ALANYA’NIN Aliefendi, Kargıcak, Ispatlı, Yaylakonak ve Şıhlar mahallelerinde 18 Eylül’de başlayan orman yangınları, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüdü. 13 helikopter, 4 uçak olmak üzere toplam 17 hava aracı, 200 kara aracı ve 750 personel ile müdahale edilen bölgedeki yangınların tamamı kontrol altına alınarak, soğutma ve hasar tespit çalışmalarına geçildi. Yangınlarda yaklaşık 400 hektar ziraat alanı ve ormanın yanı sıra, inşaat halindeki 2 villa, 1 bahçe evi ve 1 araç zarar gördü. Şıhlar bölgesinde ise 1 ev yangından etkilendi. Yangını yaşayan vatandaşlar büyük korku ve çaresizlik içinde geçen o anları Dim TV’ye anlattı.
‘EVİMİZİ YANMAKTAN SON ANDA KURTARDIM’
Yangın esnasında evini yanmaktan son anda kurtaran Mustafa Özdemir, “Yangın çok büyüktü, insanlar büyük bir telaş içindeydi. Ekip arkadaşlarımız ve herkes elinden geleni yaptı. Evimiz, yanmaktan kıl payı kurtuldu. Can kaybı olmamasına çok seviniyoruz. Ancak geri kalan her yer tamamen yandı. Çok ciddi bir yangındı. Herkese geçmiş olsun. İnsanların gelecek nesiller için daha düşünceli, daha gayretli ve çevresine daha duyarlı olması gerekiyor. Sahamızı, doğamızı, çevremizi korumamız şart. Herkes çok daha dikkatli olmalı. Eskiden de yangınlar çıkardı ama son bir iki yıldır bu olaylar çok arttı. Bunun sebepleri mutlaka araştırılmalı, insanlarımız daha bilinçli olmalı. O gün akşam annemle babam beni aradılar. Yangın eve yaklaşınca evden çıkıp okul tarafına gitmişler. Ben de geldim ama ekipler doğal olarak yukarıya geçişe izin vermiyordu. Aşağıdan baktığımda evimiz yanıyor mu, yanmıyor mu bilmiyordum. Sonra itfaiye aracına bindim, onlara bir süre yardım ettim. Arkadan gelen yoldan başka bir araca geçtim, oradan da aşağıya ulaştım. Kalan yaklaşık 500 metreyi koşarak eve geldim. Evin camları patlamış, yangın başlamıştı. İçeriye girip yangını aşağıya doğru itmeye çalıştım. Yanımda birkaç şişe beş litrelik su vardı, onları serpiştirdim. Elektrik yoktu, su yoktu, hiçbir şey çalışmıyordu. Çok şükür, kıl payı kurtulduk. Verilmiş sadakamız varmış” dedi.
‘DÖRT BİR TARAFIMIZI ALEV SARDI’
Ayten Kök, “Dört bir tarafımızı alev sardı. Komşu haber verip ‘evden çıkın’ deyince çıktık. Alevler hızla yükselmiş, her tarafı sarmıştı. Hemen komşulara haber verdik, itfaiyeyi aradık. Dışarı çıktık, elimizden geldiğince mücadele ettik. Suları açtık, komşularımız da toplandı, birlikte söndürmeye çalıştık. İtfaiye de kısa sürede geldi. Hayvanlarımızı ateşin ulaşmadığı yerlere götürdük. Ben çok korkmadım ama çocuklarım çok korktu. Onları hemen evden uzaklaştırdık. Komşunun küçük çocuğu da vardı, onu da aldılar, uzaklaştırdılar. Sağ olsun komşularımız büyük destek oldu. Kuyu suyumuz vardı, havuzlarımız doluydu. Onları açıp etrafı ıslattık. Böylece biraz kontrol altına almaya çalıştık. Yine de bahçemiz yandı, damlama sulamalarımız, hortumlarımız, ağaçlarımız tamamen zarar gördü. Yaklaşık üç dönümlük bir alanımız vardı, orası tamamen yandı. Genel olarak baktığımızda beş dönüme yakın arazimiz zarar gördü. 10‘un üzerinde zeytin ve avokado ağacımız vardı. Çoğu meyveleriyle birlikte yandı, ağaçlarımız kül oldu. Ama en önemlisi canımız sağ” ifadelerini kullandı.
‘HERKES CAN HAVLİYLE KOŞUŞTURUYORDU’
Mahalle sakini yaşlı teyze, “Akşam saat 10 buçuk sıralarında yatmıştım. Birden uyandım, bir gürültü duydum. Herkes can havliyle koşuşturuyordu, tarlaya doğru gidiyorlardı. Hemen eltimi aradım, onların da haberi yokmuş. Onlar da toparlanıp geldiler. Oğlum aradı, ‘Anne, yangın hızla geliyor’ dedi. Alevler çoktan tarlaları yakıp yaklaşmıştı. Sonra mahallede caminin önünde toplandık. Jandarmalar geldi, yaşlıları ve bizleri askerler arabalarla götürdü. Hep birlikte Demirtaş’a geçtik. Orada bir benzinlikte bir süre bekledik, dinlendik. Sabaha kadar gözümüze uyku girmedi. Çok şükür, eşimiz dostumuz da yanımızda oldu. Zor bir geceydi ama canımız sağ, tesellimiz bu” dedi.
‘ATEŞ BİR ANDA DAĞIN HER TARAFINI SARDI’
Zeynel Avara, “Benim hiçbir şeyden haberim yoktu. Hanım dışarı çıkmış, ‘yangın var’ dedi. O sırada ben uyuyordum, gece saat on bir civarıydı. Kalktım, gerçekten rüzgâr bu taraftan esiyor, yangın da batıya doğru ilerliyordu. Bir süre sonra itfaiye geldi, ardından karakol komutanı ve askerler de geldi. Bizi evden çıkarıp, ‘çıkın, hemen dışarı gelin’ dediler. Tabi hepsi bizim güvenliğimiz için uğraşıyordu. Daha sonra ateş dağın her tarafını sardı. Bizim eve çok şükür bir zarar gelmedi ama komşuların evleri ve bahçeleri zarar gördü” diye konuştu. (Şerife ÇOBAN)