Teknoloji gelişmekte ve dünya nüfusu her geçen gün artmaktadır. İçinde bulunduğumuz bu dönemde ise ‘'kalabalıklaşmak'' şüphesiz ki hem Türkiye nüfusunu hem de ekonomik piyasaları tanımlamak için kullanılabilecek, en uygun...
Teknoloji gelişmekte ve dünya nüfusu her geçen gün artmaktadır. İçinde bulunduğumuz bu dönemde ise ‘’kalabalıklaşmak’’ şüphesiz ki hem Türkiye nüfusunu hem de ekonomik piyasaları tanımlamak için kullanılabilecek, en uygun sıfat haline gelmektedir. Nitekim nüfus artışına bağlı olarak, tüketici sayısı günden güne artmakta, bu da piyasaları işletmeler açısından daha cazip bir hale getirmektedir. Fakat buna karşılık, piyasada benzer mal ve hizmet üreten işletme sayısı da giderek artmaktadır. Yani işletmelerin içerisinde bulunduğu rekabet alanında da, bir genişleme ve kalabalıklaşma söz konusudur. Pazara farklı markaların girişi ve rekabetin sürekli olarak artması; ürün ve hizmet çeşitliliği ile birlikte kaliteyi arttırarak, tüketiciler lehine bir tablo ortaya koysa da piyasadaki işletmeleri, yönetilmesi çok güç bir sürecin de ortasında bırakmaktadır. Nitekim bu süreçte; rekabet gücünü arttıramayan ve rakiplerinden farklı olmayı başaramayan işletmelerin ezici rekabet ortamından, zarar görmeden çıkması mümkün olmamaktadır.
REKABET ARENASINDA KALABALIKLAŞMAK
Son on yıl içerisinde hemen hemen bütün sektörlerde, faaliyet gösteren işletme sayısı katlanarak artmakta ve söz konusu artış, hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bu durum; işletmeleri, daha stratejik ve rasyonalist davranmaya zorlamaktadır. Teknolojik gelişmeler, mobil cihazların artması ve bu cihazların ticari faaliyetlerde kullanılabilir hale gelmesi, tüketici davranışlarının değişmesi, yeni markaların doğuşu ve gelişimi, dış piyasalarda faaliyet gösteren güçlü global markaların yerel piyasalara girişi, internetin ve mobil uygulamaların yeni pazarlama alanları oluşturması; bu güne dek sektörde öncü olmuş pek çok firmanın tabiri caiz ise savaştığı cephe sayısını arttırmaktadır. Örneğin; bundan yalnızca on yıl öncesine kadar, GSM şirketleri yalnızca birbirleri ile rekabet içerisindeyken, akıllı telefonların geliştirilmesiyle; ücretsiz, görüntülü ve sesli konuşma imkânı sunan aplikasyonların ortaya çıkması akıllı telefon üreticilerini, GSM şirketlerinin rakibi haline getirmiştir. Benzer şekilde, dünyanın dört bir yanından insanların, sanal bir ortamda iletişim kurmalarını ve seyahatleri esnasında birbirlerine, konaklama imkânı sunmalarını sağlayan bir takım internet siteleri ile birlikte, turizm sektöründe faaliyet gösteren konaklama tesislerinin rakip sayısı hızla artmaktadır. Hatta güvenilirliği tartışılır olsa da tercih edilirliği, günden güne artmakta olan bu siteler üzerinden misafir kabul eden bir birey, ultra lüks konaklama tesislerine rakip olabilmektedir. Durumu, belli başlı sektörler açısından daha sayısal veriler ile ifade etmek gerekirse; seramik sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın, bugünkü rakiplerinin yaklaşık %25’i yeni iken bu oran, hazır gıda sektöründe %50, mobilyacılık sektöründe %60 hatta hazır giyimde %80-%90’lara ulaşabilmektedir. Bu rakamlara bakılarak; gelecekte yeni kanallardan piyasaya girecek olan yerli ve yabancı rakip sayısının artabileceğini kestirmek, güç olmamaktadır.
REKABET ÇEŞİTLİLİĞİNİ YÖNETMEK
Çeşitli platformlardan, müşteri kitlelerine ulaşabilen her firma; kendi üretim ve hizmet alanında, birbirinin rakibi olmakta ve rakip çeşitliliği giderek artmaktadır. Bu süreçte ancak; tüketicilerini iyi analiz edebilen, kendi müşteri kitlesini tanıyan ve yoluna, tüketici talep ve beklentileri doğrultusunda yön verebilen işletmeler, rakipleri ile başa çıkabilecektir. Bunun yanı sıra işletmelerin muhakkak; pazarlama kanallarını arttırmaları, teknolojiye daha fazla yatırım yapmaları ve ondan daha etkin yararlanmaları ilaveten güçlü yatırımcılarla yapılabilecek işbirliği olanaklarını, iyi bir değerlendirmeleri gerekmektedir.
Sonuç itibari ile rekabet etmek; kendisine ait katı kuralları bulunan bir sanattır. Bu sanatı başarılı bir şekilde icra edebilecek olanlar ise; kendi üretim anlayışlarını, müşteri talep ve beklentileri doğrultusunda akıl süzgecinden geçiren; teknoloji, yenilik ve kalite gibi faktörlerle bütünleştiren ve oluşan yeni değeri, kendi markasının çatısı altında tüketicilerine sunabilen işletmeler olacaktır.