Bugün 12 Nisan.
Sırmalının Hayri lakaplı, eski Oba Belediye Başkanı, 19 ve 20. Dönem Antalya Milletvekili Hayri Doğan’ın ölüm yıl dönümü.
… …
Oba Bahçeşehir Stadı’nda, tek başıma bir köşede, Alanyaspor-Çaykur Rize maçını izlerken, maç boyu Rahmetli Hayri Doğan’ı düşündüm.
Bu stadın yapımında çok büyük emeği vardı.
O olmasaydı, Alanyaspor’un nizami bir stadı olur muydu?
Olmazdı.
Alanyaspor, maçlarını Antalya’da (bir anlamda deplasmanda) oynardı.
… …
Rahmetli, Oba Belediye Başkanıydı o tarihlerde.
“Karşılaştığımız bir restoranda, Müdürüm 15 bin kişi kapasiteli nizami bir stadın temelini atıyorum; Alanyaspor maçlarını burada oynayacak…” demişti.
Nitekim de öyle oldu.
Gönül, bu stadın adının,“Hayri Doğan Stadı” olmasını arzu ediyor.

* * *
Rahmetliyle dostluğumuz, çok çok eski yıllara dayanırdı.
Ben Mudurnu Ziraat Bankası Müdürü iken; o Tarım Kredi Kooperatifleri Yönetim Kurulu üyesi idi.
Bir rastlantı sonucu Ankara’da tanışmıştık.
Zaman zaman Ankara’da ya da Bolu’da birlikte olurduk ve her seferinde beni Alanya’ya davet eder, bana Alanya’yı anlatırdı.
Sözcüğün tam anlamıyla, Alanya sevdalısıydı.
Alanya ile ilgili büyük hayalleri vardı.
“Önce bir hava alanı” derdi.
Ve eklerdi; “Alanya daha fazla yapılaşmadan, bir an önce havaalanı için kamulaştırma işlemleri başlatılmalı. Yoksa çok geç olacak…”
Ben de o tarihlerde, Alanya’yı görmediğim ve bilmediğim için boş gözlerle bakar ve anlamsız bir ifadeyle dinlerdim kendisini…
Daha sonraki karşılaşmalarımızda, selamlaşmadan önce; “havaalanından ne haber?” demeye başladım.
O da “aaahh ah!” diye karşılık vermeye başlamıştı.
Giderek benim sorum ve onun verdiği yanıt, esenleşme biçimimiz halini aldı.
Her görüşmemizde ben; “hava alanından ne haber?” der; o da “aaahh ah” diye yanıt verir olmuştu.
Derken, beklenmedik bir şey oldu.
Ben Mudurnu Ziraat Bankasından, Alanya Ziraat Bankasına atandım.
Haftasıydı sanırım, ben telefonla konuşurken, odama iki kişi girdi
Telefon önemliydi ve kafam karışıktı.
Telefon konuşmam bitince; o iki kişiden biri; “Alanya’mıza hoş geldiniz Müdürüm. Ben Tenekeci Turgut” dedi.
Kafam meşgul, gözüm önümdeki evraklarda; “hoş geldiniz…” dedim.
Bu kez diğer konuk, kahkahayla karışık, “aaahh ah!” dedi.
Oturduğum koltuktan sıçrayıp, kalktığımı ve “Hayri Beeeyy!” diye ünlediğimi anımsıyorum.
Fırladım masamdan, sarmaş dolaş olduk.
O günden sonra nerede karşılaşsak; ben ona “hava alanından ne haber?” demeye; o da bana “aaahhh ah” demeye başladı.

* * *
Sonraki yıllarda, önce Oba Belediye Başkanı; daha sonra da iki yasama dönemi milletvekili oldu.
Hiç değişmedi.
Belediye Başkanlığı öncesi ne denli alçakgönüllüyse; belediye başkanlığında da, milletvekilliğinde de yine alçakgönüllü, yine paylaşımcı, yine verici, yine Alanya aşığı olarak kaldı.
Kendi aramızda hep aynı şekilde esenleştik.
Bir farkla; ben Ankara’da görevli iken; telefonla beni aradı.
Doğal olarak, “havaalanından ne haber?” diye söze başladım.
“Aaah” dedi ve sustu.
Şaşırmıştım.
Kısa kestin, ‘aaahh’lamayı dedim.
Güldü.
“Alanya’da havaalanı yapacak yer kalmadı ki; dağ taş beton tarlası oldu. Havaalanı Gazipaşa’ya kaydı. O nedenle sadece ‘aaahh’ dedim” dedi, bastı kahkahayı.
Gülmek de yakışırdı Rahmetli’ye.
O gün, telefonda uzun süre kahkahalaştık.
… …
Işıklar içinde uyusun.
Güzel insandı Rahmetli ve de gerçek anlamda Alanya sevdalısı…