zengin edelim.
Sivil toplum örgütleriyle olan çalışmalarınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
YAKOM'u bizzat kendim hazırlayıp sundum. Hatta Almanya'dan da ödül aldık. Ben bu projede 6 bakanlığı içine alan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Dış Ticaret Bakanlığı'nı kapsayan bir çalışma yaptım. Nedir bu? Mesela ben turizm sektöründe iş yapıyorum. YAKOM'dan 1-6 yıl arası anca belgelerimi alabiliyorum. Bütün şartlar tamamsa o zaman yatırımcı için gerekli çalışmalar yapılıyor. YAKOM yatırımcıyı hiç yormuyor ama ihtiyacın olanı alman gerekiyor. Mesela bankadan kredini çekiyorsun, para hesabına geçiyor ama şahsi harcamalarını bu parayla yapamıyorsun. İşle ilgili neye ihtiyacın varsa parayı orada kullanabiliyorsun.
Peki Alanya'da neler yapıyorsunuz?
Alanya'da şu anda Qubpo Chef var. Bizim İstanbul'daki ve Erbil'deki şirketlere gidip geliyorum. Geçen sene alanya'ya ingiltere'den 2 tane işletme müdürü getirdim. Çok ciddi lokasyonlarda kendi restoranları var. Onlara bir sezon verdim, 'Siz burayla ilgilenin' dedim çünkü kendi şirketlerime odaklanmam lazım. Onlar her akşam buradan kazandıklarını eğlenceye harcadılar. Sezon sonu bir baktım 3 milyona yakın ciro var 2 milyon da zarar var. Allah'tan teminat talep etmiştim. Dahası burayı İran mutfağına çevirmişler. Sadece İran yemekleri. Hemen işlerine son verdim ve toparlama sürecine girdik.
Keyifli sohbet için çok teşekkür ederiz. Son olarak ne söylemek istersiniz?
Öncelikle size çok teşekkür ediyorum. Alanya'da medya sektöründe kurumsallaşmışsınız. Emeğinizin arkasında çok ciddi bir çınar ağacı var. Mehmet Ali Bey'e, Uğur Bey'e ve tüm çalışanlara çok teşekkür ediyorum. Dim Medya Alanya'nın köklü bir kuruluşu. Şahsi beklentim, ailemle mutlu, huzurlu bir yaşam. Ülkem ve Alanya adına gerçekten sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilelim. Farkındalığını yaratalım. Bir hedefimiz olmalı. Hedefimizde ilerlerken de iyi bir misyona ihtiyacı var. Krizler gelir gider ama güneşi kaçırdık diye dizimizi döversek, yıldızları farkedemeyiz. Unutmayın ki yıldızlar bir araya geldiğinde kaç tane güneş eder. Biz sadece değerlerimizin kıymetini bilelim.