Siyasilerin sıkça ağzından düşürmediği söz ‘ben dava adamıyım.'
İyi de ‘dava adamı’ olmak ne anlama geliyor veya nasıl olunuyor. Dava adamıyım deyince dava adamı olunabiliyor mu?
Peki dava adamı nasıl olmalı, 'dava adamıyım' diye sokakta ahkam kesen siyasilerin kaçı gerçekten hangi davanın adamı olduğunu biliyor.
’Dava adamı olmak’ öyle kolay bir şey mi? Herkes dava adamı olabilir mi?
‘Dava adamı‘ öncelikle neyin davasının peşinde olduğunu iyi bilmeli, iyi anlamalı. Dava adamı, dava arkadaşlarını kullanarak bir yerlere gelmenin hesabını yapmamalı.
Bakıyorum da 'ben dava adamıyım' diyenlerin bir çoğu davasına sadakat göstermiyor, dava arkadaşlarını sırtından hançerliyor. İnsanların yüzüne başka, arkasından başka konuşuyor. Davasına gölge düşürecek her türlü şerefsizliği, partisine her türlü ihaneti yapıyor, sonra da çıkıp 'dava adamıyım' diyor.
Bu tiplerin tek gayeleri vardır, o da dava adamı gibi gözüküp dava arkadaşlarının sırtına basarak kendi menfaatlerini koruyabilmektir.
Adamın oğlu A partisinden aday oluyor, partinin sayesinde bir yerlere geliyor, sonra çıkıyor 'aslında benim mayam B partisinden' diyerek zırvalıyor.
Şimdi gel bu adamın dava adamlığına güven. Neyin davası; kendi çıkar ve menfaatinin davası. Bu tür insanlardan ne bu ilçeye ne de bu ülkeye fayda gelmez.
Lafla peynir gemisi yürümüyor. Dava adamı, davasına sadık olmalı. Dostlarını satmamalı. İnsanların yüzüne bir türlü, arkandan başka türlü konuşmamalı.
Ülkesi, ilçesi için elini taşın altına koymalı. Dava adamı, dava arkadaşlarını kullanarak geldiği makamı üç kuruşa mimarlara, müteahhitlere satmamalı.
Gözünü kin ve para bürümüşlerden ne davaya ne de ülkesine fayda gelir.
Aç gözlü insanlar dava adamı olamazlar. Dava adamı gerektiğinde davası için hayatını ortaya koyar. Hangi davanın dava adamı olursan ol, o davanın gelişmesi için mücadele etmezsen o davanın zamanla izleri silinir.
Dava adamı olmak için adam olmak yetmiyor. Dava adamı olmak için adam gibi adam olmak şart. Adamlıktan kastım elbette cinsiyet değil. Adamlık, sözü ve özü bir olarak inandığı şeye sımsıkı sarılmak. Davası uğruna gerektiğinde malını ve hayatını feda edebilmektir. Davam diyerek geldiği makamı kullanıp eşine, dostuna, akrabasına kamunun malını peşkeş çekenler, ilçeyi borç batağına sokanlar ne dava adamı olabilirler ne de insan.
Dava adamı olmak için çok okumuş avukat, doktor, mühendis veya çok zengin olmaya da gerek yoktur. Dava adamı olmak için her şeyden önce kişinin davasında samimi olması gereklidir. Samimiyet dava adamlığında çok önemlidir.
Davasına karşı samimi olmayan hiç kimse dava adamı olamaz. Ancak kendi menfaatleri için, bir yerlere gelebilmek için dava adamı gibi gözükürler.
Dava adamıyım söylemi yapanların gerçek dava adamları olup olmadıkları davaları uğrunda yaptığı fedakarlıklarıyla, ayırdıkları zamanla, harcadıkları parayla, kaybettikleriyle, birlik beraberliği ile, paylaşımlarıyla, gayretleriyle ve destekledikleriyle bilinir. Öyle ben dava adamıyım diyeceksin, kendine bir koltuk kapacaksın sonra da oturduğun yerde davanın kuyusunu kazacaksın.
Dava adamıyım diyeceksin, dava adına çağrıldığında üç kuruşun hesabını yapacak, beni karıştırma diyeceksin. Sevsinler senin dava adamlığını.
Dava adamıyım deyip dava adamlarının sırtından nemalanacaksın, şanın ve şöhretin devam edip mesleğin zirvesinde görev yapacaksın, kariyer peşinde koşacaksın, dava adamı olacaksın. Geç bunları sen, külahıma anlat.