BUGÜN içinde bulunduğumuz ortamda, kutuplaştırıcı bir yönetim biçimi tartışması içindeyiz. Halbuki bu güzel ve güçlü ülkede, dolaştığımız yerlerde artık kalkınma arandığını görüyoruz. İnsanlar bulunduğu toprağı, evini, varsa...

BUGÜN

içinde bulunduğumuz ortamda, kutuplaştırıcı bir yönetim biçimi tartışması içindeyiz.

Halbuki bu güzel ve güçlü ülkede, dolaştığımız yerlerde artık kalkınma arandığını görüyoruz.
İnsanlar bulunduğu toprağı, evini, varsa işini oldukça seviyor.
Yalnızca kültürel zenginliğimize yaraşır, saygın bir refah içinde yaşamak istiyorlar.
Bu istekleri, bizlerin günlük siyaset keşmekeşi içinde ne yazık ki kaybolup gidiyor.
***
Vatandaşın haklı bir isteği var.
Milenyuma giriyoruz, 'Artık her şey çok farklı olacak' dedik, belirgin bir değişiklik sunamadık.
'Güçlü ülkeyiz, üreteceğiz' dedik, fabrikaları, ağır sanayiyi daha hayata geçiremedik.
Vatandaşın ihtiyacını karşılayacaksak, sıradan bir kalkınmadan daha fazlası gerekli.
Bir devrim gerekli.
Bilişim devrimi.
Tıpkı bugün yapılan yollar, köprüler gibi, 21. yüzyılın en önemli altyapısını bilgi teknolojileri oluşturuyor.
Tıpkı KDV gibi, üretilen her ürüne otomatik olarak katma değer sunuyor.
Turizme ve tarıma 1-0 önde başlatıyor.
Bunu sağlamak için ülkemizin yüz akı bilim adamlarımız canla başla çalışıyor.
İsterseniz kısa bir geçmişe dönerek, aslında devrime ne kadar yakın olduğumuzu fark edelim.
***
Eylül 1960.
Türkiye’nin ilk bilgisayarı IBM’den satın alınarak Karayolları Genel Müdürlüğü’ne verildi.
"Neden Karayolları?" diyeceksiniz, çünkü yol yapımında çok önemli mühendislik hesaplarını bu bilgisayarlar 1 gün içerisinde hesaplayabiliyordu.
Tarihe dikkat edelim, darbeden çıkmış bir ülke, 60 darbesinin sonrasındaki ilk 5 ay içerisinde ilk bilgisayarını satın alıyor.
Bunu da istihbarat ve fişleme için değil, altyapı için kullanıyordu.
Ama yetmezdi.
Çünkü Amerika ve Avrupa 20 yıl önce bu bilgisayarı kullanmışlardı.
Üstelik araba gibi ağır sanayileri önceden beri bulunmaktaydı.
Bu bilgisayarlar sayesinde 9 saatte üretilen motor silindirini 14,6 dakikada üretmeye başlamışlardı.
Bilişim devrimi hızla ilerliyordu.
1974.
Türkiye için yine zor olan dönemlerdi.
Kıbrıs çıkarmaları yapılırken, diğer yandan ambargolar ile mücadele ediliyordu.
Yine de bilişimden taviz verilmedi.
ODTÜ, İTÜ ve Hacettepe Üniversitesi’nde bölümler açıldı.
Bilişim Derneği kuruldu, bilgisayar kursları verilmeye başlandı.
PTT, Demiryolları, Merkez Bankası ve SSK bilgisayarlarına kavuştu.
MERNİS Yasası çıktı, tüm nüfus kayıtları Ankara’da bilgisayarlarda tutulmaya başlandı.
1977.
Türkiye’de Ecevit rüzgarı esiyorken, Boğaziçi Üniversitesi bilgisayar programcılığı ön lisans bölümünden 50 kişi mezun oldu.
İlk diplomalı bilgisayarcılarımız oldular.
8 Aralık 1979.
80 öncesi kavgalar kendisini gösteriyordu.
Bilişim Derneği başkanlarından Dr. Necdet Bulut, Trabzon’da silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti.
1981.
80 darbesinden sonra Bilişim Derneği büyük zarar gördü.
Sıkıyönetim döneminde faaliyetlerini kısıtlamak zorunda kaldı.
Türk Dil Kurumu kapatıldığı için, Dil Derneği kuran, yabancı dildeki bilişim sözlerine Türkçe karşılık bulan profesörler gözaltına alındı.
Buna karşın insanımız çalışıyordu.
İlk bilgisayar mühendislerimiz ODTÜ ve Hacettepe’den mezun oldu.
1993.
ODTÜ, Türkiye’ye ilk internet bağlantısını getirdi.
Washington ile yapılan bağlantı bugünün koşullarına göre oldukça yavaştı.
İlk Türk virüsü de ortaya çıktı.
O yıl katledilen Uğur Mumcu’nın adı verildi, “Mumcu Virüsü” denildi.
1994.
İlk uydu Türksat 1A fırlatıldı, ancak yörüngeye giremeyince düştü.
8 ay sonra Türksat 1B fırlatıldı.
1996.
Bürokratik engeller devam ediyordu.
MERNİS, Vergi Otomasyonu, Spor Toto ihalesi, SSK veritabanı tamamlanmayı bekliyordu.
***
En basitten en karmaşığa, kalkınmamız için gereken yol bilişimden geçiyor.
Ancak bize 20 yıl önceden kalan projeleri tamamlayarak değil, farklı, düşünülmeyeni düşünmek gerekiyor.
Her şeyden önce ucuz, kotasız ve sansürsüz internet şart.
Konunun anlaşıldığını düşünüyor, bürokrasiden mühendislerimize kadar herkesin görevlerini en iyi şekilde yapacağını düşünüyor, hepinize tek bir soru ile saygılar sunarak bu haftalık veda ediyorum.
Devrime hazır mısınız?