Atalarımız,

Atalarımız, "Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur" diye boşuna dememiş. Normal taraftarın  kızgınlığını, eleştirilerini ve duygusal tepkilerini anlarım ama, kendini gazeteci, spor yorumcusu, spor adamı olarak pazarlayan insanların Göztepe yenilgisinden sonra yazdıklarını görünce insanların ne kadar yanar-döner olduğunu bir kez daha anladım. Bunların futbolla alakası falan yok, bunlar günün ve devrin adamı oldukları için şu anda en zayıf halkaya saldırmayı marifet sanıyor.

*

Ligin 3. haftasından bu yana yazıyor, söylüyorum. Bir kez bile bu söylediklerime (Erol hoca da dahil) "Ne diyor bu adam" diye bakmak istemediler veya işlerine gelmedi. Şimdi yazdıklarımı ve söylediklerimi tekrar etmeyeceğim, zira hepsi kayıtlarda duruyor. Biz bunları söylerken Erol Bulut'u Mourinho'ya benzetenler, şimdi hocayı eleştiriyor. Hatta bu futbol ulemalarının bazıları "Erol hoca bu takımı oynatamıyor" diye eleştirmiş. Hadi oradan! Sen değil misin, ben "Hocanın oyunu okumada eksikleri var, takım sıkışınca bocalıyor, oyun içinde düz kalıplar içinde" derken, "Erol Hoca bu takımı şaha kaldırdı" diyen. Çetele tutmuyorum ama daha çok var böyle insanlar. Bu arada araya şunu da sıkıştırayım; Erol hocanın maç sonu demeçlerini hep eleştiriyorum ama bu son maç sonrası yaptığı açıklamalar, resmen beynimizle alay etmektedir.

*

Yine herkes iyi bilir ki sezon başından bu yana, lider kaldığımız dönemler de dahil olmak üzere "Bu takım yarışan değil yaşamaya çalışan bir takımdır" dedim. Bunun altını yazdıklarımla ve söylediklerimle hep doldurdum. Pekala, başkaları neler mi söyledi? Yine taraftarları ayırıyorum, zira taraftar günlük yaşar ve puan durumuna göre hedef belirler. Ama yetkili ve etkili kişiler gaz verme veya motivasyon amaçlı bilemem ama insanları beklenti içine sokan demeçler veriyor. Bakınız en mantıklısı ve doğrusunu Başkan Hasan Çavuşoğlu diyor: "Bizim her zaman hedefimiz ilk 10 içinde olmaktır." Eğer böyle dersen Göztepe maçı gibi dramatik sonuçlarda tepkiler en aşağıda olur. Ne yazık ki başkan bunları söylerken Erol hoca ve bazı yöneticiler hedef yükseltti ve insanları beklenti içine soktu. Biz bunların yanlış olduğunu söylerken yine "Ne diyor bu adam" diye soran olmadı.

*

Bu örnekler yazmakla bitmez ve ben 8 haftadır yazıyorum. Bu işin şakası yok ve ligin 14. sırasındaki takım ile aramızda iki maçlık puan var. Şimdi hepimiz amasız, fakatsız hocanın ve takımın yanında olarak güç oluşturmalıyız. Ankaragücü maçı çok ama çok önemli hale geldi. Kısa vadede bu krizden kurtuluşumuz ancak bu maçın alınmasıyla olacaktır. Başka olumsuz sonuç dönülmez akşamın ufkundayız şarkısını söyletmeye ve çanları çalmaya başlar. İşte o zaman "Ne diyor bu adam" diye soracak durumda olmazsınız...