Olmuyor.
Alanya’nın en gözde ve en önemli kültürel kurumu Alanya Arkeoloji Müzesi’ne, üzerinde bulunduğu 15 dönümlük arazi dar geliyor.
Dahası arkeoloji müzesiyle, kent müzesi bir arada olmuyor.

* * *
Geçtiğimiz perşembe günü, Dünya Müzeler Haftası nedeniyle, Alanya Müzesi’nde anlamlı bir etkinlik vardı,
Müze Müdürlüğünün takdire şayan organizasyonunu yoğun trafik ve müzenin yeterli olmayan müze alanı gölgeledi.
Müzenin üç bir yanındaki yol tıkandı, trafik felç oldu.
Etkinliğine katılan davetliler sığmadı Müze’ye.
Olmuyor işte.
Olmuyor.
Dar geliyor bu arazi, Alanya Müze’sine…
Oysa çok verimli, çok geniş kapsamlı ve çok nitelikli çalışmaları var Alanya Arkeoloji Müzesi’nin…
Ve Alanya Arkeoloji Müzesinin sergileyecek çok şeyi var.
Başlı başına bir tarih olan 5 – 7 bin yıl öncesine ait olduğu tahmin olunan Kadıini Mağarası’nda yapılan kazı çalışmaları buluntularının sergilenmesi bile önemli yer işgal ediyor.
Kaldı ki kazı çalışmaları devam ediyor.
Buluntuların devamı var yani.
Ve…
Ve bu coğrafya, öyle bir coğrafya ki; daha keşfedilmemiş Kadıini gibi kazdıkça tarih fışkıracak nice mağaralar var bu coğrafya da.

* * *
Bu konuyu geçtiğimiz cuma Alanya Aktif Gazeteciler Cemiyetimizi (ALGC) ziyaret eden Alanya’mızın gururu Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na da açtım.
Mevcut Alanya Arkeoloji Müzemizin alan olarak yetersizliğinden söz edip, yardımlarını istedim.
En uygun alanın da Karayolları Arazisi olduğunu dillendirdim.
… …
Gerçek bir “Alanya sevdalısı” olan Sayın Bakanımız, anında olumlu tepki verdi ve “Millet Bahçesi olarak tahsis olunacak Karayolları Arazisi’yle ALANYA KENT MÜZESİ’nin iç içe çok daha işlevsel olacağını…” söyledi.
Ve bu düşünceyi değerlendirmeye değer bulduğunu ifade etti.

* * *
Alanya’nın, mevcut Arkeoloji Müzesi’nin dışında bir de ayrıca KENT MÜZESİ’ne gereksinimi var.
Çünkü arkeoloji müzeciliğiyle, kent müzeciliği bir arada olmaz ve de olmuyor.
Kent müzeleri, kentlerin kültürel kimliğini dünden bugüne, bugünlerden de yarınlara taşıma görevini üstlenen kurumlardır.
O nedenle de ülkelerin ve de kentlerin, olmazsa olmaz kurumlardan biridir.
Çünkü kültür, geçmişin birikimini geleceğe aktaran, ülkenin kimliğini zenginleştiren, ülke kalkınmasına katkıda bulunan toplumsal birikimlerin bütünüdür.
Çünkü kültür, her tür bilgi ve becerinin kuşaklardan kuşaklara aktarılmasıyla varsıllaşır.
Çünkü kültür, kentlinin, kentiyle bağlarını güçlendirmek açısından önemlidir.
Kodlarını çözemediği, kentsel bir ortamda yaşayan kentli, çoğu zaman huzursuzluk kaynağı olur.
O nedenle, kentlerin tarihsel süreç içinde geliştirip, yaşattıkları kültürle bütünleşemeyen kentlileri, kent kültürüyle, (özellikle de geçmişiyle) barışık kılmak önemli bir sorumluluktur.
İşte o nedenle geçmişle bağlarını koparmamış diri, üretken ve canlı kent müzeleri önemlidir.
Alanya, tarihsel derinliği olan bir kent.
Hem arkeolojik hem de kültürel olarak.
Her konuda dolu dolu olan bir kent.
Sözün özü arkeolojik müzecilikle, kent müzeciliğini birbirinden ayırmamız gerek.
Alanya’nın bir kent müzesine; kent müzesinin de Alanya Karayolları Arazisi gibi bir araziye gereksinimi var.
Bu konuyu, eni konu tartışıp (Karayolları arazisini, beton severlere kaptırmadan) bir düşünelim lütfen.