Dr. Sevim, yapay zekânın hekimlerin yerini almadığını, aksine mikroskop başındaki karar sürecine güçlü bir yol arkadaşı olarak eşlik ettiğini vurguladı

TIP dünyasında yapay zekânın giderek artan etkisi, hastalıkların tanısında kritik bir rol üstlenen patoloji alanında da yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Çalışmalarıyla Alanya'yı gururlandıran Uzm. Dr. Selim Sevim, Amerika’da sürdürdüğü bilimsel çalışmaları ışığında kaleme aldığı yazısında, patolojide yapay zekâ kullanımının bugünü ve geleceğini hekim bakış açısıyla ele alıyor. Sevim, teknolojik gelişmelerin etik ve bilimsel çerçevede, insan aklı ve deneyimiyle birlikte ilerlemesi gerektiğine dikkat çekiyor.

İşte Dr. Sevim'in yazısı:

Patolojide Yapay Zekâ: Mikroskobun Yanına Gelen Yeni Yol Arkadaşı

Dr. Okan Tanın Öncülüğünde OTEK Poliklinik: Antalya’da Sağlık ve Estetiğin Yeni Tanımı
Dr. Okan Tanın Öncülüğünde OTEK Poliklinik: Antalya’da Sağlık ve Estetiğin Yeni Tanımı
İçeriği Görüntüle

Günümüzde yapay zekâ denildiğinde çoğumuzun aklına sürücüsüz araçlar, telefonlarımızdaki akıllı uygulamalar ya da internette karşımıza çıkan öneri sistemleri geliyor. Ancak belki de en sessiz ama en önemli dönüşümlerden biri, hastalıkların tanısında kritik rol oynayan patoloji alanında yaşanıyor.

Patoloji, kısaca söylemek gerekirse, hastalıkların doku ve hücre düzeyinde incelendiği bilim dalıdır. Kanser tanısından iltihabi hastalıklara kadar pek çok kritik karar, mikroskop altında bakılan doku örneklerine dayanır. Bu süreçte patologlar, yıllar süren eğitim ve deneyimleriyle hücrelerdeki en küçük değişiklikleri yorumlar. İşte yapay zekâ tam da bu noktada devreye giriyor.

Yapay zekâ, patolojide patologlara destek olmak için kullanılmaktadır. Dijital ortama aktarılan doku görüntüleri üzerinde çalışan yapay zekâ algoritmaları, binlerce hatta milyonlarca örnekten öğrendikleri örüntüler sayesinde bazı hücresel değişiklikleri hızlı ve tutarlı şekilde işaretleyebilmektedir. Bu, özellikle yoğun iş yükü altında çalışan sağlık sistemlerinde, tanı sürecinin daha verimli ve güvenli ilerlemesine katkı sağlama potansiyeline sahiptir.

Örneğin kanser tanısında, yapay zekâ sistemleri şüpheli alanları önceden belirleyerek patologların dikkatini bu bölgelere çekebiliyor. Bu sayede patologların karar verme süreci desteklenebilir. Benzer şekilde, bazı hastalıkların seyrini öngörmeye yönelik analizlerde de yapay zekâdan faydalanılan çalışmalar bulunmaktadır. Kişiselleştirilmiş tedavilerin oldukça önemli olduğu günümüzde, bu gelişmeler hastalarına her zaman en iyi tanı ve tedaviyi sağlama amacında olan bizleri, hekimleri, heyecanlandırmaktadır.

Gelecekte patolojide yapay zekânın daha fazla alanda kullanılacağını söylemek mümkün. Ancak bu dönüşümün sağlıklı olabilmesi için teknolojinin, etik kurallar ve bilimsel standartlar çerçevesinde, hekimlerin aktif katılımıyla geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Kısacası, yapay zekâ patolojide yeni bir dönemin kapısını aralıyor; fakat bu kapıdan içeri girerken direksiyonda hâlâ insan aklı, deneyimi ve sorumluluğu bulunuyor.

Muhabir: Gülser Yiğit