1998 yılının Haziran'ıydı… Alanya Etibank Müdürü ve Alanya Çevre ve Mavi Bayrak Derneği Başkanıydım. Odamdan içeri güleç yüzlü, uzun ötesi, boylu poslu bir kişi girdi. Tolunay Akıncı diye tanıttı kendini. 'Bir...
1998 yılının Haziran’ıydı…
Alanya Etibank Müdürü ve Alanya Çevre ve Mavi Bayrak Derneği Başkanıydım.
Odamdan içeri güleç yüzlü, uzun ötesi, boylu poslu bir kişi girdi.
Tolunay Akıncı diye tanıttı kendini.
“Bir banka müdürünün, bir çevre derneğine başkan olması, sıra dışı bir olay. Bir gazeteci ve çevre gönüllüsü olarak; hem sizi tanımak, hem başkanlığınızı kutlamak, hem de ‘bankacılıkla, çevrecilik ne alaka’, demek için geldim” dedi, kendine özgü kahkahası eşliğinde…
Ona Alanya Sevdamı anlattım,
“Ya çevreciliğiniz?” deyince de, çevreciliğimi anlattım.
Beni ve eğittiği tüm öğrencilerini yurt ve doğa sevgisi konularında gergef gibi işleyen Söke Kocagözoğlu İlkokul öğretmenim Musa Yetkin’i anlattım.
İlgiyle dinledi.
“O dönem de öyle öğretmenlerimiz de mi varmış?” deyince; ağzımdan gayriihtiyarî; “Adamın da, öğretmenin de hası bizim çocukluk yıllarımızda vardı. Köy Enstitülerinde yetişmiş “çok yönlü eğitim neferleriydi” onlar. Ben ve benim kuşağım o güzel insanların tedrisatından geçerek geldik bu günlere, Uzun Adam…” dedim.
Nasıl olduysa ağzımdan kaçırıvermiştim “Uzun Adam” sözcüğünü…
Ondan sonra da adı “Uzun Adam” olarak kaldı.
Frekanslarımız tutmuş, zaman içinde çok yakın iki dost olmuştuk.
Pek çok etkinlikte birlikte görev aldık, birlikte çalıştık.
Oldukça geniş bir kültür yelpazesine sahip, eline ne geçerse okuyan, okumaya doymayan çok yönlü, çok kültürlü bir insandı.
Türkçe’yi çok iyi kullanan, kalemi çok güçlü, iyi bir gazeteci idi.
Bugün Alanya’da çeşitli basın kurumlarında görev yapan pek çok gazeteci, onun eğitiminden geçmiştir. O gazetecilere, hem ustalık, hem ağabeylik yaptı.
Tolunay Akıncı’nın benim için önem arz eden bir başka özelliği de çok iyi bir Fenerbahçeli olmasıydı.
Her konuda çok iyi anlaşan, aynı zamanda iki hasta Fenerbahçe taraftarı olan biz; en çok Fenerbahçe için birbirimizle tartışırdık.
… …
Ailesinin çağrısı ve ekonomik nedenlerle, ayrılmak durumunda kalmıştı buralardan…
Artık telefonla görüşüyor, telefonda Fenerbahçe kavgası yapıyorduk.
Zamanla giderek seyrekleşti telefon görüşmelerimiz.
On gün önce, Gazeteci Alper Kutay’ın isteği üzerine telefonla arayıp; hem kendim görüştüm, hem Alper’i görüştürdüm.
Eski günleri yad ettik, gülüştük telefonda.
Sağlık durumunu sordum, otuz beş (!) yaşın verdiği dinamizmle son derece sağlıklı ve iyi olduğunu söyledi.
Yazılarımı, örüşüm ağı kanalıyla izlediğini anlattı.
Bundan sonra arayı uzatmadan, birbirimizi arama sözüyle telefonu kapattık.
Ve…
Ve dün gece Sevgili Dostumun ölüm haberini aldım.
Uzun Adam, geçirdiği bir kalp krizi sonucu sessiz sedasız göçüp gitmişti bu dünyadan.
Acım ve üzüntüm çok büyük.
Kaderde, köşemde seni anlatmak ve anmak da varmış.
Adamlığını, hoş sohbetini ve dostluğunu çok özleyeceğim.
Işıklar içinde uyu, Uzun Adam.
Tolunay Akıncı