ALANYA Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in

ALANYA

Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in "Kestel Belediye Başkanı" iken Demokrat Parti'den Milliyetçi Hareket Partisi'ne resmen geçtiği gün rozetini takan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Mayıs Çarşamba günü Alanya'ya geliyor.

Belediyenin resmi açılışları ve temel atma törenleri için Alanya'ya geleceği belirtilen Bahçeli'nin ziyaretinin altında aslında çok önemli bir mesaj da yatıyor bana göre.

Geçmişte bir "Selçuklu" başkenti olan Alanya'ya büyük önem verdiği ve Alanya'dan sık sık haberler aldığı bilinen Bahçeli'nin "Adem Murat Yücel" ismine karşı özel bir sevgisi ve sempatisi olduğu bir gerçek.

Alanya gibi turizmde marka olmuş bir şehrin belediyesini MHP'li yapan, projeleri sadece yerelde değil, ülke çapında, hatta Avrupa'da bile konuşulan Adem Başkan'ın davetini kırmayıp Alanya'yı programına aldıran Bahçeli'nin gelişi bana göre bir anlamda "dosta düşmana mesaj" niteliği taşıyacaktır.

"Adem Başkan'la partisinin arası limoni", "Adem Başkan referandumda 'Evet' için sahaya inmediği gerekçesiyle Bahçeli'ye rapor vermek zorunda kaldı" gibi söylentiler ve dedikodulara karşı, Adem Başkan'ın geride kalan 3 yılını hazmedemeyenlere Bahçeli'nin bu ziyareti en iyi cevap olacaktır.

Bahçeli sadece temel atma ve açılışlara değil, zannımca söylentileri kestirip atmak, mührü basmak ve Adem Başkan'ın arkasında olduğunu dosta düşmana göstermek için de geliyor.

***

MÜLK SAHİPLERİNE 'TIMAR' GELSİN

Alanya medyasının amiral gemisi Yeni Alanya'nın dünkü manşeti "İn cin top oynuyor" başlığını taşıyordu.

Bir zamanlar hava parasıyla dükkanların el değiştirdiği Alanya'nın en ünlü ticaret bölgelerinden Demirciler Sokak'ın bomboş halini gösteren fotoğrafların görenlerin içini burktuğu ifadelerine yer verilen haberde, "Demirciler Sokak'ta dükkanlar turizm sezonunun başlamasına rağmen halen kapalı" denildi.

Peki, dükkanlar neden kapalı, hiç düşündük mü?

Esnaf önünü göremiyor, kiralamak istemiyor, onca kiranın altına girmek istemiyor, falan filan.

Peki, dükkan kiraları neden ateş pahası, hiç bunu sorguladık mı?

Misal, isim vermeyelim, şehrin en güzide bölgelerinde, örneğin ana cadde üzerinde pek çok dükkana kiranın yanında amiyane tabirle neden anasının nikahını da istiyor, mülk sahipleri?

Kulağımla duydum, söz konusu dükkanda ticaret yapmak isteyen esnaf yıllık 60 bin Euro veriyor, mülk sahibi, "Senden önce çıkan 70 bin veriyordu, bir kuruş aşağı olmaz" deyip dükkanı 3 senedir boş tutuyor.

Halbuki 60 bine verse kendisi de kazanacak, esnaf ve toptancı da kazanacak, orada çalışıp evine ekmek götürecek personel de ucundan nasiplenecek.

Mülk sahibinin tuzu kuru, geride zaten atadan dededen kalma yığınla para, kira getiren mülkü var, dükkan 3-5 sene daha boş durmuş, umurunda bile değil.

Peki böyle mi olmalı?

Elbette böyle olmamalı.

Misal, Osmanlı İmparatorluğu'nda geçerli olan ve günümüzde Fransa gibi ülkelerin ekili araziler için uygulamaya devam ettiği "tımar" sistemi, turizm bölgelerindeki otel, pansiyon ve dükkanlar için de "acilen" hayata geçirilmeli.

Yıllık geliri 20 bin akçeye kadar olan arazilere Osmanlı'da "tımar arazisi" denilirdi, tımar sahibi arazilerden elde edilen gelirin 3 bin akçesini kendine ayırır, geri kalan her 3 bin için 1 atlı asker yetiştirirdi.

Lütfen buraya dikkat!

Tımarlı bir Sipahi, köylü toprağı sebepsiz yere terk ederse, sebepsiz yere 3 yıl üst üste ekmezse, sebepsiz yere vergisini vermezse toprağı geri alabilme hakkına sahipti.

Tımar Sistemi ile taşrada güvenlik sağlanmıştır, vergi toplanması kolaylaşmış ve vergilerin yerinde kullanılması sağlanmıştır, Hazine'den para çıkmadan devlet her zaman savaşa hazır asker yetiştirmiştir ve en önemlisi, tarımsal üretimin sürekliliği sağlanmıştır.

"Tarlan var ve sen tembellik yapıp ekmiyor musun kardeşim. O zaman Devlet Baba el koyar tarlana" deniliyordu bir zamanlar.

Diyeceğim o ki...

Dükkanını en az 2-3 yıl kiraya vermeyip kepenkleri örümcek ağlarına kiralayanlar için sert önlemler alınsın, artık Alanya Kaymakamlığı mı, Alanya Belediyesi mi, veya kim yetkili kılınıyorsa, o mülk sahibinin dükkanı elinden alınsın, bölgenin ticari analizi yapılıp bir kira bedeli belirlensin, "Ben ticaret yapmak istiyorum" diyen düzgün esnafa verilsin, kiranın bir kısmı mülk sahibine, büyük kısmı devlete kalsın, garip gurabaya iş, aş, ekmek olsun.

Yoksa kıç kadar dükkanlara 70-80 bin Euro kira talep eden, istedikleri olmayınca "Boş kalsın daha iyi" diyen mülk sahipleri yüzünden yazın ortasında caddeler kapkaranlık olmaya, inler cinler top oynamaya, oradan gelecek vergiler kaybolmaya, o dükkanlarda çalışıp evine ekmek götürecek insanların umutları sönmeye devam eder, benden söylemesi.