Belediye otobüsünün çok değerli kaptanı, bu yazıyı 1.5 ay evvel yazmak istedim ama rahatsızlığımdan dolayı yazılarıma ara vermiştim fakat gördüğüm haksızlığı yazmak ilkemdir ve hep doğruları yazarım, zaman değil, yapılan önemlidir...
Belediye otobüsünün çok değerli kaptanı, bu yazıyı 1.5 ay evvel yazmak istedim ama rahatsızlığımdan dolayı yazılarıma ara vermiştim fakat gördüğüm haksızlığı yazmak ilkemdir ve hep doğruları yazarım, zaman değil, yapılan önemlidir benim için.
O gün de Anadolu Hastanesi’nden kontrolden dönüyorum, otobüs kalabalıktı, indir, bindir yola devam ettik, bir durağa geldik, yolcular indi. Zor durumda olan iki yaşlı hanımı aldı ve “Dolu. Yer yok, kusura bakmayın” dedi, durakta bekleyenler söylenmeye başladı. “Yer yok” deyip, kapıları örttü. İçeride kıpırdanma oldu, iki güçsüz tonton yaşlı hanıma beyefendi 2 kişi yer verdi. Her kimlerse saygılarımı sunuyorum. Bu arada içeriden sesler yükseldi, “Niçin yolcu aldın, kör müsün, otobüs dolu!” dediler. Kaptan da “Bu iki hanım, durakta oturacak yer olmadığı yani dolu olduğu için ayakta birbirine dayanarak duruyorlardı. Camdan gördüm ve üzüldüm, başkasını da almadım, ya ne yapacaktım, insanlık ölmedi” dedi. “Doğru yoluna devam edecektin, bizim işimiz gücümüz var” diye bir homurtudur gitti.
Kaptan asla acı bir kelime söylemedi, işi büyütmedi ve kendine hakim oldu.Tekrar yola devam ettik, bir durağa gelmek üzereydik, yığınla kişi bekliyordu. Ya okumadan yada bir yemekten gelmişlerdi, kaldırım tıklım tıklımdı. Kaptan sordu “İnecek var mı?” diye, seslenen olmadı. Aslında inecek olanın söylemesi gerekiyor. Kaptan kimseyi alamayacağı için durakta durmadı. Zira bir zılgıt daha yemeye niyeti yoktu. Öbür durakta duyduğu lafları henüz unutmadan, tez sesli bir hanım “Neden durmadan geçiyorsun?” dedi. Kaptan “Öbür durakta durdum, hepiniz kızdınız, ben sordum inen var mı diye, kimse cevap vermedi” dedi. Hanım “Şuna bak, bir de utanmadan konuşuyor” dedi ve “Terbiyesiz” dedi. Aşağı indi. Şaşıp kaldım. Bizlere canı gönülden hizmet eden bu değerli insanlara daha kibar davranamaz mıyız? Çok yazık böyle yapanlara. Evimizin karşısı durak, zifiri karanlıkta bile görevlerinin başında, insanları işlerine ulaştırırlar. Onlar da istemezler mi evlerinde, aile ortamında, çocukları ile kahvaltı etmeyi. Ama görev var. O koltukta o kadar oturup araba kullanmak kolay mı. Vücut hurdaya dönüyor zaten. Aman aman karları yok, benzin her gün artmakta, araba bakımı, lastik bakımı, bazı insanların bıçakla zevk için verdiği zarar. Zaten bir çok yolcu yaştan dolayı veya işten dolayı parasız yolculuk yapıyor, talebe zaten yarı ücret ödüyor. Bir çoğumuzun arabası olduğu malum, bazen bomboş bazen de az yolcu ile devam ediyor. Son durağa geldikten sonra da yolcuların otobüs içine attığı mendil, kabuk gibi vesaire şeyleri temizliyorlar. Otobüsler her zaman tertemiz.
İnerken onlara teşekkür edelim ve morallerini bozmayalım.
Güzel sözler dilinizden aksın ve tüm güzellikler kalbinize dolup taşsın, hiç eksilmesin. Hoşçakalın.