Dünkü yazımızda; 'Mustafa Kemal ve arkadaşları, ‘dünün Sevrcilerine karşı'; Türk, Kürt, Laz, Çerkez, solcu, sağcı, dinli, dinsiz demeden nasıl bir birlik ve dirlik içersinde savaşmışlarsa; ‘bugünün Sevrcilerine karşı'...
Dünkü yazımızda; “Mustafa Kemal ve arkadaşları, ‘dünün Sevrcilerine karşı’; Türk, Kürt, Laz, Çerkez, solcu, sağcı, dinli, dinsiz demeden nasıl bir birlik ve dirlik içersinde savaşmışlarsa; ‘bugünün Sevrcilerine karşı’ da aynı birlik ve dirliği sağlamak zorundayız…” dedik.Ve sorduk?“…Peki, bugün niye o dönemin vatanseverleri gibi davranamıyor, tavır alamıyor ya da almakta zorlanıyoruz, hiç düşündünüz mü bunun nedenini?Neremize ne oldu ya da o gün neyimiz vardı da, o şeyimiz bugün yok oldu?!...” dedik.… …Benzeri soruları, Bana Avar da sormuş kendine; sorusuna da ilginç ve çarpıcı soruyla karşılık vermiş.Demiş ki; “Bu sorunun yanıtı; emperyalizm tarafından sahneye itilmiş, ‘Türkçü’, ‘Solcu’, ‘Dindar’ gibi maskeli ‘hainlerin’, gerçek Türkleri, gerçek solcuları, gerçek dindarları susturuyor, perdeliyor, yok ediyor olmaları… olmasın sakın!”Sonra da bu düşüncesine şöyle açıklık getirmiş;“…Küresel güçlerin, 1940’lı yıllardan buyana sürdürdüğü; ekonomiyi, siyaseti, orduyu, eğitimi ve kültürü ‘iğdiş etme’ politikaları başarıyla uygulanmış, bugün meyveleri (bile) hasat edilmeye başlanmıştır.Halkının önüne ‘ışık’ olması gereken sözde aydınlar; tüm ümidini ‘medeni dünya’ olarak niteledikleri, Batı’ya bağlamışlardır.Onlar, oltadaki yemi yutmuş ve cellâtlarına gizli bir aşkla bağlanmışlardır. Görünür olan sadece onlardır, sahne ışıkları altında sadece onlara yer vardır…Ne yazık ki, halkımız da; ‘aydın’ diye onlara alışmış, onları tanımıştır...Oysa o aydınlar(!), ‘Bu millet adam olmaz’ deyip, kenara çekilmişler; ‘olur kılmak’ için hiçbir gayretin içersine girmemişlerdir.Sorsanız, Atatürkçüdürler, ancak Atatürk hakkında dişe dokunur hiçbir şey bilmezler. Bildikleri çok şeyi de Batılı güçler, olmayan beyinlerine zerk etmiştir.Ülkeye, Atatürk’ü ‘deccal’ gösteren, Lozan’ı hezimet sayan, laikliğe ‘dinsizlik’ diyen, küresel efendilerinin emrinde cemaatler kuran, İslam’ı ılımlılaştıran, Siyonist planların ‘Müslüman maskeli’ uygulayıcılarının ağına düşen ‘aydın’ tipi egemen olmuştur.Onlara göre Osmanlı dirilecek, Türk milleti yeniden imparatorluk tebaası olarak dünyaya hükmedecektir..Hepsinin yolu, ya Utah’dan, ya Pensilvanya’dan ya Londra’dan geçmiştir.… …Milletin karşısında, uzunca bir zamandır ‘parti kaleleri’ var!Kalın surlarla halktan ‘korunmuş’ bu kaleler; milletin karşısında, ancak sistemin yanındadır. Çeşitli partiler arasında parçalanmış millet; ‘demokrasi’ adı altında hepsi aynı odaklara hizmet eden partilerin tabanıdır. Bunların bir kesimi ‘muhafazakâr’, diğer kesimi ‘çağdaş’ sıfatıyla anılır.Biri sahte bir dinle aldatılır, öteki özenti bir batıcılığa kurban edilmiştir.Aralarında uçurumlar vardır. İki ayrı ülkenin milletleri gibi ayrışmış, ayrıştırılmıştır...