ÇOK sık yazıyorum. 'Eğitim” diyorum; önce eğitim… Öğretimden önce eğitim… Çok yönlü, çok amaçlı eğitim… Ben ne zaman bu tür konuları yazsam ya da herhangi bir ortamda sözel olarak bu tür konuları açsam; (bazı) öğretmenlerimizden...

ÇOK

sık yazıyorum.

“Eğitim” diyorum; önce eğitim…

Öğretimden önce eğitim…

Çok yönlü, çok amaçlı eğitim…

Ben ne zaman bu tür konuları yazsam ya da herhangi bir ortamda sözel olarak bu tür konuları açsam; (bazı) öğretmenlerimizden anında tepki alıyorum.

“Önce eğitim, demekle olmuyor” diyor öğretmenlerimiz; “elimizi kolumuzu bağlayan hazreti(!) mevzuat var. Müfredatın dışına çıkmamıza izin verilmez, verilmiyor…” diyorlar.

Ancak bu yanıt beni ikna etmiyor.

Aynı hazreti(!) mevzuat bizim dönemimizde de vardı.

Ama bizler,

“eğitime öncelik ve ağırlık veren” güzide öğretmenlerin

elinde yetiştik.

Öğrenim yaşamımız süresince, öğretmenlerimizin gözleri sürekli üzerimizdeydi.

Okullarımızda izlendiğimiz gibi, okul dışında da izlenirdik.

Evet, o yaşlarda bu denli gözetim altında tutulmaktan rahatsız olurduk ama ileri yaşlarda bunun çok büyük yararlarını gördük.

* * *

Sözü, beni çok üzen, günümüz öğrencilerinin (daha orta öğretimde başlayan) SİGARA ALIŞKANLIKLARINA getirmek istiyorum.

Cuma günleri, (sabah erken saatlerde) Cuma Pazarına gidiyorum.

Arabamı, Tevfikiye Sokağı’na park ediyor; Cuma Pazarı Dolmuş Durağından geçip, Pazar yerine iniyorum.

İnerken, hem bu sokakta, (arabaların arasında, kaldırımların üzerinde) hem dolmuş durağının kuzey yakasındaki çay evlerinde; ellerinde sigara, onlarca öğrenciyi fosur fosur sigara içerken görüyor, üzülüyorum.

Yazık.

Çok yazık.

Bu öğrenciler, izlenmiyor mu?

Okullarda sigaranın zararları anlatılmıyor mu?

!!??...

Anlatılmadığını biliyorum,

meşhur (!) hazreti (!) mevzuat

buna izin vermiyor.

Vermezse, vermesin; ne olur, anlatılsa?

Ne olur ilgili kurumlardan (örneğin Yeşilay Derneği’nden ya da konuyla ilintili doktorlarımızdan) birileri davet edilip; öğrencileriniz eğitilip, bilgilendirilse?

* * *

Bakın size tatsız bir anımı anlatayım.

Uzaktan ya da yakından tanıdığım pek çok insanı kaybettim, bu sigara yüzünden.

Hele yakın zamanda, çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybettim ki; vefat edene kadar geçirdiği evreleri hiç unutmam. Acısı hâlâ yüreğimdedir.

… …

Tedavi üzerine tedavi oldu. Sonunda gırtlağını deldiler.

Artık mekanik bir ses veren, özel bir araç kanalıyla konuşabiliyordu.

Ziyaretine gittiğim bir gün; “sana bir şey göstereceğim” deyip, beni, yattığı odaya götürdü Rahmetli. Ve yattığı yerden (uyurken) öksürdüğünde; delinen gırtlağından çıkıp karşı duvara yapışan zift birikimlerini gösterdi.

İnanın, o bembeyaz duvar, sokak ve caddelerimizdeki asfaltın görüntüsü ve rengi gibiydi.

Yapmayın çocuklar.

İçmeyin bu zıkkımı.

Yazık etmeyin kendinize.

Dilim varmıyor söylemeye ama sonunuzun, gırtlak kanseri olan arkadaşım gibi olma olasılığınız çok yüksek.

Bırakın o zıkkımı.

* * *

Ve saygıdeğer öğretmenler.

Haddim olmayarak size de bir çift sözüm var.

Lütfen izleyin ve uyarın öğrencilerinizi.

Unutmayın ki, sizin, eğitmek gibi bir misyonunuz da var.

Şöyle ufak bir araştırma yapın; sigara tiryakisi kızlı erkekli çok büyük bir öğrenci kitlesi göreceksiniz okullarınızda.

Buradan başta İlçe Milli Öğretim Müdürümüz olmak üzere, tüm okullarımızın müdür ve öğretmenlerine sesleniyorum.

Üzülerek bunları yazıyor ve siz(ler)e ihbarda bulunuyorum, çocuklarımız genç yaşında zehirleniyor.

Bu konuda eğitim ve uyarı görevi; öncelikle elbet de ailelerin ama en büyük görev öğretmenlerimize düşüyor.

Sayın Milli Eğitim Müdürüm, okullarımızın müdürleri kanalıyla lütfen öğretmenlerimizi uyarın.

Hatta bir sabah erken saatlerde, sözünü ettiğim bu mekanları dolaşıp, siz de tanık olun bu tatsız manzaraya…