Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Tanzimat'la birlikte, meşrutiyet yani yıkılış öncesinde parlamento ve partiler vardı. İttihat ve Terakki, Osmanlı Ahrar Fırkası, Osmanlı Demokrat, Osmanlı Sosyalist, Hürriyet ve İtilaf fırkaları gibi...

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Tanzimat’la birlikte, meşrutiyet yani yıkılış öncesinde parlamento ve partiler vardı.
İttihat ve Terakki, Osmanlı Ahrar Fırkası, Osmanlı Demokrat, Osmanlı Sosyalist, Hürriyet ve İtilaf fırkaları gibi tam 33 partiden söz edebiliriz.
***
Cumhuriyetle birlikte, sadece Cumhuriyet Halk Fırkası, yani CHP ile 1946 yılına kadar tek partiyle yönetildik.
Nüfusun yüzde sekseninin köylerde yaşaması, okuma yazma bilmeyenlerin yüzde doksanlara vardığı bir toplumda, uzun yıllar süren savaşlar nedeniyle nüfus, yaşlılar ve çocuklardan oluştuğundan yetişmiş eğitimli insan bulmak çok zor olduğundan CHP’nin il başkanlığını da valiler yapmaktaydı.
***
Yeni rejimi güvence altına alabilmek ve planlanan reformları yapabilmek için, belli bir otoritenin sağlanması ve tek adam şeklinde bir yönetim anlayışı Atatürk ve sonrasındaki ikinci adam İsmet İnönü tarafından 1950 yılına kadar devam etti.
Atatürk dönemi, Kurtuluş Savaşı sonrasında, yoktan var edilmeye çalışılan bir zor dönemdi.
İnönü iktidarı ise, 2. Dünya Savaşı süreciydi.
***
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, ölüm döşeğinde can çekişen bir toplumu, önce hastanenin yoğun bakımına sonra da servise taşıyarak yaşatma becerisini gösterirlerken, İsmet İnönü de, 2. Dünya Savaşı'nın dünyaya yayılmaya başladığı bir dönemde ülkeyi karantinaya alarak ayakta kalmasını sağlayabilmiştir.
Bu iki tarihi süreci, bugünkü kalkınma hamleleriyle mukayese etmeye kalkmak ne kadar yanlışsa, bu dönemleri toplumun mutluluğu ve refahı bakımından göklere çıkartmak da o kadar yanlıştır.
Her süreç kendi tarihi perspektifi içinde ele alınıp değerlendirilmelidir.
***
Bana göre, Türkiye Cumhuriyeti’nin sıçrama noktaları, 1950 Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ve bu sürecin 1957 yılına kadar başarılı bir biçimde sürdürülmesi, sonrasında da siyasi kutuplaşma ile Türkiye’nin cumhuriyet tarihindeki ilk askeri darbe ile birlikte 1. fetret dönemine girilmesi.
İkici sıçrayış, rahmeti Özal’la birlikte 1983-89 arası.
Üçüncü sıçrayış ise, 2002 ile başlayan süreç.
Koalisyonlar dönemi, Türkiye’nin kayıp yılları olarak tarihteki yerini aldı.