Alanya'da yaklaşık 100 yıldır diş hekimliği hizmeti veren İşman Ailesi'nin son temsilcilerinden Onuralp İşman, bu hafta Pazartesi Sohbeti'nin konuğu oldu. İşman, mesleğin inceliklerini ve gelecek nesillere en iyi şekilde bırakmak için neler yaptığını anlattı

DEDESİ ve babasının ardından aile mesleği olan diş hekimliğini devam ettiren Onuralp İşman, mesleği hep bir adım ileriye taşımak için neler yaptığını anlattı. Yeni çağa ayak uydurmanın önemini vurgulayan İşman, eğitimin ve teknolojiyi kullanmanın önemini aktardı.


İşte İşman ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbetten satır başları:

-Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz, Onuralp İşman kimdir?

1980 doğumluyum. Lisans eğitimimi Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği bölümünde yaptım. Yine aynı üniversitede ortodonti alanında doktora yaptım. Evliyim, 2 çocuğum var. Bir tanesi 14 yaşında oğlum Emiralp ve 10 yaşında kızım Ecenur. 15 yıldır Alanya'da ortodonti alanında hizmet veriyorum ama ilkokuldan beri babamın muayenehanesinde ona yardım ettim. Yine muayenehane içerisinde doğup büyüdüm diyebilirim. Babamın ilk muayenehanesi, şu an Atatürk Caddesi'ndeki yerin karşısındaydı. Hekimliğin ne olduğunu ilk orada farkettim.

Hobileriniz neler?

Çok fazla hobim var ve bazen odaklanmakta güçlük çekiyorum. Bir dönem okçuluğa bile heves ettim. Heykel yapmaktan sörfe, motorlu araçlardan müzik yapımına kadar birçok şeyle ilgilendim. Oğlum da benim gibidir, ilgilidir böyle şeylere. O yüzden güzel vakit geçiriyoruz. Bir de Alanya bunlar için çok müsait. Uzun, geniş bir sahilimiz var. Yukarıda Toroslar var. Olmazsa olmaz deniz sporları var. Bunların hepsini birleştirince güzel vakit geçirecek imkanımız oluyor.

Diş hekimliği geçmişi nasıl başladı?

1910 doğumlu dedem Nurettin İşman, 1930'larda Tebabet-i Umumiye'yi bitirdikten sonra, babası bu mesleğin herkes tarafından yapıldığını söylüyor. Yani o dönem berberler yapıyor bu işi. Dedem de Almanya'ya gidiyor. 3 yıl orada eğitim alıyor. Tabii savaş dönemi, hocası olan Ordinaryus Profesör Alfred Kantorowicz de Yahudi asıllı ve hayati tehlikesi var. Atatürk de o dönemde Türkiye'deki eğitimi geliştirmek adına, yurt dışından alanında uzman isimleri Türkiye'ye davet ediyor. Alfred Kantorowicz de bunlardan bir tanesi. Kendisi Türkiye'ye gelip diş hekimliğini kuruyor. Dedem, İstanbul Üniversitesi Diş Tebabeti'nde doçent doktor olarak kalıyor. Ancak zamane şartları gereği ayrılıyor. Bazen keşke devam etseydi derim. Türkiye Cumhuriyeti’nin belki de ilk mezun çene cerrahi olurdu.
O dönemde Lord Tevfik Ağa isimli bir kişi dedemin Şişli'deki kliniğine geliyor ve tedavi görüyor. O günün parasıyla 8 aylık maaşını bir mendil içerisinde kendisine veriyor ve ardından hekimliğini beğenerek Alanya'ya davet ediyor. Dedem Alanya'ya geldikten sonra yeğenleri ile tanıştırıyor ve bir izdivaçta bulunarak Alanya'da kalmasını istiyor. İzdivaç gerçekleşiyor ve Alanya'daki tarih o şekilde başlıyor. Dedemin iki oğlu, amcam ve babam diş hekimi oldu. Amcamın oğlu Eren İşman, o da diş hekimi oldu. Hatta o artık bir ortodontist profesör. Ben de diş hekimiyim. Yani ailedeki bütün erkekler bu gelenekle devam ediyorlar. Sadece eğitimlerimiz artarak devam ediyor.

Bu başarının sırrı nedir? Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

Bu işin en iyi nasıl olacağına dair içimde hep bir motivasyon var. Ben çocukken, yabancı turistler Alanya'da dişle ilgili bir sıkıntı yaşadığında bilinen isim babamdı. Otellerde konaklayan bu kişiler bir süre sonra onu tanıdılar. İnsanlar birbirine tavsile etti ve 80-90'lardan sonra yoğun bir porföy meydana geldi. O kendince bir çeşit sağlık turizmi başlattı. O böyle bir başarı elde etti. Dedem zaten Tükiye'nin ilk diş hekimlerinden bir tanesiydi, o da kendince bir başarı elde etti. Artık bana da bir şey düşüyor. 'Ben ne yapabilirim?' diyorum. Öncelikle marka değerinin bir hikayesi olması lazım. 4 yıl önce babam vefat etti ve ben işletmenin sorunlarıyla karşılaştım. Bunu çözebilmek için İşletme Fakültesi'ne gitmek gerekiyordu. Deneyerek öğrenmek istemedim, süreci hızlandırmak istedim. Dijital ortamda varolmak için Acun Medya Akademi'den dijital içerik üretimi üzerine eğitim gördüm. Son dönemde de yapay zeka ile ilgileniyorum. Yani sonuç olarak başarının sırrı için eğitim diyebiliriz. İnsanlar bir diplomaya sahip olunca, bir ömür boyu bundan para kazanmayı ümit ediyor. Oysa ki çağ çok hızlı değişiyor. Günümüzde bireysel gelişim çok önemli.

Dijitali ve yapay zekayı işinize nasıl entegre ediyorsunuz?

Herhangi bir hizmet veriyorsanız ve bu hizmetin bir kaydını almıyorsanız, günümüz dünyasında bu hiç yapılmamış sayılır. Örneğin, dedemin bundan 80 yıl önce yaptığı hasta kayıtlarına ulaşabilseydim eğer, bu başka bir boyuta giderdi. Klinik işletmeciliği ile alakalı aldığım bir eğitimde, Türkiye'den 100 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren çok fazla başarılı şirket çıkmadığı söylendi. Bunun sebebi de kurumsallığın ve kayıt sisteminin yerleşmemiş oluşu. Dolayısıyla hasta kayıtlarının hem görsel hem yazılı olarak bir yere kaydedilmiş olması lazım. Bu dijital safhası. Bir de yapay zeka kısmı olacak. Her kim ki teknolojiye ayak uydurursa ve bunu sonraki safhaya doğru taşırsa, başarıyı elde ediyor.

Hasta iletişiminde nasıl bir yöntem tercih ediyorsunuz?

Bizler hekim olarak her şeyi biliyor olabiliriz ama bunu hastaya doğru bir şekilde anlatamazsak bu bilgi hiçbir şey ifade etmiyor. Burada da hikaye anlatıcılığı devreye giriyor. Bir şekilde hastaya anlayabileceği şekilde anlatmamız gerekiyor. Belki mesleğinden örneklerle, belki de rutinleri ile. Mesela örnek vereyim, hastanın dişinde enfeksiyon var ve onun neye mal olacağını bilmiyor. Bilse zaten bir saniye bile beklemez. Dişte oluşan bir enfeksiyon kan yoluyla vücuda yayılıyor. Kalp kapağına yapışabilir, böbreklere zarar verebilir. Parmağınıza batan bir dikeni düşünün, o dikeni almadığınız sürece ne yaparsanız yapın iyileşmez. Hasta bunu bildiğinde zaten yapmak ister.

Diş sağlığında doğru bilinen yanlışlar var mı? Mesela diş fırçası mı daha önemli diş macunu mu?

Soru çok güzel. Her hastaya özellikle vurguluyorum. Kesinlikle diş fırçası çok daha önemli. Evin her yerine çöp bıraktığınızı düşünün ve oda spreyiyle evin güzel kokmasını bekliyorsunuz. Buna hiç gerek yok. Çöpleri atmanız gerekiyor. Ağızda yemek artığı varken diş macununun olup olmaması çok önemli değil. Bazen zorda kaldığınız anlarda macunsuz bile dişlerinizi fırçalayabilirsiniz. Yeter ki artık olmasın. Çocuklara ise sadece diş fırçalamayı sevdirmeye çalışıyoruz. Anne-baba eczaneye götürüp seveceği renkte bir diş fırçası ve çocuk diş macunu almalı. Ona biraz zaman verelim, sevmesini sağlayalım. O zaten zamanla bunu rutin hale getirir. Aile bunu bir arada yapmalı ve aktivite haline getirmeli.

Toplumda diş sağlığı bilinci sağlanması için neler yapılabilir?

Her ihmal, bir sonraki sorunun nedenidir. Biz ihmali ortadan kaldırırsak sorun da oluşmaz. Eğer küçük bir çürüğü tedavi yaptırmazsak enfeksiyona dönüşür. Eğer kanal tedavisi yaptırmazsak, bu da çekime kadar gidiyor. Eninde sonunda bir implant yaptırması gerekecek. O da yapılmazsa boşluktan dolayı kemik erimeye başlayacak. Sonuç olarak, sorun küçükken gidip halledilirse hem maddi olarak uygun fiyata geliyor hem de uzun vadede bir organınızı koruyorsunuz.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

Türkiye'de Diş Hekimliği Fatülteleri her gün yeni mezunlar veriyor. Meslektaşlarıma saygı duyuyorum ama yaptığımız işi en iyi şekilde yapmamız gerektiğine inanıyorum. Bende bu hizmeti verirken arka planda bir değer yaratmaya çalışıyorum. 50 yıldan fazla süredir turistlere sağlık hizmeti verdik ve daha profesyonel yapmak istiyoruz. Reklam, tanıtım çok önemli ama en güzeli kulaktan kulağa yayılandır. Turistler bunu çok yapıyorlar. Bana düşen, babamın bana teslim ettiği bayrağı sonraki yüz yıla en güzel şekilde taşımak. Bizi biz yapan en önemli fotoğraf dedemin, babamın, amcamın ve yengemin bir arada bulunduğu fotoğraftır. Bu fotoğrafta hasta koltuğunda olan kişi ise Arıkan Yılmaz Dim'dir. Yani Mehmet Ali Dim'in babası. O fotoğraf bunu en anlamlı yansıtan örnektir. Bu yüzden bir arada bulunduğumuz sürece Dim Medya bizim için çok anlamlı ve değerli. Çünkü onlar da nesillerdir yapıyor. Bu birliktelik çok değerli. Çok teşekkür ediyoruz.