Eşkıya daha önce vur-kaç taktiği uygulardı. Bu defa son Hakkari ilimizdeki baskında vur-kal taktiği uyguladı. Çapulcular akıllarınca strateji geliştirmişlerdi. Ama tutmadı. Zira Güvenlik kuvvetlerimizin fedekarlığı sayesinde hain tertip...
Eşkıya daha önce vur-kaç taktiği uygulardı. Bu defa son Hakkari ilimizdeki baskında vur-kal taktiği uyguladı. Çapulcular akıllarınca strateji geliştirmişlerdi. Ama tutmadı. Zira Güvenlik kuvvetlerimizin fedekarlığı sayesinde hain tertip engellenmiştir. Dikkat ederseniz Güvenlik Kuvvetlerimiz diyorum, hükümet yada bakanlık demiyorum, haklı olarak diyemiyorum. Çünkü herkesin bildiği gibi AKP hükümetinin terörle mücadelede bir planı programı falan yok. Eğer olsa idi sıfır terör ile devralmışlardı, bugün ne kadar acı ve ayıptır ki terör zirve yapmıştır.Çıkardıkları yasalarla terörle mücadelede güvenlik kuvvetlerinin işini kolaylaştırmamışlar, aksine zorlaştırmışlardır. Mesela bir örnek, A ilimizdeki terör operasyonunda teröristler başka bir ilin topraklarına kaçarsa o ilde teröristi takip için o ilin valiliğinden izin gerekli. Şu hale bakar mısınız? Sanki ikinci bir yabancı ülkenin toprağında terörist takip edilecekmiş gibi. Tabi izin gelinceye kadar eşkıya gideceği yere çoktan gitmiş olur. Bu basit bir örnek. Daha buna benzer neler neler.Dünkü yazımızda geniş olarak yer verdiğimiz Pamukoğlu Paşa'nın tepkisi yerden göğe haklıdır. Kendileri cevap yerine hakarete maruz kalmıştır. (İnşallah malum davadan onu da mahkum etmezler)Terörle mücadelede kararlılık şarttır. Müzakereymiş, görüşmeymiş, geçin bunları beyim, geçin. Şu en büyük gerçektir. Saldırgan ancak ve ancak kendi yöntemleri ile etkisiz hale getirilebilir. Bu realiteyi göz ardı ederseniz, daha baştan kaybetmişsiniz demektir. İtalya, İngiltere, Almanya vs. vs. bu işi nasıl çözmüş ise siz de aynı yolu izlerseniz terörü o zaman halledersiniz. Yani, oyun kuralı ile oynanmalıdır. Öncelikle BDP'li belediyelere hükümet yardımı yani İller Bankası'ndan gönderilen kaynak sıfırlanmalıdır. Terörün tüm finansman kaynakları kurutulmalıdır. Eşkıya ile silahlı mücadele hızla devam etmelidir. Güvenlik güçlerimizin eli yeni çıkarılacak kanunlarla daha fazla, hem de en üst düzeyde güçlendirilmelidir. Bölücü örgüte destek veren ülkeler yeterince uyarılmalı ve uluslararası hukukun ülkemize verdiği haklar sonuna kadar kullanılmalı, hatta bu ülkeler alenen dünyaya terör destekçisi diye ilan edilmelidir. Ayrıca teröre açık veya gizli destek verenlerin hakkında yasal işlem yapılmalı. Milletvekili, belediye başkanı, memur vs. statüsü ne olursa olsun derhal görevine son verilmelidir. Bugüne kadar izlenen politikalar yanlıştır. Elbette önceki hükümetlerden bazılarının yanlışları olmuştur. Ancak terörle mücadelede AKP iktidarı hep hata yapmıştır ve hatada da ısrar etmektedir. Böyle politikalarla terör önlenemez. Terörle mücadelede yukarıda belirttiğimiz gibi kararlılık ve oyunu kuralıyla oynamak şarttır. Devlete uzanan el kırılır, uzanan dil koparılır.Ülkemiz küresel sömürgeci güçlerin hedefi altındadır. "Ana dilde eğitim" vesaire masaldır. Bizden toprak talep edilmektedir toprak Kürt devleti için değil Büyük İsrail ve Büyük Ermenistan için istenmektedir. Onun için teröre destek verilmektedir. Hem de en başta dost bildiğimiz devletler tarafından destek verilmektedir. Ama Türk Milleti olarak bu oyunu bozacağız.